Sivasspor, bu sezon kendi saha ve seyircisi önünde oynadığı karşılaşmalarda daha galibiyetle tanışamadı.
Ne söylenir, ne yazılır ki Sivasspor’un bu durumu için.
Yıllardır, hep üst sıralar için mücadele eden takımdan bu sene eser kalmamış durumda.
Takım hiç iyi görüntü çizmiyor.
Bazen kendi kendime diyorum ki, deplasmandaki iki galibiyeti de almamış olsak ne olurdu halimiz.
Düşünmek bile ürkütüyor beni.
Perişan, perişan, perişan bir halde olurduk.
Sivasspor’un Kasımpaşa ile oynadığı karşılaşmada aldığı mağlubiyet bardağı taşıran son damla oldu.
Öyle bir maç oldu ki; Golün her dakika gecikmesi Kasımpaşa’nın direncini arttıracağı, maçı zorlaştıracağından korkuyorduk daha beteriyle karşılaştık.
Sahadan 0-1 mağlup ayrıldık.
Girdiğimiz pozisyonları çok kolay harcadık.
İki savunmamız ve kalecimizin seyrettiği pozisyonda golü kalemizde gördük.
Beraberlikte savunma yapacaklardı, öne geçince iyice abarttılar. Kalecileri aut atışlarını geç kullandı, futbolcuları sakatlık numarasından yerden kalkmadılar.
Öyle yada böyle kaybettik maçı ve kendi sahamızda bu haftada galibiyetle tanışamadık.
Tartışmasız bu kayıp Servet Hoca’ya yazar.
Tribünlerin tamamının son anlarda ve bitiş düdüğü sonrasında yüksek ses tonuyla istifasını istemesi gayet doğaldı.
Buradan çıkabilmek, yeniden ayağa kalkabilmek şuan için mümkün.
Tabii, doğru kararlar alınırsa.
Taraftar haklı olarak kayıpların süreceği ve takımın elden gideceği endişesini yaşıyor.
Geçtiğimiz 3 sezonu Avrupa Kupalarına katılarak geçiren takımın, bu sezon kendi sahasında henüz galibiyetinin olmaması camia için çok büyük yıkım.
Böyle devam ederse, yönetim bunun altından kalkamaz.
Ben diyorum ki, zorlamanın bir anlamı yok.
İş işten geçmeden gereken tedbir alınmalı.
Yönetim tehlikeyi görüp gereken adımı atmalı, genç teknik adama teşekkür edip buraya kadar demeli.
Bence; camiayı ve takımı yeniden kenetleyecek hayati karar, adım budur.
Kan değişimi için birkaç hafta daha beklersek korkarım iş işten geçmiş olacaktır.
Her geçen zaman telafisi mümkün olmayan sonuçlara götürebilir, takımı ve camiayı.
Elbette; Yönetim sezon başında attığı adımda kendince haklıydı.
O zamanlar ben de desteklemiştim, yönetimin hoca tercihini.
Servet Çetin, yıllarca teknik direktör Rıza Çalımbay ile çalışmıştı ve bu nedenle takımı tanıyan birisine emanet etmeyi düşündüler, doğal olarak.
Takımı tanıyan birisi olması münasebetiyle, doğru tercihti.
Fakat, Sivasspor’a teknik direktör olmanın tek kriterinin takımı tanımak olduğunu sandığımız için bende yanıldım.
Ama şimdi sivasspor yönetimi de benim gibi yanlış olduğunun yada yanlış yaptıklarının artık farkına varmalılar.
Servet Hoca’da artık ısrar edilmemeli.
Son oynanan Kasımpaşa karşılaşmasında gördük ki, hocaya taraftarın desteğini bırakın tahammülü kalmamış.
Bu açık ve net gözüküyor artık.
Gelecek maçları beklersek, takımın oynadığı oyun ve alacağı sonuçlar da çok şey değişmeyecek.
En fazla üç hafta sonra taraftarlar Servet hoca için tribünde ‘’istifa’’ diye bağıracak.
Ve hocada istifa etmek zorunda kalacak.
Futbolun tabiatında realite bu...
Yönetim tekrardan hoca arayışına girecek.
Vesaire, vesaire, vesaire...
Yaşanacakları az çok hepimiz tahmin ediyoruz.
Öyle değil mi?
Artık çok geç dememek için...
Hemen şimdi gereken yapılmalı...
Kalın sağlıcakla.
KÖŞE YAZILARI
Yayınlanma: 24 Ekim 2023 - 10:14
SERVET HOCA'DA "ISRAR" EDİLMEMELİ...
Sivasspor, bu sezon kendi saha ve seyircisi önünde oynadığı karşılaşmalarda daha galibiyetle tanışamadı
KÖŞE YAZILARI
24 Ekim 2023 - 10:14