Sivas’ın bıçakları, sadece birer kesme aracı değil, aynı zamanda şehrin zengin tarihini ve kültürünü yansıtan birer sanat eseridir. 19. yüzyıl başlarında, Osmanlı İmparatoru İkinci Mahmud zamanında, silah ve kılıç yapımının azalmasıyla, Sivaslı ustalar çakı ve bıçak üretimine yönelmişler.
Bu bıçaklar, özellikle kara kemik saplarıyla tanınır ve dayanıklılıklarıyla dikkat çekerler. Sap yapımında kullanılan öküz, keçi ve koç boynuzları, hem bol bulunur hem de ekonomiktir. Ayrıca, işlemesi kolay ve dayanıklı olmasıyla, Sivas bıçakçılığının en belirgin özelliklerinden biri haline gelmiştir.
Tradiyonel Sivas bıçakları arasında kılıç şeklindeki bıçaklar, bağ bıçakları, ekmek kesme bıçakları ve tek ya da çift taraflı keskin bıçaklar bulunur. Çelikten yapılan ve “namlu” diye adlandırılan kesici bölüm, bir dizi işlemden geçtikten sonra, hayvan boynuzundan yapılan saplara monte edilir.
Sivas bıçakları, Türkiye’deki en yüksek kalite standartlarına sahip ürünler arasında yer alır. Ancak günümüzde, üretim daha çok günlük ihtiyaçlara yöneliktir. Sivas’ın bir diğer önemli sanat dalı olan gümüş işlemeciliği ile birleştirilerek yapılan av bıçakları ve hançerler, turizme katkıda bulunarak bölge ekonomisine önemli ölçüde fayda sağlayabilir.
Musa Demir