Memur Sen Konfederasyonu’na bağlı Bem-Bir-Sen (Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası) Şube Başkanı Mustafa Pakoğlu, “Türkiye İstatistik Kurumu'nun TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerine göre memur ve emeklilerin zam oranları belli oldu. TÜİK verileri, izaha muhtaç ve gerçeklikten uzaktır. İktidar bilerek enflasyon rakamlarını düşük göstermektedir. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Refah payı ve ek zam talep ediyoruz.” dedi.
Bem-Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Pakoğlu, yayınladığı mesajında;
“Memur ve emeklilerin üzerindeki bu ağır yükü hafifletmenin yolu maaşlara enflasyonun üzerinde bir artış yapılmasından, alım gücünü korumanın ve yükseltmenin yolu da refah payından geçmektedir” dedi.
Sivas Şube Başkanı Mustafa Pakoğlu değerlendirmesinde;
Enflasyon farkı zam olmadığı gibi reel kayıplarımızı karşılamaktan oldukça uzaktır. Uzun yıllardır kamu çalışanlarına yapılan Temmuz zammı, kamu çalışanları için bir anlam ifade etmiyor. Çünkü yılın ikinci yarısında %15’lik gelir vergisi diliminden %20’lik dilime geçtiğimiz için, biz kamu çalışanlarına yapılan zam vergi mekanizması kullanılarak geri alınmaktadır. Çalışanların vergi dilimi adaletsizliğine ve sipariş usulü ile hazırlanan enflasyon rakamlarına tahammülü kalmamıştır.” şeklinde konuştu.
Pakoğlu değerlendirmesinde;
"Ne hikmetse çarşı pazarda tüm ürünlere başta elektrik olmak üzere birçok temel ihtiyaç ürününe zam gelirken enflasyon oranları düşmeye, çalışabilecek nüfus oranı artarken de işsizlik düşmeye başladı. TÜİK uzunca bir süredir gerçek verileri manipüle konusunda üstün bir performans ortaya koymaktadır.
Çarşıya, pazara, marketlere gittiğimizde fiyatlarda çok ciddi bir artışla karşılaşıyoruz. Açlık sınırı ve yoksulluk sınırına baktığımızda Temmuz ayında yapılacak zamla kamu çalışanları zaten yoksulluk sınırı altında ücret alıyor. Asgari ücretin altında maaş alan emekliler var.
Temmuz ayında yapılacak zammın da açlık ve yoksulluk sınırının çok gerisinde bir zam olduğunu çok rahat söylemek mümkün maalesef. Kamu çalışanlarına yapılacak ek zam hem enflasyon kaynaklı zararların karşılanması noktasında hem de bir adaletsizliğin giderilmesi konusunda nispeten sorunları çözecektir. Bu artışlar aklımızla alay etmek anlamına geliyor. Bunu kabul etmiyoruz. Açıklanan enflasyon gerçek enflasyon, sokağın enflasyonu değil. Bu çok net. Zamlar da çok kadük kaldı. Sıkıntılarımıza çözüm getirecek oranlar değil. Umarım aklıselim davranır ilgililer ve bunu telafi ederler” dedi.
"Ülkemizdeki ekonomik durumun iç açıcı olduğunu söylemek mümkün değil. Geçtiğimiz günlerde kamunun finans ihtiyacını azaltmak amacıyla bir dizi tasarruf önlemleri alındı. Bu önlemlerden elde edilenler ile çalışanlar ve emekliler rahatlatılmalıdır.
Dolayısıyla bir tarafta yüksek enflasyon nedeniyle memur ve emekli maaşları erirken diğer taraftan alınan tedbirlerle de elde edilmiş olan haklar kısıtlanıyor.
Hal böyle olunca bu olumsuz şartlar altında memur ve emeklilerimizin eriyen maaşları ile ay sonunu getirmeleri imkânsız hale geliyor. Ücret ve vergi politikaları, gelir dağılımının sağlanacağı maaşlardaki erimenin durdurulacağı tek mekanizma. Bu mekanizmaların doğru kullanılmaması durumunda dar ve sabit gelirliler üzerindeki ekonomik yük daha da artıyor.
