Sivas’ın tarihi zenginlikleri arasında önemli bir yer tutan Sivas Kalesi, şehrin kalbinde yer alarak geçmişten günümüze bir köprü oluşturmaktadır. Arkeolojik çalışmalarla MÖ II. binyıl başlarından itibaren yerleşim gördüğü tespit edilen bu kale, özellikle Selçuklu döneminde stratejik bir önem kazanmıştır.
Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat, yaklaşan Moğol tehlikesine karşı surları onartarak kentin savunmasını güçlendirmiştir. Bu onarım çalışmaları, 1243 yılında gerçekleşen Kösedağ Savaşı öncesinde tamamlanmış ve bu süreci anlatan kale kitabesi günümüzde Sivas Müzesi'nde korunmaktadır.
Zamanla Değişen Surlar ve Kapılar
Sivas Kalesi, şehri tamamen çevreleyen dış surlarla birlikte, zamana meydan okuyan bir yapı olarak dikkat çekmektedir. Sur duvarlarındaki kapıların sayısı, zamanla yapılan onarımlar sırasında değişiklik göstermiş, bazı kapılar kapatılıp yenileri açılmıştır. Bu kapılardan bazıları; Kayseri Kapısı, Dolap Kapı, Tokmak Kapı, Cancun Kapısı, Şalpur Kapısı, Bağdat Kapısı ve Tokat Kapısı gibi isimlerle anılmaktadır. Her biri, Sivas’ın tarihine ve kültürel mirasına ayrı bir değer katmaktadır.
Melih Gezegen