Ayşe Mine Arslan (SİVAS)- Sivas’ta bulunan devlet hastanelerinde bugün ve yarın randevusuz hasta bakılmayacak. Durumu bilmeden hastaneye giden hastalar mağdur edildi.
Genel Sağlık-İş Sendikası, gün geçtikçe tırmanan ekonomik kriz, sağlıkta şiddet, Sağlık emekçilerinin personel eksikliği nedeniyle artan iş yükü dolayısıyla 19 sendika ve 2 aile hekimliği federasyonunun birleşerek oluşturduğu Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu (SABİM) bünyesinde 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin başlayacağı 1 ve 2 Ağustos tarihlerinde iş bırakacaklarını duyurdu. Bu kapsamda bugün ve yarın Sivas’ta bulunan devlet hastanelerinde de İş bırakma eyleminde poliklinik hizmetleri verilmeyecek. Hal böyle olunca ilçeden gelen ve iş bırakma eylemini bilmeyen hastalar hastaneden eli boş döndü.
Sağlık Bakanlığı ile doktorların arasında yaşanan sıkıntının hep vatandaşa yansıtıldığının altını çizen Sivaslılar bu düzene bir son verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“ZATEN ZOR RANDEVU BULUNUYOR”
Hastanelere gitmek için randevu almak isteyen vatandaşlar kentteki doktor eksikliğinden de yakındı. Randevu tarihlerinin çok ileri bir zamanda olması vatandaşı çileden çıkardı.
YİNE VEKİLLERE SESLENDİLER
Sivas’ta 28. Dönemde seçilen yeni milletvekillerinden sağlık alanında ciddi çalışmalar yapması bekleniyor.
ANAYASADA YER ALIYOR
Halen yürürlükte bulunan 1982 Anayasası tıpkı İnsan hakları Evrensel Bildirgesi'nde olduğu gibi "yaşam hakkı"nı temel alan bir düzenlemeyi 17. maddesinde yapmıştır.
"Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz."
Buna göre tüm yurttaşların yaşama hakları devlet güvencesi ve onun pozitif yükümlülüğü kapsamı içinde koruma altındadır.
1982 Anayasası'nın 56. maddesinde "Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması" başlığı altında:
"Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.
Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.
Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir." denilmektedir.
Anayasa'nın 17. maddesi'nde söz edilen "Yaşama hakkı"ndaki "yaşamak" yalnızca "canlılık özelliklerine sahip olmak" demek değildir. Bunun yanında bazı özellikleri, hatta koşul ve olanakları içerir ki bu da "sağlıklı yaşama hakkı"nı ortaya koyar.
Dolayısıyla 17. madde, daha sonra gelen 56. maddeye göre daha önemli ve öncelikli olup, daha temel bir hakkı ortaya koymaktadır.
Herhangi bir hakla ilgili olarak o hakları koyan ve koruyan otoritenin, yani "devlet"in, her hakla ilgili üç temel görevi vardır.
Bunlardan ilki "dokunmama" görevidir. Burada temel haklar bağlamında insanların yaşamlarına ve yaşama haklarına devlet yukarıda da belirtildiği üzere "dokunamaz".
Devletin ikinci sorumluluğu üçüncü kişiler ya da her türlü dış etkenden gelecek olan müdahale ve saldırılara karşı bu haklara "dokundurtmama" görevidir. Dolayısıyla yine aynı maddede söz edilen "koruma" görevini de bu bağlamda anlamak gerekir.
Devletin "üçüncü görevi"de, bu haklardan yararlanılabilmesi için "bazı iş, görev ve eylemleri yapma, olanakları sağlama ve bazı hizmetleri yerine getirme sorumluluğu"dur.
Bu bağlamda "sağlık hakkı"nın da en az iki bileşeni olduğu anlaşılmaktadır:
Sağlıklı olma hakkı
Sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı
Anayasadaki "hiç kimsenin rızası dışında vücut bütünlüğüne dokunulamaması ve tıbbi deneylere tabi tutulamaması", kişilerin sağlıklı olma hakkı bir kamusal korumaya tabi olduklarını ortaya koymaktadır.
Sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı, bir ekonomik ve sosyal haktır. Bu yönüyle kamuya ya da Anayasada geçen biçimiyle devlete belli yükümlülükler öngörür. Devlet bu ödevleri altına imza attığı "Ekonomik, Sosyal, Kültürel Haklar Sözleşmesi"nin de bir gereği olarak yerine getirmek ve herkesin sağlık hizmetlerinden yararlanması için gerekli tedbirleri almalı, kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlamak durumundadır.
GÜNCEL
Yayınlanma: 01 Ağustos 2023 - 16:37
Sağlıkta Fatura Vatandaşa Kesilemez!
Ayşe Mine Arslan (SİVAS)- Sivas’ta bulunan devlet hastanelerinde bugün ve yarın randevusuz hasta bakılmayacak
GÜNCEL
01 Ağustos 2023 - 16:37