20 Mayıs 1939 yılında Kangal’ın Soğukpınar (Eski adı, Mamaş) köyünde doğmuştur. Asıl adı Abidin Polat’tır. Hüseyin ve Hatun’un oğludur. Herhangi bir tahsil görmemiş, okuma yazmayı askerdeyken öğrenmiş, ilkokulu ve ortaokulu okul dışından bitirmiştir. Askerlik eğitiminden sonra Kavak köyünden Zehra ile evlenmiştir. Bu evlilikten dört çocuğu olmuştur. 1959’da askere gitmiş, askerlik hizmetini Siirt’te yapmış, 1962’de terhis olmuştur. Askerlik dönüşü muvakkat işçi olarak Devlet Demiryolları’na girmiş, bir müddet çalışmıştır. 1968’de eşi ile birlikte işçi olarak Almanya’ya gitmiştir. 1972’de eşi Zehra’yı, 1985’de babası Hüseyin’i kaybetmiştir. Eşinin ölümü üzerine Tekke köyünden yine adı Zehra olan bir kızla evlenmiş, iki çocuğu olmuştur. Almanya’da on altı sene çalışmış, 1984’te kesin dönüş yapmıştır. 1995 yılına kadar Ankara’da kalmıştır ve halen Ankara Keçiören’de yaşamaktadır.
Çileli bir hayat geçiren Abidin, usta olmamakla beraber saz çalmaktadır. Dert, gurbet ve aşk konularında şiirler yazmıştır. Şiirlerinde mahlas olarak adını kullanmıştır. Bizim Bahçemiz Mamaş ve Azmin Ürünü adlarında iki şiir kitabı bulunmaktadır. Kaynakça: Âşık Abidin Polat, Bizim Bahçemiz Mamaş, (Haz.: Muharrem Yazıcıoğlu), Ankara, 1999, 160 s. / Ozanlar Vakfı Şiir Antolojisi, 2003, Ankara 2003, s. 165-174. İn Yola Yola
Benim gülüm allı pullu giyinme
Gel bana gel bana göreyim hele
Beni öldürmek mi senin muradın
Beni kül eyledin sen bile bile
Ak memeler turunç gibi duruyor
Sanki bana sual cevap soruyor
Ne edalı ne manalı yürüyor
Âşıkım ben sana kız köle köle Azimliyim seni sevip almaya
Gayrı senin ile karar kılmaya
Benim turnam arar göle konmaya
Kon sinem üstüne bak göle göle Elâ gözlüm methetmekle doyamam
İsmini demesem bir gün duramam
Açık açık kimselere soramam
Korkarım düşersin sen dile dile Abidin düşünür sağın solunu
Aşkınla şaşırdı doğru yolunu
Giyinip de yeşilini alını
Dere tepe gezme in yola yola Nazlı Nazlı
Mahıma rastladım yayla yolunda
Şu sevdiğim nazlı yol nazlı nazlı
Süt sağmış geliyor bakraç kolunda
Bakraç nazlı nazlı kol nazlı nazlı Ne kadar manalı verdiği mendil
Öyle sevindim ki anlatamaz dil
İçinde nakış var kenarında pul
Nakış nazlı nazlı pul nazlı nazlı
Her haline uygun yârimin adı
Elindedir bu gönlümün muradı
“Kiminsin” dedim de “Seninim” dedi
Dudak nazlı nazlı dil nazlı nazlı Metheder Abidin seni her zaman
Aşkınla sarhoşum başım çok duman
Elâdır gözlerin kaşların keman
Çalıyor söylüyor yar nazlı nazlı Aynalar
Merak ettim kendi kendim göreyim
Beni bana göster güzel aynalar
Kendimi tanıyıp görmek isterim
Beni bana göster güzel aynalar Çok güzel değilim yunup taransam
Saygın biri olsam her an aransam
Bilmem nasıl etsem sana yaransam
Beni bana göster güzel aynalar Yalan söylemezsin guyet durusun
Berrak sular gibi temiz arısın
Doğru söylemezsen dilin kurusun
