Türk Kızları Topluluğu Cumhuriyet Üniversitesi'nde Adalet İçin Kadın Yürüyüşü gerçekleştirdi. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nde gerçekleştirilen yürüyüş büyük bir kalabalık ile icra edildi. Türk Kızları Topluluğu kurucusu ve başkanı Merve Duman burada yaptığı konuşmada, "Ne acıdır ki bugün burada bizi bir araya getiren, her gün içimizden birinin ya da birilerinin eksilmesidir. Oysa ki biz kadınlar dokunduğu her şeye can veren, renklendiren varlıklardık" dedi.
Büyük bir katılımın olduğu topluluğa seslenmeye devam eden Merve Duman şunları ifade etti:
"Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınını “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın!” diye tanımlarken, şimdilerde öldürülen, tecavüze ve şiddete uğrayan kadınlar olduk. Ne yazık ki televizyonu her açtığımızda kadının tecavüze uğradığı, üzülerek dile getiriyorum-kadının parçalara ayırılarak öldürüldüğü, kadının çocukları önünde şiddete uğradığı haberlerini görmekteyiz.
Yaşama mücadelesi devam eden kadınlar ise artık nerede, nasıl öldürüleceğini düşünmekten yoruldu. Niçin olduğunu merak etmiyoruz, çünkü yoldan geçen bir psikopat sebepsiz yere bize bir samuray kılıcı ile saldırabilir. Artık sokakta, otobüste, evde kendimizi güvende hissetmiyoruz.
1 Ocak’tan 30 Eylül’e kadar olan süreçte 315 kadın katledildi.
Kadınları öldürenlerin 115'i aile içinden, 48’i ise kadınların boşanma veya ayrılma aşamasında olduğu erkekti.
Katledilen kadınların 56'sı şüpheli ölüm olarak kaydedildi.
Kadınların 172’si ateşli silahla, 68'i kesici aletle öldürüldü.
Öldürülen kadınların 150’si evli, 78'i bekar, 53’ünün medeni durumu bilinmiyordu.
Kadınların 180’i kendi evinde, 13’ü çalıştığı yerde, 90’ı kamusal alanda öldürüldü.
315 kadın dedim… Nasıl öldürüldü, neyle öldürüldü? Fark eder mi? 315 evlat, 315 abla, 315 anne, 315 kadın öldürüldü.
Eylül ayında; 26 suç kaydıyla dışarıda gezen suç makinesi ömrünün baharında olan polis memuru Şeyda Yılmaz’ı şehit etti.
İçinde bulunduğumuz Ekim ayında yalnızca bir günde, yarım saat arayla 2 genç kız öldürüldü.
Kadınların sizi reddetme hakkı olduğunu, her istediğinizde ona sahip olamayacağınızı, kadınların size ait olmadığını, her kadının istediği gibi yaşama hakkı olduğunu öğreneceksiniz.
Ve biz; geleceğin çocuklarını yetiştirenler ve yetiştirecekler olarak; kız çocuklarımızı korumayı değil, erkek çocuklarımızı eğitmeyi öğreneceğiz.
Şuan içimizde bize destek olan birçok erkek arkadaşımız var. Onlara da burada bizimle oldukları için teşekkür ediyoruz. Bizim derdimiz erkeklerle değil, bizim derdimiz sabıka kaydı olan ve ciddi ruhsal problem yaşayan insan müsvettelerinin sokakta rahatça gezmelerinde. Tüm bunlara dur demenin vakti geldi geçiyor bile. Çocuk istismarı, kadın cinayetleri, tecavüz suçlarında caydırıcı, kalıcı ve kapsayıcı sonuçlar alabilmek için gerekli cezalar, bir kadın veya çocuk daha ölmeden bir an önce verilmeli. Gerekirse bu suçu işleyenlere önce kısas, sonra hadım uygulanmalı ve idam getirilmelidir. Buradayız, birlikteyiz ve çok daha güçlüyüz. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz!" Yapılan konuşmanın ardından dövizlerle birlikte Cumhuriyet Üniversitesi kampüs alanında sloganlarla birlikte yürüyüş gerçekleştirildi. Gülşah Akkaş Yaman
Katledilen kadınların 56'sı şüpheli ölüm olarak kaydedildi.
Kadınların 172’si ateşli silahla, 68'i kesici aletle öldürüldü.
Öldürülen kadınların 150’si evli, 78'i bekar, 53’ünün medeni durumu bilinmiyordu.
Kadınların 180’i kendi evinde, 13’ü çalıştığı yerde, 90’ı kamusal alanda öldürüldü.
315 kadın dedim… Nasıl öldürüldü, neyle öldürüldü? Fark eder mi? 315 evlat, 315 abla, 315 anne, 315 kadın öldürüldü.
Eylül ayında; 26 suç kaydıyla dışarıda gezen suç makinesi ömrünün baharında olan polis memuru Şeyda Yılmaz’ı şehit etti.
İçinde bulunduğumuz Ekim ayında yalnızca bir günde, yarım saat arayla 2 genç kız öldürüldü.
İsimler değişse de haberler değişmedi…
Kadın canına kast eden alçaklar;Kadınların sizi reddetme hakkı olduğunu, her istediğinizde ona sahip olamayacağınızı, kadınların size ait olmadığını, her kadının istediği gibi yaşama hakkı olduğunu öğreneceksiniz.
Ve biz; geleceğin çocuklarını yetiştirenler ve yetiştirecekler olarak; kız çocuklarımızı korumayı değil, erkek çocuklarımızı eğitmeyi öğreneceğiz.
Şuan içimizde bize destek olan birçok erkek arkadaşımız var. Onlara da burada bizimle oldukları için teşekkür ediyoruz. Bizim derdimiz erkeklerle değil, bizim derdimiz sabıka kaydı olan ve ciddi ruhsal problem yaşayan insan müsvettelerinin sokakta rahatça gezmelerinde. Tüm bunlara dur demenin vakti geldi geçiyor bile. Çocuk istismarı, kadın cinayetleri, tecavüz suçlarında caydırıcı, kalıcı ve kapsayıcı sonuçlar alabilmek için gerekli cezalar, bir kadın veya çocuk daha ölmeden bir an önce verilmeli. Gerekirse bu suçu işleyenlere önce kısas, sonra hadım uygulanmalı ve idam getirilmelidir. Buradayız, birlikteyiz ve çok daha güçlüyüz. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz!" Yapılan konuşmanın ardından dövizlerle birlikte Cumhuriyet Üniversitesi kampüs alanında sloganlarla birlikte yürüyüş gerçekleştirildi. Gülşah Akkaş Yaman