Sivas'ta uzun süredir gereksiz gündem oluşturulan ve başta yapılması gereken çalışmalar, bir kaşık suda kopartılan fırtına ardından başlayacak.
Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun'un 'Çalıştay Kararı' ardından bilim adamlarının, akademisyenlerin, tarihçilerin oluşturduğu Çalıştay 2 Eylül 2024 Pazartesi günü toplanmış ve çalışmalar gerçekleşmişti. Rapor dün açıklandı. Raporu Çalıştay Başkanı Fatih Dervişoğlu çalıştay üyeleri ve Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun'un da hazır bulunduğu toplantıda dile getirdi. İşte o Aziz Vlas Çalıştayı Sonuç Bildirgesi:
"2 Eylül 2024 tarihinde Sivas Belediye Başkanlığının öncülüğünde düzenlenen Aziz Vlas Çalıştayı'nda gönüllülük esasına dayalı olarak uzmanların katılımıyla Tarih Masası; Kültür ve Turizm Masası ve Teknik Masa olmak üzere üç masada konu tartışılmış ve aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
Mihrak noktamız MS 280 yılında Sivas'ta doğduğu, yaşadığı ve öldüğü rivayet edilen ve ilk İsevilerden olan Aziz Vlas'ın Sivas'taki varlığını tartışmak değildir. Bilakis şehrimizin kültürel çeşitliliğine katkı sağlayacağına inanmaktayız. Öncelikle Aziz Vlas'ın gerçekten mezarının Sivas'ta keşfedilmesinin ve ona bir ziyaretgâh yapılmasının dinî ve millî herhangi bir komplekse veya rahatsızlığa yol açması bizler için asla söz konusu edilemez. Coğrafyamızdaki geçmiş bütün medeniyetlere ait bilgi ve belgeleri bulup korumayı tarih şuuruna, bilim ahlakına sahip kültür ve bilim insanları olarak görev kabul ederiz.
Ermenilerin Sivas ve çevresinde yoğunlaşması Van Ermenilerinin Kral Senekerim önderliğinde şehrimize geldikleri 1021 yılından sonradır. 1064-1065 yılında Ani ve Kars, Sultan Alparslan'ın kontrolüne geçmiş; burada Bizans İmparatorluğuna hizmet eden Ermeni aristokratlar batıya göç etmeye başlamış, Malazgirt zaferinden sonra bu göç hızlanmıştır. Ermeniler bu dönemde Sivas-Antakya arasındaki bölgeye yayılmışlardır.
Sivas 1877 adlı kitapta Bogos Natanyan Sivas'taki Ermeni topluluğunun Ani-Kars ve Vaspuragan-Van kökenli olduklarını belirterek tarihî bilgiyi teyit eder. Bundan önce Sivas'ta Ermenilerin bulunduğuna dair Aristakes, Mateos, Moses, Horanetsi gibi tarihçilerde veya başka kaynaklarda sağlıklı bilgilere rastlanmaz. Dolayısıyla Vlas'ın dinî, ruhani veya siyasi önderleri sıfatıyla Sivas'taki Ermeni topluluğunun başında bulunması söz konusu edilemez. Aziz Vlasla ilgili Danişmentli, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de herhangi bir ize rastlanmış değildir.
Ermenilerin beşinci yüzyılda Hristiyanlığı benimsediği kabul edilir. Dolayısıyla Ermenilerin Hristiyan olmadan çok uzun yıllar önce Hristiyanlığa ait bir dinî statü almış şahsiyetinden bahsedilemez.
Ermeni Rahip Boğos Natanyan şehrimize dair gözlemlerini anlattığı Sivas 1877 adlı kitapta Aziz Vlas'tan ve mezarından tek satırlık bir bilgiyle dahi bahsetmez. Buna karşılık ondan çok önce Sivas'a gelen ve 1833'te ölen Gugas İnciciyan'ın Vlas'a ait bir mezar yeri göstermesi büyük bir çelişki olarak dikkat çekmektedir.
Sivas'a gelen seyyahların eserlerinde Ermeniler hakkında detaylı bilgiler olmasına rağmen Aziz Vlas ismine sadece bir yerde rastlanır.1600-1900 yılları arasında Sivas'a gelen seyyahlardan Makarius (rahip-1660), Polonyalı Simeon(1612), Eugene Bore (rahip-1738), Henry Tozer (rahip-1778), Ferdinand Brockes (rahip-1900) gibi seyyahlar Aziz Vlas'tan bahsetmemişlerdir. Sadece Marco Polo Seyahatnamesinde Türklerin yaşadıkları yerlerden bahsederken Konya, Kayseri ve Aziz Vlas'ın şehadete erdiği Sivas bulunur diyor. Osmanlı arşivlerinde de Ermeniler hakkında her türlü bilgiye rastlanabilir, ama Aziz Vlas'a değinilmez.
