Halk arasında “amansız hastalık” ya da “kötü hastalık” olarak adlandırılan kanser, tedavisinde her geçen gün ilerleme kaydedilse de hala hayati tehlike yaratan ciddi bir hastalık. Üstelik görülme oranı da yıldan yıla artıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) açıklamasına göre, dünya genelinde 2050 yılına kadar 35 milyondan fazla yeni kanser vakasının ortaya çıkacağı öngörülüyor. 2020 verilerine kıyasla bu oranın yüzde 77 artış göstereceği tahmin ediliyor.
Kanser hem dünyada hem de Türkiye’de ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer alıyor. Öyle ki dünyada her 6 ölümden birinin, Türkiye’de ise her 5 ölümden birinin sebebi kanser. Bu denli önemli bir sağlık sorunu olan kanser, erken teşhisi halinde çoğu zaman başarıyla tedavi edilebiliyor. Peki kanser nasıl gelişiyor? Hangi belirtileri gösteriyor? Korunmak için nasıl bir yol izlemek gerekiyor? Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Sarı’ya kanser konusunda merak edilenleri sorduk.
“Hücrelerimiz aynı bizim gibi doğuyorlar, çoğalıyorlar, yaşlanıyorlar ve sonrasında ise programlanmış bir ölüm ile yerlerini başka hücrelere devrediyorlar. Ancak herhangi bir yerdeki sakatlık sonucunda hücre programlanmış bir ölüme gitmekten ziyade, anormal bir şekilde ölümsüzlük elde ediyor. Sonrasında da kontrolsüz bir şekilde çoğalarak yayılıyor. Vücudun bütün kaynaklarını tüketir hale geliyor, bir çeşit parazite dönüşüyor.”
Kanserin genel olarak her türünde ortaya çıkan belirtileri ise vücudun kaynaklarını tükettiği için halsizlik ve kilo kaybı olarak biliniyor. Bu noktada Doç. Dr. Sarı, erken teşhisin önemine vurgu yapıyor:
“Erken teşhis gerçekten hayat kurtarıyor. Çünkü biz kanseri ne kadar erken evrede yakalayabilirsek yapacağımız tedavi o kadar başarılı oluyor, hatta tam şifayla sonuçlanabiliyor.”
“Yeni tedavi yöntemleriyle kanseri daha iyi anlayarak, daha iyi çözerek, daha başarılı sonuçlar elde etmeye başladık. Öncesinden beri kullanageldiğimiz kemoterapi, radyoterapi, cerrahinin yanında artık hedefli tedaviler, immünoterapi de hayatımıza girdi. Patolojiden detaylı genetik incelemeler talep ediyoruz. Ve bunların sonucunda eğer hedeflenebilecek bir mutasyon saptarsak hedef tedaviyle çok daha yüz güldürücü sağ kalım sonuçları elde edebiliyoruz.”
Kanserin çaresi olan bir hastalık olduğunun altını çizen Doç. Dr. Sarı, hastaların morallerini bozmamaları gerektiğini ifade ederek, şu tavsiyede bulunuyor:
“Hekimlerine, onkologlarına güvenmeliler ve tedavilerine bağlı kalmalılar. Bunun aslında yenilebilecek bir hastalık olduğunu unutmamalılar.”
Haber Merkezi
GÜNCEL
Yayınlanma: 04 Şubat 2024 - 15:56
Sağlıklı yaşam ve düzenli kontrol kanseri engelliyor
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, 2050 yılına kadar 35 milyondan fazla yeni kanser vakası görülecek. Kanserden korunmanın yolu ise sağlıklı yaşam ve düzenli kontrolden geçiyor.
GÜNCEL
04 Şubat 2024 - 15:56