Sivas, Anadolu'nun kadim şehirlerinden biridir. Zengin tarihi boyunca Hititlerden Bizans'a, Selçuklulardan Osmanlı'ya kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu yazıda, Sivas'ın tarihi boyunca geçirdiği önemli evreleri ve şehrin günümüze ulaşan önemli eserlerini inceleyeceğiz.
Anadolu'nun İlk Yerleşim Yerlerinden Biri:
Sivas'ta ilk yerleşimin M.Ö. 7. binyıla kadar uzandığı bilinmektedir. Hititler, Kimmerler, İskitler, Medler ve Persler şehri sırayla hakimiyetlerine aldılar. M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender tarafından ele geçirilen Sivas, daha sonra Kappadokya Krallığı'na bağlandı. M.S. 17'de ise Kappadokya ile birlikte Roma İmparatorluğu'nun egemenliğine girdi. Hıristiyanlığın Yayılışı ve Kırk Martir'in Hikayesi:
Roma döneminde önemli bir metropol haline gelen Sivas, 3. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlığın hızla yayılmaya başladığı bir şehir oldu. Bu dönemde şehrin en önemli olaylarından biri, Kırk Martir'in hikayesidir. Büyük Basileios'un Homilye'sine göre, Hıristiyanlığa inandıkları için ölümle cezalandırılan askerlerin hikayesi şehre damgasını vurmuştur.
Bizans ve Selçuklu Dönemleri:
Bizans İmparatorluğu döneminde "Sebasteia" olarak anılan Sivas, önemli bir ticaret merkezi ve piskoposluk merkezi haline geldi. 7. yüzyılda Arap akınlarına maruz kalan şehir, 10. yüzyılda Ermeni göçleri ve yerleşimleri ile yeni bir kimlik kazandı. 13. yüzyılda ise Anadolu Selçukluları'nın hakimiyetine girerek altın çağını yaşadı. Gök Medrese ve Buruciye Medresesi:
Selçuklu döneminde Sivas, önemli bir eğitim ve kültür merkezi haline geldi. Bu dönemde inşa edilen Gök Medrese ve Buruciye Medresesi, Anadolu Selçuklu mimarisinin en önemli eserleri arasında yer alır. Gök Medrese, çifte minareli taç kapısı ve eşsiz çini süslemeleri ile dikkat çekerken, Buruciye Medresesi de taş işçiliği ve simetrik planı ile öne çıkmaktadır. Moğol istilası ve Osmanlı Hakimiyeti:
1243 yılındaki Kösedağ Savaşı ile sivas Moğol egemenliğine girdi. 1408 yılında ise tekrar Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyetine geçti. Osmanlı döneminde şehir yeniden imar edildi ve önemli bir ticaret merkezi haline geldi. Milli Mücadelede Önemli Bir Rol:
Sivas, Kurtuluş Savaşı'nın önemli bir merkezidir. 4 Eylül 1919'da Sivas Kongresi'nin toplandığı şehir, Anadolu'nun bağımsızlık mücadelesinde önemli bir dönüm noktası oldu. Günümüze Ulaşan Zengin Tarihi Miras:
Sivas, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasından dolayı zengin bir tarihi mirasa sahiptir. Günümüze ulaşan eserler arasında Gök Medrese, Buruciye Medresesi, Şifaiye Medresesi, Çifte Minareli Medrese, Ulu Camii, Buruciye Kalesi ve Sivas Kalesi yer almaktadır.
Sivas, tarihi ve kültürel açıdan oldukça zengin bir şehirdir. Bu kadim şehirde her adımda tarihe tanıklık etmek mümkündür.
Melih Gezegen
Sivas'ta ilk yerleşimin M.Ö. 7. binyıla kadar uzandığı bilinmektedir. Hititler, Kimmerler, İskitler, Medler ve Persler şehri sırayla hakimiyetlerine aldılar. M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender tarafından ele geçirilen Sivas, daha sonra Kappadokya Krallığı'na bağlandı. M.S. 17'de ise Kappadokya ile birlikte Roma İmparatorluğu'nun egemenliğine girdi. Hıristiyanlığın Yayılışı ve Kırk Martir'in Hikayesi:
Roma döneminde önemli bir metropol haline gelen Sivas, 3. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlığın hızla yayılmaya başladığı bir şehir oldu. Bu dönemde şehrin en önemli olaylarından biri, Kırk Martir'in hikayesidir. Büyük Basileios'un Homilye'sine göre, Hıristiyanlığa inandıkları için ölümle cezalandırılan askerlerin hikayesi şehre damgasını vurmuştur.
Bizans İmparatorluğu döneminde "Sebasteia" olarak anılan Sivas, önemli bir ticaret merkezi ve piskoposluk merkezi haline geldi. 7. yüzyılda Arap akınlarına maruz kalan şehir, 10. yüzyılda Ermeni göçleri ve yerleşimleri ile yeni bir kimlik kazandı. 13. yüzyılda ise Anadolu Selçukluları'nın hakimiyetine girerek altın çağını yaşadı. Gök Medrese ve Buruciye Medresesi:
Selçuklu döneminde Sivas, önemli bir eğitim ve kültür merkezi haline geldi. Bu dönemde inşa edilen Gök Medrese ve Buruciye Medresesi, Anadolu Selçuklu mimarisinin en önemli eserleri arasında yer alır. Gök Medrese, çifte minareli taç kapısı ve eşsiz çini süslemeleri ile dikkat çekerken, Buruciye Medresesi de taş işçiliği ve simetrik planı ile öne çıkmaktadır. Moğol istilası ve Osmanlı Hakimiyeti:
1243 yılındaki Kösedağ Savaşı ile sivas Moğol egemenliğine girdi. 1408 yılında ise tekrar Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyetine geçti. Osmanlı döneminde şehir yeniden imar edildi ve önemli bir ticaret merkezi haline geldi. Milli Mücadelede Önemli Bir Rol:
Sivas, Kurtuluş Savaşı'nın önemli bir merkezidir. 4 Eylül 1919'da Sivas Kongresi'nin toplandığı şehir, Anadolu'nun bağımsızlık mücadelesinde önemli bir dönüm noktası oldu. Günümüze Ulaşan Zengin Tarihi Miras:
Sivas, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasından dolayı zengin bir tarihi mirasa sahiptir. Günümüze ulaşan eserler arasında Gök Medrese, Buruciye Medresesi, Şifaiye Medresesi, Çifte Minareli Medrese, Ulu Camii, Buruciye Kalesi ve Sivas Kalesi yer almaktadır.
Sivas, tarihi ve kültürel açıdan oldukça zengin bir şehirdir. Bu kadim şehirde her adımda tarihe tanıklık etmek mümkündür.
Melih Gezegen