Osmanlı döneminde 1831-1842 yılında yapılan Sivas'ın ilk nüfus sayımında Ermeni ve Rumlar da sayılmıştır. Bunlar arasında bir tane bile Vlas ismi çıkmamıştır. Aziz Vlas bu vatandaşlarımız için çok muteber ve aziz bir kişi ise neden Sivas'ta bu isimde bir kişi dahi bulunmamaktadır? Ermeniler nezdinde kutsal kabul edilen Vlas ismine 1833 yılında Osmanlı arşivindeki Sivas Gayrimüslüm nüfus defterleri ve 1844 Temettuat defterleri incelendiğinde, toplam 7.477 Gayrimüslüm nüfus içinde Vlas adına hiç rastlanmamıştır.
Merhum şehir kültür tarihçisi Kadir Üredi'nin konuya ilişkin yorumu önemli ipuçları sunar: "Mahallemde mezarın güneyinde yer alan yola bitişik apartmanın orta katında oturan bir hanımla yaklaşık 15-20 dakika süren bir görüşme yaptım görüştüğüm hanımın Göz Evliyasının türbedarlarından olduğunu; hasta yatağında olduğu için fazla konuşamadıklarını belirttikten sonra kadın bana: "Ailemiz yedi göbek bu türbeye bakmaktadır. Burayı abdestli namazlı insanlar ziyaret eder. Dua eder, dilek diler. Bahsettiğiniz ismi (Aziz Vlas) hiç duymadım, dedi."
Peki, bu noktada şu soru akla gelir:
Şehir halkı tarafından bugüne kadar "Göz Evliyası" olarak bilinen ve geçmiş kuşakların hafızasından devrolup gelen bu yapı tescil edilirken neden "Göz Evliyası" olarak isimlendirilmemiş? Ya da asırlardır sürüp gelen "Göz Evliyası" ismi hangi gerekçeyle ortadan kaldırılmış ve tescilli yapı adına hangi gerekçeyle "Aziz Vlas Mezarı ve Yapı Kalıntıları" adı verilmiştir?
Daha açık ifadeyle; "Göz ve Boğaz Evliyası" meselesinden Aziz Vlas'a nasıl gelinmiştir, buna ilişkin birkaç tarihsel noktaya vurgu yapmak gerekecektir: 2008 yılında görevde bulunan merhum Valimizin Sivaslıların asırlardır Göz Evliyası olarak bildikleri ve inandıkları mezarın yanında "Burasının Aziz Vlas Mezarı olduğu" konusunda Anadolu Ajansına bilgi vermesi önemli bir kırılma noktası olmuştur.
Yine Aziz Vlas anı mekânı projesine dönüştürülme gayretlerine de değinmek gerekecektir ki, 2019 yılındaki bir gelişmenin özellikle altını çizmek gerekmektedir: Belediyemizin Aziz Vlas Projesi Gelişim Süreci Raporunda şu saptama yapılmıştır:
"Dönemin Sivas Valisi ve Belediye Başkanı ve Sivas'ın ileri gelenleri tarafından 2021 yılında ilk çalışmalar (kazı çalışmaları) başlatılmıştır.'
Burada Sivas'ın ileri gelenleri kimlerdir? Şehrin ileri gelenlerden olmalarını sağlayan statüleri, bilgileri, birikimleri nedir?
Konunun efsaneleştirilmesiyle ilgili birçok örnek vardır. Burada yine bir örnek vermek gerekirse; Aziz Vlas'ın Sivas Müzesi envanter defterinde: "Göz Evliyasından getirilen taş" kaydına rağmen bazı kişiler bir mezar göğüs taşının Aziz Vlas'a ait lahit olduğunu iddia ederek hiçbir bilimsel temele dayanmaksızın bu görüşleri savunmuşlar ve sosyal medyada uzun süre maksatlı olarak konu gündemde tutulmaya çalışılmıştır. Bu türden paylaşımlarının sürekliliğiyle mesele ete kemiğe büründürülmeye çalışılmıştır. Bu propagandaların bir sonucu olarak, Aziz Vlas'ın mezarının Gök Medrese karşısında olduğu şeklinde bilimsel hiçbir dayanağı olmayan söylemler pekiştirilmiştir. Böylece şehirde özellikle de yeni kuşakları etkileyecek türden bir algı oluşturulmaya çalışılmıştır.
