Sivas’ın tarihi dokusunu yansıtan Jandarma Binası, 1908 yılında Vali Reşit Akif Paşa döneminde Jandarma Dairesi olarak inşa edilmiş ve şehrin mimari mirasının önemli bir parçası haline gelmiştir. “L” şeklindeki planı ile dikkat çeken bu yapı, batı ve kuzey yönlerine uzanarak göz alıcı bir siluet oluşturur. Yapının her iki kolunun birleştiği köşe, sanki bir ağırlık noktası gibi durarak, binanın üç katlı en dikkat çekici bölümünü oluşturur.
Bu köşe kulesi, üçüncü katta tek bir mekân barındırırken, ikinci katta bu mekâna ek olarak ikişer oda daha eklenmiştir. Zemin katta ise, her iki kol tek katlı ve çok odalı bir şekilde uzanmaktadır. Binanın en karakteristik özelliği, kolların kesiştiği köşede yer alan sekizgen şeklindeki tasarımıdır. Bu sekizgen plan, binanın her üç katındaki odaların düzeninde de kendini gösterir ve güney yönünde yer alan asıl girişi ile tamamlanır. Arazinin eğimli yapısı nedeniyle, yapıya taş merdivenlerle çıkılırken, zamanla bu girişin kullanımı sonlandırılmış ve günümüzde yapıya köşenin iç tarafındaki kapıdan girilmektedir.
Zamanın Ötesinde Bir Yapı Sivas Jandarma Binası’nın Geçmişi ve Bugünü
Sekizgen planlı köşe kulesinin alınlığında, silmelerle çerçevelenmiş ve binanın tarihini anlatan bir yapım yazıtı bulunmaktadır. Bu yazıt, binanın tarihi önemini ve geçmişteki işlevselliğini ziyaretçilere aktarır. Günümüzde ise Jandarma Binası, sosyal tesis olarak hizmet vererek, geçmişin izlerini modern kullanımla birleştirmektedir. Sivas’ın kültürel ve tarihi mirasını koruyan bu yapı, şehrin sosyal yaşamında da aktif bir rol oynamaktadır.
Sivas Jandarma Binası, mimari özellikleri ve tarihi geçmişi ile şehrin turistik cazibe merkezlerinden biri olarak öne çıkar. Ziyaretçiler, binanın mimari detaylarını keşfederken, aynı zamanda sosyal etkinlikler için de bu mekânı kullanabilirler. Yapının korunması ve restorasyonu, Sivas’ın tarihi mirasının gelecek nesillere aktarılmasında büyük önem taşır. Bu nedenle, Jandarma Binası’nın tarihi ve mimari değerinin farkında olan ziyaretçiler, binayı ziyaret ettiklerinde sadece bir yapıyı değil, aynı zamanda şehrin hafızasını da deneyimlemiş olurlar.
Musa Demir