Memur ve emeklileri üzerindeki bu yükü hafifletmenin yolu maaşlara enflasyonun üzerinde bir artış yapılmasından geçmektedir. Alım gücünü korumanın ve yükseltmenin yolu refah payından geçmektedir.
Dolayısıyla her zaman ifade ettiğimiz gibi maaşlara refah payı eklenmesi, enflasyon farkının ortaya çıktığı ay itibarı ile maaşlara yansıtılması ve vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi yönündeki taleplerimizin karşılık bulması bu süreçte hayatı bir önem taşıyor.
Tüketimi zorunlu mal ve hizmetlerden başta gıda olmak üzere yüksek seyreden fiyat artışları yukarı yönlü hareket etmeye devam etmektedir. Açıklanan enflasyon rakamlarının gerçekliği yansıtmadığı ortadadır.
Çarşı, pazarda fiyatlar sürekli yükselirken alım gücünü koruyacak, memur ve emekliye nefes aldıracak uygulamalara ihtiyaç var. Enflasyonun hızının kesilmesi, hayat pahalılığının belinin kırılması uzun bir süre alacak gibi görünüyor. Çalışanlara refah payı verilmeden bu sürecin atlatılamayacağının da yetkililerce kabul edilmesi ve bir an önce refah payı uygulamasına dönülmesi gerekiyor” şeklinde konuşan Bem-Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Pakoğlu, "TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları çarşı pazarın gerçeklerini yansıtmıyor. Yapılan enflasyon açıklamalarının gerçek enflasyonu yansıtmadığını her daim ifade ediyoruz. TÜİK’in bu hesaplamayı nasıl yaptığını kamuoyuna açıklaması gerekiyor. Enflasyon rakamlarına müdahale etmek, çalışanların, memurların hakkını yemek demektir. Taleplerimizin takipçisi olacağımızı, buradan siz değerli basınımız aracılığıyla bir kez daha kamuoyuyla paylaşmayı vazife biliyoruz” ifadelerini kullandı. Melih Gezegen
Bem-Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Pakoğlu, yayınladığı mesajında;
“Memur ve emeklilerin üzerindeki bu ağır yükü hafifletmenin yolu maaşlara enflasyonun üzerinde bir artış yapılmasından, alım gücünü korumanın ve yükseltmenin yolu da refah payından geçmektedir” dedi.
Sivas Şube Başkanı Mustafa Pakoğlu değerlendirmesinde;
Enflasyon farkı zam olmadığı gibi reel kayıplarımızı karşılamaktan oldukça uzaktır. Uzun yıllardır kamu çalışanlarına yapılan Temmuz zammı, kamu çalışanları için bir anlam ifade etmiyor. Çünkü yılın ikinci yarısında %15’lik gelir vergisi diliminden %20’lik dilime geçtiğimiz için, biz kamu çalışanlarına yapılan zam vergi mekanizması kullanılarak geri alınmaktadır. Çalışanların vergi dilimi adaletsizliğine ve sipariş usulü ile hazırlanan enflasyon rakamlarına tahammülü kalmamıştır.” şeklinde konuştu.
Pakoğlu değerlendirmesinde;
"Ne hikmetse çarşı pazarda tüm ürünlere başta elektrik olmak üzere birçok temel ihtiyaç ürününe zam gelirken enflasyon oranları düşmeye, çalışabilecek nüfus oranı artarken de işsizlik düşmeye başladı. TÜİK uzunca bir süredir gerçek verileri manipüle konusunda üstün bir performans ortaya koymaktadır.
Çarşıya, pazara, marketlere gittiğimizde fiyatlarda çok ciddi bir artışla karşılaşıyoruz. Açlık sınırı ve yoksulluk sınırına baktığımızda Temmuz ayında yapılacak zamla kamu çalışanları zaten yoksulluk sınırı altında ücret alıyor. Asgari ücretin altında maaş alan emekliler var.
