Sivasspor, deplasmanda oynadığı Antalyaspor karşılaşmasından 2-1 mağlup ayrıldı.
Mağlubiyet için bahane aramaya gerek yok!
Bahane aramak istersek, belki de bir düzüne buluruz!
Mesela, Alaaddin bu takımın oyuncusu mu?
Sağda Murat Paluli’nin yokluğunu mu bahane edelim, orta sahada Samuel’in olmamasını mı?
Defansın bel kemiği olarak gördüğümüz Radakoviç’in rakip futbolcu yanında olmasına rağmen topa dokunamamasını mı?
Yada teknik direktör Bülent Uygun, Alaaddin ve Poungouras’a nasıl sabretti?
Sakatlıktan dönen Alex Pritchard’da müthiş bir form düşüklüğü olmasını mı?
Neden akan oyundan gol bulamıyoruz?
Gollerimiz hep duran top dan!
Kurtarıcı olarak oyuna alınan Keita Balde ve Mening neden hiç varlık göstermedi?
Maçın belki de başlarında kahramanı olarak düşündüğüm kaleci Ali Şaşal müthiş kurtarışlara imza atıyordu. Ama öyle iki gol yedi ki, şansızlığın dip noktasını yaşadı!
Eskiden mahalle maçlarında bu tarz gollere kertiş ketenden derdik.
Kim atarsa o kazanacaktı.
Dedim ya “kertiş ketenden” gol bulan Antalyaspor, maçı kazandı.
Fakat, Sivasspor adına Fode Koita’nın attığı gole de şapka çıkartmak lazım. Son yıllarda izlediğim en harika goldü.
Futbol hayatını tamamladıktan sonra ‘Sivasspor’da futbol oynamıştım’ derse, “Ciddi mi söylüyorsun, Kaç dakika?” diyeceğim Bekir Böke maçı kurtaracak ha? Tabii canım tabii...
Evet, yiğidolar “ararsak” bahaneler bitmez...
Sivasspor’un oyununda çok değişiklik yok!
Kazansak da kaybetsek de sezon başından beri oynadığımız oyun aynı.
Bülent Hoca’nın Sivasspor’daki performansında “puan cetveline” baktığımızda övgüye layık.
Her ne kadar göze hoş gelmeyen ve bol gol amaçlamayan bir takım yaratmış olsa da...
Dost acı söylermiş, Antalyaspor maçını bana kalırsa öncelikle Bülent Hoca kaybetti.
Sakat ve cezalı futbolcular yüzünden ideal 11’i sahaya çıkaramadığını tabii ki biliyorum.
Ancak, Bülent Hoca sahaya öyle bir takım sürdü ki; ne oynadıkları belli değildi. Kazandığı tüm maçları “geriden gelerek kazandığını” bildiğimiz Sivasspor, bu defa geri dönüşe imza atamadı.
Doksan dakika hakem Yasin Kol’unda sertliğe müsamahakar davranmasıyla Sivasspor kıpırdayamadı. Hoş, fauller insaf sınırları içinde olsaydı, kıpırdayacak hali var mıydı dersiniz?
Bence yoktu!
Oyunu tabii ki futbolcular oynuyor, bir takımın bu kadar futbolsuz oluşunun suçunu tamamen teknik direktöre bağlamak da garip!
Ne yazık ki Sivasspor, takım halinde futbol oynamıyor.
Tek tek baktığımızda çok da kötü bir kadromuz yok!
O zaman akla “Bülent hoca oynatamıyor” geliyor.
İşte bu nedenle diyorum ki Bülent hoca, mağlup başladığı maçı mağlup bitirdi.
Elbette Bülent Hoca şovunu yapacaktı!
Yaptı da maç daha tamamlanmadan soyunma odasına gitti.
Bu tarz hareketlerini anlamak mümkün değil!
Antalyaspor, taraftarının da desteğini arkasına alarak heveskar başladığı maçı heveskar bir şekilde sürdürdü ve maçtan iki gollü bir galibiyetle ayrıldı.
Sivasspor, kaybetti!
Kalın sağlıcakla...