SEN "GAZETECİLİĞİNİ YAP" GARDAŞIM!..

Bugün ki yazımda sizlere kendi mesleğimde bulunan ve büyük medya organlarında çalışan insanlara bir öz eleştiride bulunmak istiyorum.

Ülkemiz futbolu öyle bir ortama doğru ilerliyor ki, kimin ne iş yaptığını anlamaz olduk.

Neyin peşinde bazı insanlar?

Bazen, “sözüm meclisten dışarı, bazı gazeteci geçinenler bile kulüplerin çığırtkanlığına soyunuyorlar” öyle değil mi?

Bırakın kardeşim o sizin göreviniz değil.

Bir kulübü savunmak, başkanın ve yöneticisinin işi. Onlar çıkıp çığırtkanlık yapıp takımlarının hakkını arasınlar veya savunsunlar.

Size ne oluyor?

Siz bir takımı takip edebilirsiniz, gazeteci olarak. Haber yaparsınız, eleştirirsiniz veya yorumlarsınız.

Kendinizce doğru bildiklerinizi söyleyebilirsiniz veya gazete sayfalarında yazabilirsiniz, gazeteci olarak.

Ama öyle bir ortama girdik ki, yöneticilerden daha fazla bu işlerin içerisinde bazı gazeteciler. 

Özellikle ulusal medya organlarında...

Sanki üç büyüklerden başka kulüp yok.

Olur olmaz açıklamalarla bazı takımların başkanlarını ve yöneticilerini şaha kaldırmaya çalışıyorlar.

Bizim gazeteciler olarak işimiz, kısa ve net “doğru gördüğümüz veya doğru bildiğimizi” yazmak.

Ben hiçbir zaman bir gazetecinin ya da basın mensubunun “sözlü ya da yazılı” ifade etme çizgisini aşmadım. Altını dolduramayacağım hiçbir iddia bulunmadım.

Söyleyeyim “bir şeyi” ya da “yazayım gitsin” demedim, doksanlı yılların başlarında atıldığım bu meslekte yani gazetecilikte.

Öyle bir hal aldı ki basın sektörü; naif kalmak, mütevazi olmak artık çok geçerli değil bu sektörde. Türk futbolundaki ve medyasın da ki iklim şu anda tam böyle.

Naif olmak, mütevazi olmak çok değer görmüyor. Eğer böyle olursan, seni hemen ezmeye ve gerekirse yok etmeye çalışıyorlar.

Futbolun içerisindeki insanlarda genel kanaat bu.

Futbol maçları nasıl biterse bitsin, başlanıyor televizyon ekranlarında yorumlara.

Genellikle dört büyükler üzerine yapılan yanlışlar konuşuluyor. 

Anadolu takımları da birçok haksızlığa uğruyorlar ama hep mütevazi kalıyorlar. 

Kimse onların yaşadığı haksızlığı görmüyor, ya da görmek istemiyor.

Bana sorarsanız “görmek istemiyor” birçoğu, sizce de öyle değil mi?

Neden?

Anadolu takımlarının, büyük takımlarda olduğu gibi büyük kitleleri yok.

Türk futbolu temizlensin demiştim bir önceki yazımda. 

Buna büyük medya organları da dahil edilsin.

Gazeteciler de bazı takımların avukatlığını değil, asıl görevlerini yapsınlar.

Haksız mıyım?

Kalın sağlıcakla...