Türkiye, 31 Mart’ta yerel yönetimleri belirlemek için sandık başına gidiyor. Geçtiğimiz yıl yapılan genel seçimlerde ilk kez oy kullanan seçmenler ve 31 Mart’ta ilk kez sandığa gidecek olan gençler, seçimlerde belirleyici rol oynayacak.
Yerel seçimlerde Z kuşağının oyları da etkili olacak. Geçtiğimiz yıl ilk kez sandık başına giden 6 milyon genç seçmene bu yıl yenileri eklenecek. Z kuşağı içinde oy kullanma hakkına sahip kitle, toplam seçmen yüzde 10’undan fazla. Bu sebeple Z kuşağının desteğini almak sandıktan birinci çıkmak isteyen adaylar için büyük önem taşıyor.
Doğrudan iletişim
Uzmanlar, siyasi parti ve adaylara Z kuşağı ile doğrudan iletişim kurmaları önerisinde bulundu. Yaşar Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Alikılıç, 2000 yılı sonrası doğan Z kuşağının teknoloji çağının jenerasyonu olduğunu belirterek, vakit geçirdikleri sosyal medya platformlarından gençlerle iletişim kurmanın siyasi partiler ve adaylar için başarının anahtarı olacağını söyledi. Alikılıç, gençleri doğrudan dinleyen ve sorularına yanıt veren aday ve siyasi partilerin sandıkta bir adım önde olacağını vurguladı. Siyasetçilerin kendilerinden farklı olan Z kuşağını anlamaya ve oylarına talip olmaya çalışması gerektiğini belirten Prof. Dr. Özlem Alikılıç, “Araştırmalara göre siyasi partileri kendi kuşakları ve öncelikleri ile özdeşleştirerek destekleme eğiliminde olan gençler, oy toplamaya çalışan klasik partilerin dışında kendi sorunlarına odaklanan ve bu kuşağı gerçekten ciddiye alan daha hoş görülü partileri destekleme eğilimde olduklarını ifade etmektedirler. Hepsi siyasete ilgi duymasa da, ilgi duyan Z kuşağının bir kısmının partilerin gençlik kollarında görev aldıklarını da görüyoruz” dedi.
“Z kuşağı hızlı ve sıkılgan”
Z kuşağının her an değişime açık olduğunu ve olaylar karşısında çok çabuk sıkılabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Alikılıç, şunları söyledi:
“Gençler, internet, sosyal ağlar ve yapay zekadan tüm bilgilere çok kolay erişebilmektedir. Ancak bu kuşak ezber yapma konusunda zayıftır. Çünkü sürekli çevrimiçi oldukları için bilgiye zaten kolayca erişebileceklerini bildiklerinden, ezber yaparak zihinlerini yormayı anlamsız görürler. Bu nedenle, Z kuşağı bilgi için bu kadar zamanı harcayamayacak kadar sabırsızdırlar. Hatta Z kuşağının basit günlük olaylar karşısında çözüm üretemediklerini tespit eden araştırmalar bulunuyor. Aynı zamanda istikrardan hoşlanmayan bu kuşak, her an iş değiştirme eğiliminde olabilirler. Rutinden çok sıkılırlar. Z kuşağı, sosyal hayatta bile teknolojiye bağımlı yaşamalarından dolayı gerçeklik algıları sanal dünya ile iç içe geçmiştir. Hatta bilgiyi çabuk ve çabasız öğrendikleri için çabuk unutma eğiliminde olduklarını söyleyebiliriz. Z kuşağı sabırsız ve tüketici bir yapıdadır. Eski kuşaklar geleneksel okuma tercihleri yaparken, dijital çağın Z bireyleri daha hızlı ve kısa süreli yüzeysel okumalar yaparlar. Çoğu akıllı telefonlarla doğup büyüdükleri için araştırmalar bu gençlerin ağırlıklı oranının ekran bağımlısı olduğunu ifade etmektedir.”
Etkileşimi seven kuşak
Z kuşağının farkındalık seviyesinin yüksek olduğunu sözlerine ekleyen Alikılıç, “Sosyal medyada bir araya gelip tartışıp konuşuyorlar ve bu konuları gerçek dünyaya taşıyorlar. Siyasilerin karşısında bugün daha endişeli ve aktivist bir nesil var. Siyasi liderleri, oluşturacakları iletişim kampanyalarında gençleri dinlemeleri ve onların tercihlerine saygı duymaları, beklentilerine uygun mesajlar üretmeleri çok önemli. Adaylar, hedef kitlesini iyi analiz etmeli. Z kuşağı, etkileşimi çok seviyor, görünür olmayı, dinlenilmeyi ve etkileşim halini sürdürmeyi önemsiyor. Partiler, iletişim kampanyalarını hazırlarken 'Nasıl bir içerik üretmeliyim ki gençler bu içeriği paylaşsın?' diye düşünmeli. Z kuşağını ‘Tiktokçu nesil’ olarak eleştirmek yerine, onlara kendilerini nasıl kabul ettirecekleri düşünülmeli” ifadelerini kullandı.
“Hedef Z kuşağı olmalı”
Z kuşağının asla manipüle edilmek istenmediğinin altını çizen Prof. Dr. Alikılıç, “Z kuşağının çoğunun yoğun bir şekilde sosyal medya üzerinden iletişime maruz kaldıkları şüphesizdir. Bu sebeple bana göre önümüzdeki seçimlerde siyasi partilerin hedefi bu çizgisiz, odaklanamayan, kısa ve hap bilgi talep eden ve kararsız seçmen olarak görülen Z kuşağını hedef kitle olarak belirlemek olacaktır” dedi.