Temmuz ayında yapılacak zammın da açlık ve yoksulluk sınırının çok gerisinde bir zam olduğunu çok rahat söylemek mümkün maalesef. Kamu çalışanlarına yapılacak ek zam hem enflasyon kaynaklı zararların karşılanması noktasında hem de bir adaletsizliğin giderilmesi konusunda nispeten sorunları çözecektir. Bu artışlar aklımızla alay etmek anlamına geliyor. Bunu kabul etmiyoruz. Açıklanan enflasyon gerçek enflasyon, sokağın enflasyonu değil. Bu çok net. Zamlar da çok kadük kaldı. Sıkıntılarımıza çözüm getirecek oranlar değil. Umarım aklıselim davranır ilgililer ve bunu telafi ederler” dedi.
"Ülkemizdeki ekonomik durumun iç açıcı olduğunu söylemek mümkün değil. Geçtiğimiz günlerde kamunun finans ihtiyacını azaltmak amacıyla bir dizi tasarruf önlemleri alındı. Bu önlemlerden elde edilenler ile çalışanlar ve emekliler rahatlatılmalıdır.
Dolayısıyla bir tarafta yüksek enflasyon nedeniyle memur ve emekli maaşları erirken diğer taraftan alınan tedbirlerle de elde edilmiş olan haklar kısıtlanıyor.
Hal böyle olunca bu olumsuz şartlar altında memur ve emeklilerimizin eriyen maaşları ile ay sonunu getirmeleri imkânsız hale geliyor. Ücret ve vergi politikaları, gelir dağılımının sağlanacağı maaşlardaki erimenin durdurulacağı tek mekanizma. Bu mekanizmaların doğru kullanılmaması durumunda dar ve sabit gelirliler üzerindeki ekonomik yük daha da artıyor.
Memur ve emeklileri üzerindeki bu yükü hafifletmenin yolu maaşlara enflasyonun üzerinde bir artış yapılmasından geçmektedir. Alım gücünü korumanın ve yükseltmenin yolu refah payından geçmektedir.
Dolayısıyla her zaman ifade ettiğimiz gibi maaşlara refah payı eklenmesi, enflasyon farkının ortaya çıktığı ay itibarı ile maaşlara yansıtılması ve vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi yönündeki taleplerimizin karşılık bulması bu süreçte hayatı bir önem taşıyor.
Tüketimi zorunlu mal ve hizmetlerden başta gıda olmak üzere yüksek seyreden fiyat artışları yukarı yönlü hareket etmeye devam etmektedir. Açıklanan enflasyon rakamlarının gerçekliği yansıtmadığı ortadadır.
Çarşı, pazarda fiyatlar sürekli yükselirken alım gücünü koruyacak, memur ve emekliye nefes aldıracak uygulamalara ihtiyaç var. Enflasyonun hızının kesilmesi, hayat pahalılığının belinin kırılması uzun bir süre alacak gibi görünüyor. Çalışanlara refah payı verilmeden bu sürecin atlatılamayacağının da yetkililerce kabul edilmesi ve bir an önce refah payı uygulamasına dönülmesi gerekiyor” şeklinde konuşan Bem-Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Pakoğlu, "TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları çarşı pazarın gerçeklerini yansıtmıyor. Yapılan enflasyon açıklamalarının gerçek enflasyonu yansıtmadığını her daim ifade ediyoruz. TÜİK’in bu hesaplamayı nasıl yaptığını kamuoyuna açıklaması gerekiyor. Enflasyon rakamlarına müdahale etmek, çalışanların, memurların hakkını yemek demektir. Taleplerimizin takipçisi olacağımızı, buradan siz değerli basınımız aracılığıyla bir kez daha kamuoyuyla paylaşmayı vazife biliyoruz” ifadelerini kullandı. Melih Gezegen