Sivas Hükümet Meydanı’nda Anneler Günü’nde, annelerin Gazze’de ki olan zulmüne dikkat çekti. Kefenlerle birlikte dile getirilen zulümde Sivaslı anneler boykot çağrısını yineleyerek zulmün durdurulmasını istediler.
Burada yapılan açıklamada Sivaslı anneler adına Fatma Demirci Köksal, Gazze’de yaşananların soykırımın olduğunu ifade ederek, “Kızdığımız batının halkları kadar olamayan İslam ülkelerinin onurunu, izzetini koruyan ; Filistinli , Doğu Türkistanlı, Myanmarlı , Suriyeli anneler ve çocukları adına buradayız . O batı halkları ki Gazze’nin özgürlüğü ve Gazzeli insanların onuru için savaş başladığı günden bu yana hiç susmadı, İsrail’in zulmüne her defasında tepki gösterdi. Öyle ki daha geçtiğimiz günlerde Amerika’da binlerce öğrenci ve öğretim görevlisi işlerinden, eğitim hayatlarından hatta özgürlüklerinden ve geleceklerinden vazgeçme pahasına Özgür Filistin için haykırmış, bu uğurda göz altına alınmış ve sözde demokrasinin beşiği olan ABD’nin gerçek yüzünü gösteren polisleri tarafından şiddete maruz kalmıştır. Peki batı halkları bu mücadeleyi verirken biz sözde ümmet olarak bu işin neresindeyiz? Biz ne zaman haykıracağız, biz ne zaman rahatımızdan vazgeçeceğiz, biz ne zaman bir şeylerimizden ödün vereceğiz?” dedi.
Anneler günü vesilesiyle burada olduklarını ifade eden Köksal, “Tüm dünyanın mazlum anneleri ve çocukları adına buradayız bugün. Bir annenin çocuğunun acısını ve bir şey yapamamamın acziyetini ancak başka anne hissedebilir çünkü. Bir annenin sessiz çığlıklarını, yürek yangınını ancak başka bir anne duyabilir çünkü. Bu yüzdendir ki bizler Sivaslı anne yürekli hanımlar olarak, yapılan zulüm ve katliamlara sessiz ve seyirci kalmayıp, tarihin doğru tarafında yer aldığımızı duyurmak ve göstermek için buradayız ilk günden beri.” Şeklinde konuştu.
Fatma Demirci Köksal sözlerine şöyle devam etti:
“Elbette ki Filistin ve Gazze tüm insanlığın davasıdır. Elbette ki Filistin ve Gazze insan ve merhamet yüreği taşıyanların davasıdır. Ama en çok da müslüman halk ve ülkelerinin davası olması gerekmez miydi? Savaşın, savaşmanın, düşmanlığın da bir hukuku ve onuru olması gerekmez miydi? 75 yıldır Filistin’de yaşananlar soykırım değil de nedir? İnsanları uyurken vurdular , çocukları okullarında vurdular , yemekte, hastahanede ve namazda vurdular! Hamile iken, doğum esnasında, çocuklarını kucaklarına alamayan anneleri ve annelerinden bir yudum süt içemeyen masumları vurdular. On binlere varan bu ölümler karşısında insan olan nasıl dayanır bu acıya? Nasıl kaybolur gündelik telaşlarda? Ve bu zulme uğrayanlar nasıl susturur çığlıklarını? Kirli bir savaşta İsrail tarafından katledilenlerin suçu nedir sahi?
Sen, Gazze’de ki çocuklara ve insanlara; su, yiyecek , ilaç vb temel ihtiyaçları göndermeyip, gönderenlere de karşı duran; yetmezmiş gibi tüm bu katliamları yapıp, bu temel ihtiyaçların da oraya ulaşmasını engelleyen İsrail’i ve o İsrail’in destekçisi olan markalara ayıla bayıla para veren arkadaşım! Yapma! Allah aşkıma yapma! Kardeşlik adına yapma! Ölenler adına yapma!
Peki ne yapalım derseniz, maddi desteğe devam edelim. Paylaşımlara ve dualara, en çok da BOYKOTA ara vermeyelim. Öyle ki batı dünyasının gayr-ı müslim ama bir o kadar da onurlu insanları bizden çok daha duyarlı ve bilinçli şekilde boykotu sürdürüyorken maalesef bizler İsrail ile olan sözde mücadelemizi en çok da evimizdeki günlük yaşantımızda, lükse olan düşkünlüğümüzde, asla ama asla vazgeçemediğimiz alışkanlıklarımızda ve bir türlü hakim olamadığımız midemizde kaybettik ne yazık ki! Lütfen çocuklar ölürken başka yere bakmayın artık.”
Gülşah Akkaş Yaman