Millet bahçesi estetik ister
“Millet bahçelerimizi de zevki, zarafeti bilen birinin yapması lazım; alelade bir peyzaj mimarının değil çünkü tahayyül ve tatbik ayrıdır.”
İnsanlar doğa ile içiçe yaşamak zorundadır. İşte bu doğallık her alanda insanları kuşatmalı ve insanları içine çekmelidir. Bundan dolayıdır ki ilk olarak bahçe yapılır ve şehirler bu bahçe etrafında şekillenirdi.
Bahçeler öyle etkiliydi ki, insanlar evlerini bahçeler içinde yapardı, yapmak zorundaydı.
Ama aradan geçen yıllar tersine olayların cereyanı olmuştur. Bahçeden kopan, beton yığınlarını bahçelerine tercih eden insanlar, beton yığınları içinde mutsuzluğu tercih etti. Ve aradan geçen yılların ardından bahçe tercihi tekrar gün yüzüne çıktı.
SİVAS ÖRNEKLERİ
Bahçeler içinde en fazla iki katlı evler, bahçelerde servi ağaçları, güller, leylaklar, zambaklar, çınar ağaçları ve ceviz ağaçları.
Şehir Selçuklu Parkı etrafında şekillenmişti. Sonrasında Cıbırlar Parkı namzediyle bahçe ki ne bahçe…
Ve Ethembey Parkı, Millet Bahçesi’nin ta kendisi…
Sandallarla akan suda zevki sefaların mekanı Ethembey Parkı… Ve şehrin bu park etrafında ki şekl-i sureti…
Ve ırmaklar, ırmaklara saygılı binalar, ırmak etrafında adaplı konaklar, ırmağa gerdanlık serviler, kavaklar…
Mesire alanı olarak da Paşa Fabrikası. Millet Bahçesi’nin ta kendisi… Asırlardır Sivas’a ayak teşkil eden, örneğini tüm doğallığıyla sergileyen bahçe. Onun sırtı ise ab-ı hayat ki, Mihrivefa güzelliği…
Su azizdir, Türk suyu sever, hem de durağanı değil, akan suyu sever…
Bundan dolayıdır ki 1950’li yılların fotoğraflarında sandal sefası vardı Sivas’ta, Ethembey Parkı’nda, gerçekte bir Millet Bahçesi’nin örneği…
Bahçeler bundandır ki, havuzlarla bezemelidir, su ile eşdeğerdir…
Bundan dolayı Millet Bahçeleri; insanların doğal dinamikleri, iklim değişikliği ve bunun gibi değişkenleri, tüm duyuları ile algılayabilecekleri eşsiz mekanlar olmalıdır. Millet bahçelerinde hem ekonomik hem de ekolojik sebeplerden dolayı yerli bitki türleri tercih edilmeli, endemik türler koruma altına alınarak sergilenmelidir.
ÇİÇEKSİZ OLMAZ!
“Lale daima gündemdedir. İkinci bitki güldür. Üçüncüsü gariptir ki servi ağacıdır. Servisiz bir millet bahçesi olmaz. Çünkü dikilen ve bilinen ağaçlar kültürel bakışı ortaya koyar.
Servi tek başına olduğu yerde bir güzergah oluşturur; bir yol gibi sizi bir yere götürür; ahirete. Servi ağaçlarının sarayda olmasının nedeni şudur: “Hükümdarlık da yapsan bu yolun sonu ahiret yoludur.” Yani servi, bir ikaz mahiyetinde bu hatırlatmada bulunur. Elifî servi, gönül servisine dönüştürülmüştür. Divan edebiyatında da sevgili, servi ile karşılık bulur.
Bunların yanında dünya ve ahiret dengesini sağlamak için, kapı önlerine konan ise çınar ağacıdır.
Bu dört bitkiden ilk üçü İlahi, sonuncusu dünyevidir” der Haluk Dursun Hocamız ve ekler;
BÜYÜK CAMİ OLMAZ!
“Bir de bahçeyi sudan ayırmak mümkün değildir. Bu aziz millet su sever. Fakat durağan su değil; akarsu, şelale. Yaylada dere kıyısı, kaynak kenarı...
Yeşili, suyu, gölgeyi buldu. Sonra bu aziz millet ne yapacak?
Ruhunu doyuracak.
Bunun için ibadethane lazımdır ama böyle açık alanlara cami yapılmaz. Küçük mescitler yapılır. Namazgah yapılır. Mesela Diyarbakır’da TOKİ konutları çevresel nedenlerle yıkıldı ama yerine Dicle Vadisi Camii yapıldı ama oradaki gerdanlık gibi görünen on gözlü köprünün seyran güzelliğine set oldu. Bir köyün delisinin çıkıp neyin nerde olmaması gerektiğini söylemesi lazım. Nasıl Dicle Vadisi Camii’nin on gözlü köprünün göz güzergahında olmaması gerekiyordu ise, diğer millet bahçelerinde de büyük camiler yer almamalıdır.”
MİLLET BAHÇESİ ESTETİK İSTER
Ve Haluk Hoca es cümle şunu belirtir:
“Tüm bu inceliklerin yanında aslında en önemlisi millet bahçesini kimin yapacağıdır çünkü aslan yattığı yerden belli olur. Bu noktada Prof. Dr. Dursun, İstanbul’un eski Belediye Başkanı Dr. Cemil Topuzlu’nun başkanlığa getirilişiyle ilgili anekdotu anlatıyor: “1900'lerin başında Sadrazam Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Çiftehavuzlar'da bahçesi muhteşem bir köşk görür ve hayran kalır. Etrafta sorar, soruşturur. ‘Bu ev, bu bahçe kimin? Kim yaptı?’ Bir doktorun derler. ‘Çağırın o doktoru, gelsin.’ der. Yapanın Dr. Cemil Topuzlu olduğunu öğrenince de ona Şehreminilik teklif eder. Çünkü bir belediyecinin evvela kendi evinin güzel olması lazımdır. Gülhane Parkı işte böylelikle Dr. Cemil Topuzlu’ya yaptırılmıştır.”
Millet bahçelerimizi de zevki, zarafeti bilen birinin yapması lazım; alelade bir peyzaj mimarının değil çünkü tahayyül ve tatbik ayrıdır.”
YAŞAM
Yayınlanma: 01 Kasım 2023 - 13:25
Millet Bahçesi nasıl olmalı?
Millet bahçesi estetik ister “Millet bahçelerimizi de zevki, zarafeti bilen birinin yapması lazım; alelade bir peyzaj mimarının değil çünkü tahayyül ve tatbik ayrıdır
YAŞAM
01 Kasım 2023 - 13:25
İlginizi Çekebilir