Beslenme her dönemde olduğu gibi sıcak yaz günlerinde de doğru bir şekilde gerçekleştirilirse hayatımızı kolaylaştıran bir faktör. Konu hakkında açıklamada bulunan Medicana Sivas Hastanesi Diyetisyen Cansu Arslan, “İlk ve vazgeçemeyeceğimiz adım su tüketimi: bildiğiniz gibi yaz aylarının en sıcak günlerini yaşarken su içmek için susama hissi beklenmemeli, gün içinde saat başı 1 su bardağı su içilmelidir. Bu davranış ter, idrar, soluk alıp-verme ile atılan sıvının vücudumuzda yerine koyulmasına yardımcı olacaktır.” dedi.
Vücut susuz kaldığında halsizlik, yorgunluk, baş dönmesi, dikkat dağınıklığı gibi durumlar yaşanabilir bu da gün içindeki verimi düşüreceğini belirten Diyetisyen Cansu Arslan, “Bu yüzden masanızda su şişesi bulundurmayı, gerekirse bardak sular alıp kaç bardak içtiğinizi takip etmeyi, evde, iş yerinde birbirimize su ikram etmeyi ihmal etmeyelim. Su içmeyi artıracak motivasyon şişeleri, pipetli bardaklar da kullanılabilir. Suyun içerisine birkaç parça karanfil, tarçın eklemek; limon, salatalık eklemek de tüketimi artırabilir, deneyelim.” şeklinde konuştu.
İDRAR RENGİ ÖNEMLİ
“Tüm bunlara bağlı kalıyorum yeterli su içiyor muyum diye arada kalıyorsanız bizim için idrar renginin güzel bir gösterge olduğunu söyleyebiliriz. İdrar rengi açık sarı-beyaz renkte olmalıdır. Ne kadar koyu renkte ise o kadar su ihtiyacınız fazladır diyebiliriz. Ancak bazı vitamin takviyeleri idrar renginin değiştirebilmektedir böyle durumlarda hekimimize mutlaka danışalım.” Diyerek sözlerine devam eden Diyetisyen Cansu Arslan, yaz sıcağında ne yenilebileceğini de açıkladı.
SOĞUK YİYECEKLER
Öğle yemeklerinde ağır kızartmalar, hamur işleri, pideler tercih edilmemesi gerektiğini belirten Arslan, nohutlu, yarmalı soğuk aş dediğimiz çorbalarımız, tavuklu salatalar veya karpuz-peynir-ekmek üçlüsü bile yeterli bir beslenme olacağını, bu şekilde beslenmeye birbirimizin teşvik edilmesi gerekliliğine dikkat çekti.
Ara öğünler konusuna da dikkat çeken Cansu Arslan, “Gün aralarında soğuk, şekersiz limonatalar, yeşil çay, sade maden suyu, taze meyveler, dondurulmuş üzüm gibi farklı alternatifler ferahlatıcı olabilir. Hazırlamak isterseniz yapabileceğimiz bir tarif eklemek isterim: 2-3 adet kayısı, 4-5 dal maydanoz, yarım limon, 3-5 baş karanfil ve 1 küçük parça tarçını 1 litre suda kaynatalım. Ocaktan aldıktan sonra içerisine 2 poşet yeşil çay ekleyelim. Yeşil çay demlenince süzelim. Buzdolabında bekletip ya da buz küpleri ekleyip gün boyu tüketebilirsiniz. Ev yapımı, şekersiz, kayısılı soğuk çay hazırlamak fazla kolay değil mi? Bir de soğuk kahve tüketimini çok gördüğümüz için eklemek istiyorum şuruplu, kremalı kahvelerden mümkün olduğunca uzak durmak bizi daha iyi ferahlatacak, fazla kalori almamızı da engelleyecektir.” dedi.
ABUR-CUBUR OLMAZ
“Çekmecelerimizi, elimizin altındaki dolaplarımızı bir abur-cubur gözüne çevirmeyelim lütfen” diyerek sözlerine devam eden Diyetisyen Cansu Arslan, “Unutmayalım bir besine ulaşım ne kadar kolaysa tüketimi de o kadar hızlıdır. Yani belki kafeteryadan, marketten alıp gelmek zor gelebilirken sırf masada duruyor diye o bisküvi paketini bitirebilirsiniz. Arada bir çay, kahve yanında çikolata tüketmenin elbette bir zararı yok ancak bunu her gün yapmak, fazla miktarda tüketmek bizim için zararlı. Çiğ kuruyemişler, kuru meyveler, leblebi-kuru üzüm karışımı ya da mevsiminde olduğumuz hızlı atıştırılabilecek kayısı, erik bile olabilir yeter ki su, lif, vitamin-mineral içeriği iyi besinler tüketelim” ifadelerini kullandı.
HAREKET ŞART
Diyetisyen Cansu Arslan açıklamasına şöyle son verdi: “Hareketi ihmal etmeyelim: oturduğumuz her 45 dakikada bir mutlaka kalkıp 50 adım atalım bu hem eklemlerimizi rahatlatacak hem de masabaşına döndüğünüzde daha verimli bir çalışma sağlayacaktır. Öğle araları sıcak hava sebebiyle dışarıda yürüyüşler yapamasakta koridor yürüyüşleri yapalım. Sandalye egzersizleri başlığı altında egzersizler öğrenip uygulayalım. Otobüsten bir durak önce inmek ya da arabanızı iş yerinden biraz uzağa park etmek gibi kendimize hareket alanları oluşturalım. Sağlıcakla kalın!”
Gülşah Akkaş Yaman