Beni bana göster güzel aynalar Fazla çirkin miyim ya da güzel mi
Sıradan biri mi ya da özel mi
Ozan Âbidin mi kuru gazel mi
Beni bana göster güzel aynalar Gören Olur
Tenhadan gel nazlı yârim
Belki seni gören olur
Şu dünyada kötüler var
Aramıza giren olur Bırakmazlar bizi bize
Hoş bakmazlar ikimize
İnanmazlar sözümüze
Sırrımıza eren olur Allah kötü eylemesin
Dilim yalan söylemesin
Sen suçunu bilemezsin
Meydanlara seren olur
Sen sözünü söyle bana
Canım kurban olsun sana
Abidin’e yana yana
Mezar yerin ören olur
Çileli bir hayat geçiren Abidin, usta olmamakla beraber saz çalmaktadır. Dert, gurbet ve aşk konularında şiirler yazmıştır. Şiirlerinde mahlas olarak adını kullanmıştır. Bizim Bahçemiz Mamaş ve Azmin Ürünü adlarında iki şiir kitabı bulunmaktadır. Kaynakça: Âşık Abidin Polat, Bizim Bahçemiz Mamaş, (Haz.: Muharrem Yazıcıoğlu), Ankara, 1999, 160 s. / Ozanlar Vakfı Şiir Antolojisi, 2003, Ankara 2003, s. 165-174. İn Yola Yola
Benim gülüm allı pullu giyinme
Gel bana gel bana göreyim hele
Beni öldürmek mi senin muradın
Beni kül eyledin sen bile bile
Sanki bana sual cevap soruyor
Ne edalı ne manalı yürüyor
Âşıkım ben sana kız köle köle Azimliyim seni sevip almaya
Gayrı senin ile karar kılmaya
Benim turnam arar göle konmaya
Kon sinem üstüne bak göle göle Elâ gözlüm methetmekle doyamam
İsmini demesem bir gün duramam
Açık açık kimselere soramam
Korkarım düşersin sen dile dile Abidin düşünür sağın solunu
Aşkınla şaşırdı doğru yolunu
Giyinip de yeşilini alını
Dere tepe gezme in yola yola Nazlı Nazlı
Mahıma rastladım yayla yolunda
Şu sevdiğim nazlı yol nazlı nazlı
Süt sağmış geliyor bakraç kolunda
Bakraç nazlı nazlı kol nazlı nazlı Ne kadar manalı verdiği mendil
Öyle sevindim ki anlatamaz dil
İçinde nakış var kenarında pul
Nakış nazlı nazlı pul nazlı nazlı
Elindedir bu gönlümün muradı
“Kiminsin” dedim de “Seninim” dedi
Dudak nazlı nazlı dil nazlı nazlı Metheder Abidin seni her zaman
Aşkınla sarhoşum başım çok duman
Elâdır gözlerin kaşların keman
Çalıyor söylüyor yar nazlı nazlı Aynalar
Merak ettim kendi kendim göreyim
Beni bana göster güzel aynalar
Kendimi tanıyıp görmek isterim
Beni bana göster güzel aynalar Çok güzel değilim yunup taransam
Saygın biri olsam her an aransam
Bilmem nasıl etsem sana yaransam
Beni bana göster güzel aynalar Yalan söylemezsin guyet durusun
Berrak sular gibi temiz arısın
Doğru söylemezsen dilin kurusun
Beni bana göster güzel aynalar Fazla çirkin miyim ya da güzel mi
Sıradan biri mi ya da özel mi
Ozan Âbidin mi kuru gazel mi
Beni bana göster güzel aynalar Gören Olur
Tenhadan gel nazlı yârim
Belki seni gören olur
Şu dünyada kötüler var
Aramıza giren olur Bırakmazlar bizi bize
Hoş bakmazlar ikimize
İnanmazlar sözümüze
Sırrımıza eren olur Allah kötü eylemesin
Dilim yalan söylemesin
Sen suçunu bilemezsin
Meydanlara seren olur
Canım kurban olsun sana
Abidin’e yana yana
Mezar yerin ören olur