Dünyada kuru kayısı üretiminde başı çeken Malatya'da üreticiler bu yıl fiyatların düşüklüğünden şikayetçi. 200 TL'ye alınan kayısının sezon başlaması ile 120 TL'ye kadar düşmesine tepki gösteren üreticiler, fındık ve incir de olduğu gibi kayısıda da TMO'nun taban fiyat açıklamasını istiyor.
Avrupa Birliği Coğrafi İşaret belgeli ürün olan kayısı da bu yıl fiyatlar üreticinin yüzünü güldürmüyor. Artan maliyetler karşısında fiyatların tüccarlar tarafından düşürülmesi karşısında mağdur olduklarını söyleyen kayısı üreticileri Toprak Mahsulleri Ofisi'nin incir ve fındıkta olduğu gibi kayısıda da taban fiyat açıklamasını talep ediyor.
Eski köy garajında bulunan Malatya Ziraat Odaları İl Koordinasyon başkanlığı önünde toplanan kayısı üreticileri bu yıl mahsullerinin para etmemesi nedeniyle mağdur olduklarını ifade etti.
Çiftçiler adına konuşan Malatya Battalgazi Ziraat Odası Başkanı Bayram Alışık, kayısının dünyanın en narin, en lezzetli ve en zahmetli bir meyve çeşidi olduğunu belirterek, Malatya'nın dünya kuru kayısı üretiminde lider konumda olduğunu söyledi. Yıllık 500 milyon dolar ihracat girdisi sağlayan kayısının üretim sürecinin zor olduğunu belirte Alışık, “Kayısı çiçek öncesi ve çiçek döneminde soğuğa, aşırı yağış ve aşırı sıcağa dayanamayan bir meyvedir. Bu yüzden herhangi bir zirai don olayı ya da aşırı yağış sonucunda çiçeklerin yanması ve çürümesi sonucu çiftçinin bir yıllık emeği alın teri ve umudu yok olabiliyor. Hele hele küresel mevsim değişikliğinin yaşandığı son dönemlerde bazen bir yıl bazen de 2 yıl kayısının tutmadığı oluyor. Üretici bir yıllık alın terini, emeğini, masrafını çuvallara koyup pazarda birkaç tüccarın merhametine insafına ve vicdanına terk ediyor. Kayısının gerçek sahibi olan çiftçi ve üretici bir yıllık emeğinin karşılığını alabilmek için o tüccarın merhametine sığınmıştır” ifadelerine yer verdi.
Kayısı tüccarlarına da seslenen Alışık, “Geçen sene hatta birkaç ay öncesine kadar kayısıyı 200 TL'ye alıyordunuz. Ne oldu da yeni ürün çıkınca kayısıyı bir anda 120 TL'ye indirdiniz. Geçen yıl ıskarta kayısı 40 liraydı, kesmelik 70 liraydı, elek altı 100 ile 120 TL arasındaydı, iyi mal ise 150 liradan açılış yaptı ve ihtiyaca göre 200 liraya kadar çıktığı da görüldü. Siz ise bu yıl fiyatları ıskarta 20, kesmelik 40, elek altı 70, iyi malı ise 120 TL'ye düşürdünüz” şeklinde konuştu.
Açıklamasında kayısı tüccarları ve siyasilere çiftçiler olarak çağrıda bulunan Alışık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Birinci çağrımız kaysı tüccarlarına. Ticaretin de bir ahlakı olmalı, bir vicdanı olmalı, bir merhameti ve bir kar sınırının olması gerekir. Geçen yıl kayısıyı 6-7 dolara kadar dışarıya sattınız. İnsan biraz da Allah'tan korkar. Bizler kayısı fiyatlarının aşırı derecede yükselmesini talep etmiyoruz. Elbette tüccarın dış piyasayı da kaybetmesini istemeyiz. Sonuçta kayısı ticarete giden bir meyvedir. Bizim isteğimiz burada çiftçinin emeğine saygı duyulması ve eğer hala biraz merhametiniz kaldıysa biraz vicdanınız varsa en azından geçen yılki fiyatlara karşı çıkarmanızdır. Yok, eğer merhamet ve vicdanımız kalmamışsa da size diyecek bir tek kelime de bulamıyorum. İkinci çağrımız ise iktidarıyla muhalefetiyle Malatya'yı temsil eden il başkanlarına, milletvekillerinedir. Neden iktidar ve muhalefet kelimesini kullandım çünkü tarımın siyaseti olmaz. Tarım sağlık kadar herkese lazım olan bir alandır. Belki birileri diyebilir ki ‘kardeşim kayısı bir temel ihtiyaç maddesi değildir'. Bir yönüyle doğru, ama herhalde bilmediğiniz bir konu var. Belki bir temel ihtiyaç maddesi olmayabilir fakat temel ihtiyaç malzemelerini gidermek için de kayısının gelirine ihtiyacı vardır. Çiftçi kaygısız satacak parasını alacak ki temel ihtiyaçlarını karşılasın. Ona bakarsanız fındıkla bir temel ihtiyaç maddesi değildir, incir de değildir. Ama her yıl devlet tarafında bir taban fiyatı açıklanıyor. Bu işin kesin çözümü için biran önce Malatya'yı temsil eden siyasilerimizin zaman kaybetmeden bir araya gelerek Toprak Mahsulleri Ofisi'nin fiyatlara alım müdahalesi için bir bütçe ayırmalarını istemeleridir. Her yıl fındık ve incirde olduğu gibi kayısıda da girdi maliyeti ve enflasyon etkileri hesaplanarak bir taban fiyatı açıklanmasını istiyoruz ki tek çözüm yolu da budur, buna inanıyoruz.”
