Mahalleli dahi bilmiyor!

Sivas´ta çok sayıda türbe bulunuyor. Bu türbelerden birisi de Demircilerardı Mahallesi´nde bulunan ?Şeyh Akbaş Baba´ Türbesi. Sivas Belediyesi tarafından türbenin bulunduğu alana yapılan parka türbenin ismi olan ?Akbaş Baba Parkı´ ismi verilmişti. Vatandaşlar parkı ve adını biliyor ama parkın isminin  hemen yanı başında bulunan  Şeyh Akbaş Baba Türbesi´nden geldiğini bilmiyor. Çünkü türbenin girişinde türbenin özelliğini, mimari yapısını ve önemini içeren hiçbir bilgi yok. Çevre düzenlemesi gerçekleştirilen türbenin geçtiğimiz yıllarda onarım çalışmaları da yapılmıştı. ÇALIŞMA YAPILMASI BEKLENİYOR Demircilerardı Mahallesi´nde ikamet eden Hakan Yıldız, ?Bu mahallede yer alan ?Süt Evliyası Türbesi´ni biliyorum ama bu türbenin ismini bilmiyorum. Gördüğünüz gibi türbenin girişinde hiçbir bilgi yok. Özellikle biz gençler, ilimizde bulunan manevi değerlerimizi bilmiyoruz. Mesela ben kaç yıldır bu mahallede yaşadığım halde burası hakkında bir fikrim yok. Yetkililer, bu türbe başta olmak üzere tanıtım yazısı olmayan diğer türbelerle ilgili de bir çalışma gerçekleştirirse çok iyi olur? ifadelerini kullandı. HZ. PEYGAMBER´İN SANCAKTARI ŞEYH AKBAŞ BABA Yöre halkı arasındaki inanışa göre, Akbaş Baba, bir Arap evliyasıdır. Peygamber efendimizin sancaktarı olarak Sivas´a gelir. Bir savaş sırasında şehit düşünce sancağı Abdulvehab Gazi elinden alır. O da şehit düştüğü yere gömülür. Akbaş Baba´nın türbenin yanındaki çeşmeden akan sudan sandukasından kalkarak abdest aldığı da söylenmektedir. Mahalle sakinlerinin bu hadiseye çoğu kez şahit olmuş oldukları anlatılır. Akbaş Baba Türbesi´ne 3-4 yaşına geldiği halde yürüyemeyen çocuklar getirildiği için ?Küt Evliyası´ adı da verilmiştir. Yürüyemeyen çocuklar, Akbaş Sultan Türbesi´ne cuma günleri getirilir. Sela verilirken kıbleye doğru tutularak, ?kütler yürüsün, selalar verilsin´, diye söylenir. TÜRBENİN AYRINTILI TANIMI Banisi ve mimarı bilinmeyen eser malzeme, teknik ve üslubuna bakılarak 19. yüzyıl başlarına tarihlenir. Türbenin kuzey duvarından itibaren üçüncü sanduka Akbaş Sultan Hazretlerine aittir. Eski fotoğraflarında oldukça yıpranmış olduğu görülen türbe, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan onarımı sonrasında bugün sağlam durumdadır. Kare plana sahip olan türbe kubbeli olup kare gövdeden kubbeye pandantifler ile geçilmiştir. Türbeye batı cephesinde eksenden kuzeye kaymış olan kapıdan girilir. Batı cephesinde kapının güneyine, güney ve doğu cephelere pencereler açılmıştır. Türbenin içerisinde, doğu batı doğrultusunda, dört adet büyük, kuzey cepheden ikinci sıradaki sandukanın arkasında bir adet de küçük sanduka vardır. Doğu cephesinde, eksenin ortasına ve kasnağa yakın mazgal pencere vardır. Türbenin beden duvarlarında ve üst örtüsünde moloz taş kullanılmış olup yapının pencere ve kapı doğramaları ahşaptır ve pencerelerin önlerinde demir parmaklık bulunmaktadır. İç ölçüleri 4.95 m. olan kare mekanın üzeri tek kubbeyle örtülü bir türbedir. Ölçü ve oranı mükemmel olan türbe halen sağlam durumdadır. Batı yönünde; kuzeybatı köşeye yakın bir yerde 0.98 m. açıklığı olan daire kesitli bir kemere sahip kapı ile türbeye girilmektedir. Kapı söveleri kesme mermerden ve mermeri tek parçalıdır. 0.23 m. kalınlığındaki sövesi beden duvarlarından 0.8 m.´lik bir dişle çıkıntı yapılmıştır. Türbe iç kenar ölçüleri 4.95 m. olup diğer kenarlara tam olarak eşitlik sağlamaktadır. Kuzey ve batı yönünde bir adet alt sıra pencere, doğu yönündeki bir adet üst pencereyle içerisinin aydınlanması sağlanmıştır. Güney yönündeki alt sıra pencere 0.83 m. genişliğinde mermer söve ve lentolu demir parmaklıdır. Batı yönündeki alt sıra pencere 0.83 m. genişliğinde mermer söve ve lentolu demir parmaklıdır.