SAKİN OL VE "ÖZÜR DİLE" SERVET HOCA!...

Sivasspor, Adana Demirspor karşılaşmasının son dakikalarında yaşanan taraftar tepkisini normal karşıladığımı öncelikle ifade etmek isterim.

Bir futbol kulübünün paydaşlarının olmazsa olmazı taraftarlar, olduğunu tekrar hatırlatmama gerek yok diye düşünüyorum.

Seyirci yani taraftar günümüz futbolunun en önemli aktörlerinden biridir, Servet hoca.

Havanın onun için önemi yokturdur. Yağmurda, çamurda beraber yürür takımıyla hemde kol kola. 

Çoğu zaman destek olsa da bazen istemese de köstek olur, gönül verdiği takımına. Öyle ki; Bir cefakâr, bir vefakardır o "mırıldanan" taraftarlar.

Stadyuma gelip tribünde de olsa, evde yada çay ocağında televizyon başında da değişmez bu durum. 

Taraftarlar arasında sınıf ayrımı olmaz zengin yada fakir diye.  Sosyal statü ise hiç ama hiç fark etmez, aynı tepkiyi ve aynı etkiyi birlikte yaşarlar. 

Kısacası; Doksan dakikayı izlerken, aklını ve beynini dışarıda tutacak kadar, beraber hüzünlenir, beraber sevinirler. 

Bazen, yeri gelir teknik direktör olur takım yapar. Bazen de yeri gelir başkan olur milyonlar harcar ve transfer yaparlar. 

Ama biz onları genellikle maça gelmek için girdikleri bilet kuyruklarında görürüz, Servet hoca.

Stadyumda yerini aldıktan sonra ise tribün fark etmez ya kale arkasında avazı çıktığınca bağırırken yada maratonda şarkı söylerken, bazen de yenilen golün ardından göz yaşlarını akıtırken görürüz Servet hoca.

Maddi bir karşılık beklemezler, takımları iyi oynasın yeter onlar için kazanmasalar da çokta önemli değildir, aslında.

İşte böyledir takım taraftarlığı, Servet hoca!...

Bilmem kısa ve öz anlatabildim mi taraftarlığın ne olduğunu ve taraftar için tuttuğu takımın ne anlama geldiğini Servet hoca!

Senin de buralara gelmeden ve bu koltuklara oturmanda birçok taraftarın emeği ve katkısı vardır, dolaylı yoldan da olsa.

Mesela hoşuna gitmiyormuydu? Denizlispor’da oynarken taraftarın sana tezahürat etmesi ve ismini haykırması.

Belki sana da kızdığı zamanları oldu taraftarın, Ukrayna maçında ve hemen akabinde Milan maçında hem de aynı stadyum da Şükrü Saraçoğlu’nda. Andriy Shevchenko’nun attığı gollerin ardından.

Yine bu taraftar sana sahip çıkmadı mı?

Servet Hoca! Teknik direktörlük yapıyorsan eleştirilmeyi kabul etmelisin.

Herkes seni sevmek yada yaptıklarını kabul etmek zorunda değil.

Sen! Sivasspor’a bir şeyler verdin ama karşılığını da aldın.

Hemen, vakit kaybetmeden çıkıp özür dilemelisin!

Evet, Geçmişte yaptıklarınla saygıyı hak ediyorsun, biz şuanı yani yaşananları konuşuyoruz ve bu yara fazla kaşınmamalı.

Servet hoca ile taraftarlar arasında yaşanacak olan inatlaşma takıma düşünülenden fazla zarar verir. 

Zarar gören yine sivasspor olur...

Ben yapılan bu talihsiz konuşmayı teknik direktör acemiliğine veriyor ve bir hata olarak görüyorum.

Bence, bir teknik direktör maçtan sonra hemen kendisine uzatılan mikrofonlara konuşma yapmadan bir odada sakinleşmeli.

Oynanan maçta yaşadığı duygu birikimini ve adrenalinin düşmesini beklemeli. Maçın bitiş düdüğünün ardından en az 10-15 dakika beklemeli ve sağlıklı düşünecek duruma gelmeli ve öyle açıklama yapmalı.

Ayrıca maçtan sonra yanına ekibini alıp yaşananları konuşup sakinleşebilirdin. Bunu da yapmadın.

Kimse, kimsenin Sivasspor sevdasına laf söyleyemez ve ölçemez.

Biran evvel özür dile ve dağılsın bu gergin hava.

Kalın sağlıcakla...