İHA
Avrupa Birliği Coğrafi İşaret belgeli ürün olan kayısı da bu yıl fiyatlar üreticinin yüzünü güldürmüyor. Artan maliyetler karşısında fiyatların tüccarlar tarafından düşürülmesi karşısında mağdur olduklarını söyleyen kayısı üreticileri Toprak Mahsulleri Ofisi'nin incir ve fındıkta olduğu gibi kayısıda da taban fiyat açıklamasını talep ediyor.
Eski köy garajında bulunan Malatya Ziraat Odaları İl Koordinasyon başkanlığı önünde toplanan kayısı üreticileri bu yıl mahsullerinin para etmemesi nedeniyle mağdur olduklarını ifade etti.
Çiftçiler adına konuşan Malatya Battalgazi Ziraat Odası Başkanı Bayram Alışık, kayısının dünyanın en narin, en lezzetli ve en zahmetli bir meyve çeşidi olduğunu belirterek, Malatya'nın dünya kuru kayısı üretiminde lider konumda olduğunu söyledi. Yıllık 500 milyon dolar ihracat girdisi sağlayan kayısının üretim sürecinin zor olduğunu belirte Alışık, “Kayısı çiçek öncesi ve çiçek döneminde soğuğa, aşırı yağış ve aşırı sıcağa dayanamayan bir meyvedir. Bu yüzden herhangi bir zirai don olayı ya da aşırı yağış sonucunda çiçeklerin yanması ve çürümesi sonucu çiftçinin bir yıllık emeği alın teri ve umudu yok olabiliyor. Hele hele küresel mevsim değişikliğinin yaşandığı son dönemlerde bazen bir yıl bazen de 2 yıl kayısının tutmadığı oluyor. Üretici bir yıllık alın terini, emeğini, masrafını çuvallara koyup pazarda birkaç tüccarın merhametine insafına ve vicdanına terk ediyor. Kayısının gerçek sahibi olan çiftçi ve üretici bir yıllık emeğinin karşılığını alabilmek için o tüccarın merhametine sığınmıştır” ifadelerine yer verdi.
Kayısı tüccarlarına da seslenen Alışık, “Geçen sene hatta birkaç ay öncesine kadar kayısıyı 200 TL'ye alıyordunuz. Ne oldu da yeni ürün çıkınca kayısıyı bir anda 120 TL'ye indirdiniz. Geçen yıl ıskarta kayısı 40 liraydı, kesmelik 70 liraydı, elek altı 100 ile 120 TL arasındaydı, iyi mal ise 150 liradan açılış yaptı ve ihtiyaca göre 200 liraya kadar çıktığı da görüldü. Siz ise bu yıl fiyatları ıskarta 20, kesmelik 40, elek altı 70, iyi malı ise 120 TL'ye düşürdünüz” şeklinde konuştu.
Açıklamasında kayısı tüccarları ve siyasilere çiftçiler olarak çağrıda bulunan Alışık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Birinci çağrımız kaysı tüccarlarına. Ticaretin de bir ahlakı olmalı, bir vicdanı olmalı, bir merhameti ve bir kar sınırının olması gerekir. Geçen yıl kayısıyı 6-7 dolara kadar dışarıya sattınız. İnsan biraz da Allah'tan korkar. Bizler kayısı fiyatlarının aşırı derecede yükselmesini talep etmiyoruz. Elbette tüccarın dış piyasayı da kaybetmesini istemeyiz. Sonuçta kayısı ticarete giden bir meyvedir. Bizim isteğimiz burada çiftçinin emeğine saygı duyulması ve eğer hala biraz merhametiniz kaldıysa biraz vicdanınız varsa en azından geçen yılki fiyatlara karşı çıkarmanızdır. Yok, eğer merhamet ve vicdanımız kalmamışsa da size diyecek bir tek kelime de bulamıyorum. İkinci çağrımız ise iktidarıyla muhalefetiyle Malatya'yı temsil eden il başkanlarına, milletvekillerinedir. Neden iktidar ve muhalefet kelimesini kullandım çünkü tarımın siyaseti olmaz. Tarım sağlık kadar herkese lazım olan bir alandır. Belki birileri diyebilir ki ‘kardeşim kayısı bir temel ihtiyaç maddesi değildir'. Bir yönüyle doğru, ama herhalde bilmediğiniz bir konu var. Belki bir temel ihtiyaç maddesi olmayabilir fakat temel ihtiyaç malzemelerini gidermek için de kayısının gelirine ihtiyacı vardır. Çiftçi kaygısız satacak parasını alacak ki temel ihtiyaçlarını karşılasın. Ona bakarsanız fındıkla bir temel ihtiyaç maddesi değildir, incir de değildir. Ama her yıl devlet tarafında bir taban fiyatı açıklanıyor. Bu işin kesin çözümü için biran önce Malatya'yı temsil eden siyasilerimizin zaman kaybetmeden bir araya gelerek Toprak Mahsulleri Ofisi'nin fiyatlara alım müdahalesi için bir bütçe ayırmalarını istemeleridir. Her yıl fındık ve incirde olduğu gibi kayısıda da girdi maliyeti ve enflasyon etkileri hesaplanarak bir taban fiyatı açıklanmasını istiyoruz ki tek çözüm yolu da budur, buna inanıyoruz.”