İHA
Yerel seçimlerde Z kuşağının oyları da etkili olacak. Geçtiğimiz yıl ilk kez sandık başına giden 6 milyon genç seçmene bu yıl yenileri eklenecek. Z kuşağı içinde oy kullanma hakkına sahip kitle, toplam seçmen yüzde 10’undan fazla. Bu sebeple Z kuşağının desteğini almak sandıktan birinci çıkmak isteyen adaylar için büyük önem taşıyor.
Doğrudan iletişim
Uzmanlar, siyasi parti ve adaylara Z kuşağı ile doğrudan iletişim kurmaları önerisinde bulundu. Yaşar Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Alikılıç, 2000 yılı sonrası doğan Z kuşağının teknoloji çağının jenerasyonu olduğunu belirterek, vakit geçirdikleri sosyal medya platformlarından gençlerle iletişim kurmanın siyasi partiler ve adaylar için başarının anahtarı olacağını söyledi. Alikılıç, gençleri doğrudan dinleyen ve sorularına yanıt veren aday ve siyasi partilerin sandıkta bir adım önde olacağını vurguladı. Siyasetçilerin kendilerinden farklı olan Z kuşağını anlamaya ve oylarına talip olmaya çalışması gerektiğini belirten Prof. Dr. Özlem Alikılıç, “Araştırmalara göre siyasi partileri kendi kuşakları ve öncelikleri ile özdeşleştirerek destekleme eğiliminde olan gençler, oy toplamaya çalışan klasik partilerin dışında kendi sorunlarına odaklanan ve bu kuşağı gerçekten ciddiye alan daha hoş görülü partileri destekleme eğilimde olduklarını ifade etmektedirler. Hepsi siyasete ilgi duymasa da, ilgi duyan Z kuşağının bir kısmının partilerin gençlik kollarında görev aldıklarını da görüyoruz” dedi.
“Z kuşağı hızlı ve sıkılgan”
Z kuşağının her an değişime açık olduğunu ve olaylar karşısında çok çabuk sıkılabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Alikılıç, şunları söyledi:
“Gençler, internet, sosyal ağlar ve yapay zekadan tüm bilgilere çok kolay erişebilmektedir. Ancak bu kuşak ezber yapma konusunda zayıftır. Çünkü sürekli çevrimiçi oldukları için bilgiye zaten kolayca erişebileceklerini bildiklerinden, ezber yaparak zihinlerini yormayı anlamsız görürler. Bu nedenle, Z kuşağı bilgi için bu kadar zamanı harcayamayacak kadar sabırsızdırlar. Hatta Z kuşağının basit günlük olaylar karşısında çözüm üretemediklerini tespit eden araştırmalar bulunuyor. Aynı zamanda istikrardan hoşlanmayan bu kuşak, her an iş değiştirme eğiliminde olabilirler. Rutinden çok sıkılırlar. Z kuşağı, sosyal hayatta bile teknolojiye bağımlı yaşamalarından dolayı gerçeklik algıları sanal dünya ile iç içe geçmiştir. Hatta bilgiyi çabuk ve çabasız öğrendikleri için çabuk unutma eğiliminde olduklarını söyleyebiliriz. Z kuşağı sabırsız ve tüketici bir yapıdadır. Eski kuşaklar geleneksel okuma tercihleri yaparken, dijital çağın Z bireyleri daha hızlı ve kısa süreli yüzeysel okumalar yaparlar. Çoğu akıllı telefonlarla doğup büyüdükleri için araştırmalar bu gençlerin ağırlıklı oranının ekran bağımlısı olduğunu ifade etmektedir.”
Etkileşimi seven kuşak
Z kuşağının farkındalık seviyesinin yüksek olduğunu sözlerine ekleyen Alikılıç, “Sosyal medyada bir araya gelip tartışıp konuşuyorlar ve bu konuları gerçek dünyaya taşıyorlar. Siyasilerin karşısında bugün daha endişeli ve aktivist bir nesil var. Siyasi liderleri, oluşturacakları iletişim kampanyalarında gençleri dinlemeleri ve onların tercihlerine saygı duymaları, beklentilerine uygun mesajlar üretmeleri çok önemli. Adaylar, hedef kitlesini iyi analiz etmeli. Z kuşağı, etkileşimi çok seviyor, görünür olmayı, dinlenilmeyi ve etkileşim halini sürdürmeyi önemsiyor. Partiler, iletişim kampanyalarını hazırlarken 'Nasıl bir içerik üretmeliyim ki gençler bu içeriği paylaşsın?' diye düşünmeli. Z kuşağını ‘Tiktokçu nesil’ olarak eleştirmek yerine, onlara kendilerini nasıl kabul ettirecekleri düşünülmeli” ifadelerini kullandı.
“Hedef Z kuşağı olmalı”
Z kuşağının asla manipüle edilmek istenmediğinin altını çizen Prof. Dr. Alikılıç, “Z kuşağının çoğunun yoğun bir şekilde sosyal medya üzerinden iletişime maruz kaldıkları şüphesizdir. Bu sebeple bana göre önümüzdeki seçimlerde siyasi partilerin hedefi bu çizgisiz, odaklanamayan, kısa ve hap bilgi talep eden ve kararsız seçmen olarak görülen Z kuşağını hedef kitle olarak belirlemek olacaktır” dedi.