Kemik Tarakçılık, hayvan boynuzlarından tarak yapımının geleneksel sanatıdır. Bu süreç, yapılacak tarağın türüne göre boynuzun kesilmesiyle başlar. Kullanılan boynuzlar genellikle koç, tosun ve manda boynuzlarından seçilir. İlk adım, kaba tesviyenin yapılmasıdır.
Ardından boynuz, ilk doğrultma işlemi için ateşte ısıtılarak prese verilir. Daha sonra ikinci kez tesviye edilip, yeniden doğrultma işlemi yapılır. Bu aşamalardan sonra tarağın nihai şekli verilir, dişleri açılır ve çapakları alınır. Raspalama (kazıma) işlemiyle dişler sivriltilip parlatılır ve tarak, kullanıma hazır hale getirilir. Kemik tarakçılık sanatında sadece tarak değil, toka, kaşık ve bardakaltı gibi çeşitli eşyalar da üretilmektedir.
Kaybolmaya Yüz Tutmuş Bir El Sanatı
Sivas'ta kemik tarakçılık, kaybolmaya yüz tutmuş değerli bir el sanatıdır. Modern üretim yöntemlerinin ve fabrikasyon ürünlerin artmasıyla birlikte bu geleneksel el sanatı, eski önemini yitirmiştir. Ancak, Sivas’ta bu sanatı sürdürmeye devam eden son bir usta bulunmaktadır. Bu ustanın elinde, yüzyıllardır süregelen bir geleneğin son nefesleri verilmektedir. Her bir tarak, sadece işlevsel bir nesne değil, aynı zamanda ustasının el emeği, göz nuru ve kültürel mirasının bir parçasıdır.
Gelenekten Geleceğe Bir Köprü
Bu eşsiz el sanatının yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması için çeşitli girişimlere ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle yerel yönetimlerin ve kültürel mirasın korunması konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarının desteği, bu sanatın yaşatılmasında büyük rol oynayabilir.
El sanatlarının yaşatılması, hem kültürel çeşitliliğin korunmasına hem de yerel ekonomiye katkı sağlayacaktır. Sivas’ta kemik tarakçılığın yeniden canlanması, sadece bir el sanatının kurtarılması değil, aynı zamanda geçmişle gelecek arasında kurulan güçlü bir köprüdür.
Bu haberimiz, Sivas’ın nadide el sanatlarından biri olan kemik tarakçılığı yaşatmak için yapılan çalışmalara dikkat çekmeyi ve bu kültürel mirasın önemini vurgulamayı amaçlamaktadır.
Musa Demir