1964 yılında Sivas’ın merkez köylerinden olan Olukman’da doğmuştur. İlkokul mezunu olup, tahsilini köyünde yapıştır. On yaşında annesini kaybetmiştir. 1981 yılında evlenmiş olup yedi çocuk babasıdır. Bedenen sakat olduğu için askerlik yapmamıştır. Ayrıca bir dinamit patlaması sonrasında ölümden dönmüş, aylarca hastanede yatmış; bir gözüne mercek takılmıştır. Elinden her iş gelir. Okumaya meraklı birisidir. Halen köyünde yaşamaktadır.
Sazı ve ustası olmayan Abdullah, aşk ve dert konularında söylemiştir. Şiirlerinde adını, soyadını bazen de Deli Koç’u mahlas olarak kullanmıştır.
Ülker ile aşar gider birazı
Cennetten mi çıktın zalimin kızı
Zehirli söz ile öldürdün beni Yağmur yağar al yazması yaş olur
Çekerim sevdanı sinem kış olur
Hasretlik dediğin garip kuş olur
Kuş edip avcıya vurdurdun beni
Sinemde gizlidir sevdası seri
Yürür gider dilber dön beri beri
Ol hoyrat ellerde ezelden beri
Kırılmaz taşlara çaldırdın beni Aştı gitti karlı dağın ardından
Dayanamam hasretinden derdinden
Çok sevdiğim vatanımdan yurdumdan
Kalp rakipler ile sürdürdün beni Kalbime düşürdün derinden sızı
Yeter kaldır turnam cilveyi nazı
Deli Koç’um sende dolanır gözü
Bilmeyen ellere bildirdin beni
O yollarda sever idim o yâri
Bir akşamüzeri ayrılık yeli
Gidiyom sevdiğim el senin olsun Olukman üstünden gitmez bu duman
Gelin olup düğün edersin hemen
Gün doğarken ata bindiğin zaman
Gidiyom sevdiğim el senin olsun Âşık Abdullah’ım yeter üzdüğün
Kalem alıp dertlerimi yazdığım
Hayâlinde sevdan ile gezdiğim
Gidiyom sevdiğim el senin olsun
Sazı ve ustası olmayan Abdullah, aşk ve dert konularında söylemiştir. Şiirlerinde adını, soyadını bazen de Deli Koç’u mahlas olarak kullanmıştır.
Abdullah Koç Şiirleri
Öldürün Beni
Gökte yıldızların önü teraziÜlker ile aşar gider birazı
Cennetten mi çıktın zalimin kızı
Zehirli söz ile öldürdün beni Yağmur yağar al yazması yaş olur
Çekerim sevdanı sinem kış olur
Hasretlik dediğin garip kuş olur
Kuş edip avcıya vurdurdun beni
Yürür gider dilber dön beri beri
Ol hoyrat ellerde ezelden beri
Kırılmaz taşlara çaldırdın beni Aştı gitti karlı dağın ardından
Dayanamam hasretinden derdinden
Çok sevdiğim vatanımdan yurdumdan
Kalp rakipler ile sürdürdün beni Kalbime düşürdün derinden sızı
Yeter kaldır turnam cilveyi nazı
Deli Koç’um sende dolanır gözü
Bilmeyen ellere bildirdin beni
Senin Olsun
Asfalt olmuş bizim davar yollarıO yollarda sever idim o yâri
Bir akşamüzeri ayrılık yeli
Gidiyom sevdiğim el senin olsun Olukman üstünden gitmez bu duman
Gelin olup düğün edersin hemen
Gün doğarken ata bindiğin zaman
Gidiyom sevdiğim el senin olsun Âşık Abdullah’ım yeter üzdüğün
Kalem alıp dertlerimi yazdığım
Hayâlinde sevdan ile gezdiğim
Gidiyom sevdiğim el senin olsun