Sivas'ın tarihi dokusunda saklı kalmış, yüzyılların esintisini taşıyan bir efsane var. Dikili Taş olarak bilinen bu anıt, Osmanlı İmparatorluğu'nun güçlü padişahlarından 4. Murat'a dayanıyor. Rivayete göre, Bağdat seferine çıkmadan önce Sivas'ta konaklayan 4. Murat, ok atışındaki maharetini bir kez daha göstermek için Yukarı Tekke'deki Abdulvahabi Gazi Hazretlerinin türbesini ziyaret etmiş. Cami çıkışında silahtarı Melek Ahmet Ağa'dan aldığı bir kargıyı gökyüzünde uçan bir kartala doğru fırlatmış. Bu sembolik hareket, Bağdat'ı fethetme azmini simgeler nitelikteydi. Efsaneye göre, okla vurulan kartalın düştüğü yere bir taş dikilmiş ve bu taş zamanla Dikili Taş olarak anılmaya başlanmış.
Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesindeki İzleri
Ünlü seyyah Evliya Çelebi, seyahatnamesinde bu olayı anlatırken taşın üzerinde ilginç bir yazının bulunduğunu belirtir. "Bir kalkıp ona dedi tarih, Aferin ey dili:i Sam-akran" ifadesi, taşın tarihini ve önemini vurgulayan bir şiirsel dokunuş olarak yorumlanır. Ancak zamanla bu yazılar silinmiş veya taş kaybolmuş olabilir ki, günümüzde gördüğümüz Dikili Taş, aslına uygun olarak yeniden yapılmıştır.
Sivas'ın Kültürel Mirası
Dikili Taş, sadece bir taş parçası değil, aynı zamanda Sivas'ın zengin tarihine ve kültürel mirasına ışık tutan önemli bir simge. Efsanevi öyküsüyle yüzyıllardır insanların ilgisini çeken bu anıt, hem yerli hem de yabancı turistlerin ziyaret ettiği popüler bir nokta haline gelmiştir. Sivas'a gelen ziyaretçiler, Dikili Taş'ı görerek hem şehrin tarihine yolculuk yapma fırsatı buluyor hem de Osmanlı İmparatorluğu'nun güçlü hükümdarlarından birinin izlerini sürme şansı yakalıyor.
Dikili Taş, Sivas'ın tarihi ve kültürel dokusunda özel bir yere sahip. Efsanevi öyküsü, şehrin kimliğine derinlemesine işlemiş ve nesilden nesile aktarılmıştır. Bu anıt, sadece bir taş parçası değil, aynı zamanda Sivas'ın zengin geçmişine ve kültürel mirasına tanıklık eden önemli bir miras olarak değerlendirilmelidir.
Melih Gezegen