Kültürümüz bünyesinde yoğun olarak yaşanan insan ilişkilerinde, beşer hassasiyeti oldukça önemliydi. Özellikle ikili ilişkilerde karşı tarafı rencide etmeden, onu kırmadan ve hatta ona sezdirilmeden çeşitli uygulamalarla; kişinin hali hazırdaki durumu hakkında bilgiler edinilir ve bu vaziyet üzere gerekli hazırlıklar yapılarak, hizmetler peşi sıra gelirdi. Bu durumu en güzel örnekleyen uygulama; eskilerde misafirlere ikram edilen kahvelerdi.
Kahve İkramı: Eskiden kahve -günümüzde de kısmen olduğu gibi- başlı başına bir kültürdü. İkram edilen kahvelerde gizli mesajlar yüklüydü. Evlerde misafir ağırlamak ve misafiri memnun kalmış olarak yolcu etmek çok önemliydi. İnsanlar arasında saygı ve sevgi hisleri çerçevesinde, seviyeli ve her kademede verimli sohbetlerin yaşanabilmesi için ilk aşamada misafirlerin fizyolojik ihtiyaçlarından biri olan açlık ihtiyaçları ivedilikle karşılanırdı. Şayet misafirin karnı tok ise yine hafif yiyecek ve içecek ikramlarıyla muhabbetler edilirdi. Ancak takdir edileceği üzere misafire doğrudan aç olup olmadığı sorulamazdı. Ecdat bu durumu çeşitli uygulamalarla çözüme kavuşturmuştu. Eve bir misafir geldiğinde sorgusuz sualsiz bir fincan kahve ile bir bardak su ikram edilirdi. Misafir eğer aç ise sadece suyu içer, kahveye hiç dokunmazdı. Bu hareketle ev sahibi misafirinin aç olduğunu anlar; bu doğrultuda hazırlıklar yapılırdı. Yok, eğer misafir ilk başta kahveyi içmiş suya dokunmamış ise misafirin karnının tok olduğu anlaşılırdı.
Günümüzde kahve geleneği muhteva olarak anlam değiştirmekle beraber yapısal tabanda devamlılığını sürdürmektedir. Genelde kahveler tok karınlar üzerine dostane sohbetlerin koyulaştığı zamanlarda yine su ile ikram edilerek içilmektedir. Ancak ne içilen kahvenin ne de beraberindeki suyun anlamına uygun bir değerlendirilme yapılmaktadır. Kişi aynı zamanda hem kahvesini hem de suyunu içebilmektedir. Eskisi kadar olmasa da günümüzde de kahve, kimi zamanlarda kültürel özelliği bakımından geleneklerimiz içerisindeki yerini koruyabilmiştir. Özellikle ev oturmalarına gelen ağır misafirlere kahve ikram edilir. Yine kız istemelerinde, eğer niyet hâsıl olmuşsa kahve ikramlarına geçilir. Aynı zamanda kahvenin kırk yıllık hatırının olduğu da dile getirilir. Bunun gibi farklı farklı geleneklerle kahve, Türk kültüründeki yerini korumaya devam etmektedir.
Tanrı Misafiri: Önceleri iletişim ve ulaşım sahaları bu kadar hızlı ve yaygın değildi. Ancak İslam’ın sosyal hayata hâkim olduğu bu dönemlerde insanlar arasında var olan karşılıksız sevgi ve sarsılmaz güven duyguları hat safhada ilerdeydi. İnsanların bir yerden bir yere yolculukları kimi zaman günler, haftalar, hatta aylar alırdı. Doğal olarak yolculuğa devam edilebilmesi için insanların dinlenmeye ve bir şeyler yemeye ihtiyaçları vardı. Bazı durumlarda hanlarda konaklama yapılırdı ancak; hanların da bulunmadığı yerler olurdu. Bu durumda insanlar, “Tanrı Misafiri” olarak davet edilmeden, ev sahibinden “misafir olmak istediklerini, gecelik konuk edilmelerini” dilerlerdi. Ev sahibi de gönül rahatlığıyla, hiç tanımadığı o kişiyi ya da kişileri meskeninde misafir eder, karnını doyurur, ona yatacak yer tahsis ederdi. “Devamı Haftaya”
KÖŞE YAZILARI
Yayınlanma: 12 Kasım 2023 - 13:20
MİRAS BIRAKILANLAR VE UNUTTUKLARIMIZ
Kültürümüz bünyesinde yoğun olarak yaşanan insan ilişkilerinde, beşer hassasiyeti oldukça önemliydi
KÖŞE YAZILARI
12 Kasım 2023 - 13:20