Sivas'ın tarihi merkezine adım attığınızda, sizi büyüleyen ilk yapılardan biri şüphesiz Gök Medrese olacaktır. 13. yüzyıldan kalma bu muhteşem medrese, Türk mimarisinin ve süsleme sanatının en göz alıcı örneklerinden biri olarak karşımıza çıkar.
Tarihi Bir Yolculuk
Gök Medrese, Anadolu Selçuklu Devleti'nin en parlak dönemlerinden biri olan III. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde, Vezir Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından 1271 yılında yaptırılmıştır. Yapının çeşitli bölümlerindeki yazıtlar, bu tarihi bize net bir şekilde aktarmaktadır.
Mavi Bir Mucize
Gök Medrese'ye adını veren şey, turkuaz ve lacivert tonlarındaki çinilerle süslenmiş taç kapısı ve eyvanlarıdır. Bu çiniler, güneş ışığının oyunuyla adeta parıldar ve medreseye mistik bir hava katar.
Mimari Bir Harika
Gök Medrese, açık avlulu, dört eyvanlı ve iki katlı bir yapıya sahiptir. Bu plan şeması, Selçuklu medreselerinde oldukça yaygındır. Medresenin taç kapısı, mermer taş işçiliğinin en güzel örneklerinden biridir. Işık ve gölge oyunları ile bezeli bu kapı, ziyaretçileri adeta büyüler.
Eğitimden Müzeye
Gök Medrese, inşa edildiği tarihten itibaren 1926 yılına kadar dini ilimlerin öğretildiği bir medrese olarak hizmet vermiştir. 1926 yılında ise müzeye dönüştürülerek kapılarını halka açmıştır. Günümüzde Gök Medrese, Sivas'ın en önemli turistik mekanlarından biridir ve her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır.
Sivas'a yolunuz düşerse, Gök Medrese'yi mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Bu tarihi ve görkemli yapı, sizi büyüleyecek ve unutulmaz bir deneyim yaşatacaktır.
Musa Demir