LÜTFEN 'ÇOCUKLARINIZI' MAÇA GÖTÜRÜN! 

Sivaslı çocukların Sivasspor’u izlemelerine olanak sağlarsak, başka takımı tutmayı bırakırlar. 

Hava nasıl olursa olsun futbolu seven herkes maç izlemek ister. 

Ama tabi ki, hepimiz güzel bir pazar gününde maç izlemek isteriz. 

İşte böyle bir günde yani pazar günü yine Sivasspor’un maçı var... 

Sezon başında Sivasspor’un ilk maçı kendi sahasında Samsunspor’la idi. 

Sizi şimdi o günlerde çoğumla yaşadığım bir diyaloga götürmek istiyorum. 

Maçtan birkaç gün öncesiydi birlikte gezintiye çıktık ve parkta oyunlar oynayacaktık. 

Ağustos ayının bir yaz günü hava çok kötü sıcak.  

Kızgın güneş sinirlenmiş Sivas’ın kış ayazına, yaz ayında hıncını alırcasına yakıyor. 

Hem de ne yakma cayır cayır, yiğidolar nefes alamıyor. 

Futbol sezonunun açılmasına ise artık sayılı günler kalmış. 

Başladı, başlayacak Süper Lig… 

Evet, benim ve oğlum için huzurlu bir gün. 

Oğuzlar parkında kavurucu sıcağa inat, serinlemeye çalışıyoruz boş bulduğumuz ağaç gölgelerinin altında. 

Benim çocuk, altıyı bitirdi yedi yaşına girecek. 

Bana sorarsanız topa vurmasını biliyor ama daha futbol bilinci bir temele oturmamış. 

Bir iki topa vurduk, yoruldum baba dedi ve boş bir bank bulup oturduk. 

Bankta oturmuş sohbet ederken, birden ağzından o kelime çıkı verdi. 

Baba “Beni de bu sezon Sivasspor’un maçına götürür müsün?” dedi.  Yüzüme masum bir bakış içerisinde. 

O masumiyetin üzerine hiç anlamamış gibi tekrar sordum “Nereye gitmek istiyorsun? oğlum" diye.  

Heyecanlı; bir o kadar da ürkek ve masum bir şeklide “anlamıyormusun baba Sivasspor’un maçına gitmek istiyorum” diye sesini yükseltti. 

“Beni Sivasspor’un maçına ne zaman maça götürecen babaaaaa?”. 

Sivasspor’un maçına mı gitmek İstiyorsun dedim, gülerek. 

Çok mutlu olmuştum; Bir çocuk daha, büyürken kendi şehrinin takımını izlemek istiyordu. 

Hemen herkesin güçlüden ve zenginden yana olduğu bu zamanda, kendi şehrinin takımını izlemek istemesi çokta hoşuma gitmişti, aslına bakarsanız. 

Onun yaşında birçok çocuk; İstanbul’un 3 büyüklerine sevdalıyken, benim oğlum şehrinin takımı Sivasspor’un maçını izlemek ve formasını giymek istiyordu. 

Taraftarı olduğu ve gönlünü verdiği takımı, yalnızca televizyondan izlemek yetmemişti ona… 

Yeni 4 Eylül stadyumunun yolunu öğrenmek, evin balkonuna bayrağını asmak, kitaplarına çıkartma yapıştırmak istiyordu. 

Şehir milliyetçiliği gelişmiş, kendi şehrinin değerlerine sahip çıkan insanların arasına katılmak hedefindeydi. 

Yani, Sivas ve Sivasspor sevdalısı yiğidoların saflarına… 

Unutmayın ki, çocuklar, babaların izlerinden yürürler. 

Gelin sizde bu hafta sonu çocuğunuzu yanınıza alın ve Sivasspor’un Başakşehir ile oynayacağı karşılaşmayı izlemek için stadyuma gelin.  

Benim şehrim dedikleri Sivas’ta küçük çocuklar, şehrin stadını şöyle dünya gözüyle bir kez olsun görsünler ve izlesinler. 

Stadyumlarını bile görmenin belki de hiç mümkün olmayacağı “uzak şehirdeki” takımların masalları ile büyümesinler. 

Ben, sezonun ilk maçı Sivasspor - Samsunspor maçına götürdüğüm gibi bu hafta sonu Başakşehir maçında da stadyumda çocuklarımla yerimi alacağım. 

Sizleri de çocuklarınızla yani, minik yiğidolarla bekliyorum. 

En azından çocuğunuzla güzel bir gün geçirmiş olursunuz. 

Bir anı olarak kalır, çocuklarınızın hafızasında… 

Belki de iyi bir Sivassporlu olurlar, ne dersiniz? 

Kalın sağlıcakla...