NEDİR BU "YABANCI" HAYRANLIĞI?

Deyim yerindeyse yavaş yavaşta ısınmaya başladığını söylediğini söyleyebilirim. Özellikle de yabancı futbolcuların transfer haberlerinin gazetelerde ve televizyonların spor programlarında şaşalı bir şekilde sporseverlere verildiğini görmemek elde değil. Bu transfer döneminde de en büyük ses getirecek olan futbolcuların “yabancı” oyuncular olacağı ortaya çıktı. Peki, nedir bu yabancı futbolcu hayranlığı? Hatta yabancı futbolcu değil, yabancı sporcu demek daha doğru olacak kanısındayım. Çünkü, ülkemizde ki spor dallarının bir çoğunca yabancı oyuncular var. Futbolda var. Basketbolda var.  Voleybolda var. Hentbolda var.  Hatta Türk vatandaşlığına geçirip, uluslararası müsabakalarda yarıştırdığımız yabancı kökenli sporcular bile var. ÜLKEMİZDE çoğunlukla yabancı futbolcular için hep ‘iyi’ tanımlaması yapılmaktadır. Yabancı sporcular ve özellikle futbolcular için şöyle ifade edilmektedir. Geçmişinde önemli takımlarda yer almış, bazı başarılı sonuçlar yaşamış, akılda kalabilecek birkaç maçta ‘günün adamı’ olmuş gibi. Sözlerle sürekli transferi esnasında övülmeye mazhar olurlar. Bu yaşadığı başarıların ardından şöyle bir sonuç ortaya çıkmıştır. Ve nihayetinde Avrupa’da kapılar yüzüne kapanmış... Bazı yabancı futbolcular, neden zaman ilerledikçe Avrupa’dan dışlanmış olabilir?  Birincisi, fiziksel yeterliliğini kaybetmiş olduğu için beceri kalitesi ve dolayısıyla verimliliği düşmüş olduğundan.  İkincisi, disiplinsiz davranışlarından ötürü ‘sakıncalı’ görüldüğü için. Kulüplerimiz için böyle parlak bir kariyerin, kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak görülmesinin doğal olduğunu belirtmek isterim. Çünkü bizim toplumumuz, bu futbolcuları bugün yapamadıkları ile değil de geçmişte yaptıkları ile değerlendiriyor.  Hele bu futbolcuların geçmişten gelen bir kısım aykırılıkları, aşırılıkları ve azgınlıkları varsa artık toplumun gözünde vazgeçilmez oluyorlar. Böyle bir geçmişe sahip “yabancı” futbolcunun sırf taraftara şirin gözükmek için yapılmasının ardından sezon içerisinde sorunlar baş göstermeye başlıyor. Bazı durumlarda yönetim ve teknik kadro son derece çaresiz kalıyor. Çünkü, yabancı futbolcu yaptığı sözleşmeyle yüksek transfer bedelini güvence altına almış oluyor. Geçmişte yaşadığı parlak kariyerinden dolayı da kendini yeniden kanıtlama ihtiyacı duymuyor. Sezon içerisinde yer aldığı maçlarda skoru etkileyecek birkaç estetik hareket ve beceri ortaya koyduğu içindir ki futbolseverler artık ona ‘olmazsa olmaz’ gözüyle bakmaktadır. Kısacası tribünlerin sevgilisi ama takımın belalısı olan bu futbolcuları ‘versen veremezsin, tutsan yararlanamazsın’ çaresizliği ile kabullenmek zorunda kalınıyor.  Ve sonuçta sorun çözülüyor ‘tazminatını ver ve gönder.’ Olan yine Türk futboluna ve kulüplerimizin milyonlarına oluyor.