Aziz Vlas Mezarının Bulunduğu Alanla İlgili Arşiv Belgelerindeki Somut Bilgiler Nelerdir?
Gökmedrese'nin 1280 tarihli Sahib Ata tarafından düzenlenen vakfiyesinde, "bu medrese haricinde Darüzziyafe (imaret) yaptırdığı, suyu soğutmak için müteaddid küp, su içmek için bardak ve abdest için ibrik alınmasını şart kıldığı" ifade edilmektedir.
Yine Sivas Müze Müdürlüğünün 01.07.2021 tarihli kazı raporunda da çok sayıda tandır, bir adet su kuyusu, künkler, bir adet pitos (sıvılar ve tahıllar için topraktan yapılan saklama kabı), dairesel planlı silo olduğu düşünülen birimle birlikte çok sayıda kap kaçak parçası bulunduğu ifade edilmektedir.
Vakfiye ile kazı raporunda belirtilen materyaller karşılaştırıldığında, burasının Gökmedrese külliyesinin mütemmim bir cüzi olduğu ve vakfiyede adı geçen Darüzziyafe (imaret) olabileceği düşünülebilir.
Aziz Vlas mezar alanının tanzimiyle Sivas'ın inanç turizmine çok ciddi katkı sağlayacağı düşüncesi mevcut proje için gerekçeye dönüştürülmüştür.
2022 yılında ülkemize gelen ziyaretçilerin sayısı 51.369.026 kişidir. Bu ziyaretçilerin 17.919 kişisi, 2023 yılında ise 57.077.440 kişiden 20.366 kişisi dini amaçlı gelmiştir, Bu verilere göre dini amaçlı olarak ülkemizi ziyaret edenlerin oranı 3 / 10.000'tür (On binde üç).
Aziz Vlas'ın mezarının Sivas'ta bulunması olasılığı kültürel bir zenginlik olarak kabul edilebilir. Aziz Vlas mezarı ihdas etmek turizm ürün çeşitliğini artırmaya matuf bir niyet taşısa da, Sivas ekonomisine geniş çaplı katkı sağlayabileceği uzak ihtimaldir.
Aziz Vlas Mezar Yeri, Kazı Buluntuları ve Çevre Düzenlemesi Projesinin Değerlendirilmesi
Projede kazı sonucu ortaya çıkan mekânsal ve yapısal unsurlar açıkta sergilenerek bir gezinti alanı oluşturulmuş, ayrıca alanda Gök Medrese'yi karşılayacak şekilde 7 mermer sütunlu bir anıt kurgulanarak önüne temsili şekilde lahite benzer şekilde bir mermer sanduka yerleştirilmiştir. Bu mezar sandukası kazı öncesi alanda yer alan temsili mezar yönünden, yani kıbleden farklı olarak konumlandırılmıştır. Yine yedi sütunlu anıtı karşılayacak şekilde bir tören alanı düzenlenerek amfi ve muhdes bir yapı da tasarıma dâhil edilmiştir.
Yapılan peyzaj çalışmaları göstermiştir ki alanda sadece sembolleri önceleyen bir tasarım yaklaşımı sergilenmiştir. "Aziz Vlas Mezarı Çevre Düzenleme Projesi'yle Türk kültürüne ilişkin nesneler (mekânsal-yapısal) yok sayılarak Aziz Vlas Anı Parkı gibi bir hale büründürülmüştür. Aziz Vlas'a ait nesnel bir materyale ulaşmaksızın kurgulanan yeni tasarım, Selçuklu çağından başlayarak Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine kadar devam eden kültürel sürekliliği kesintiye uğratmaktadır.
Buradaki arkeolojik çalışmalar bilimsel metotlara göre yürütülmüş, çıkan materyallerin yapı ve malzeme incelenmesi yapılmış mıdır? Bu incelemeyle ilgili laboratuvar analiz ve verileri var mıdır? Bulunan malzemelerin niteliği, duvar örgüsü ve diğer yapısal özellikler arkeologlar, sanat tarihçiler tarafından incelenmiş ve söz konusu tarihi şahsiyetle bir ilgisinin olduğu ispatlanmış mıdır? Bu yapının hangi döneme ait olduğu ilmi verilerle ortaya konulmuş mudur? Bunların cevabı boşluktadır.
Özetle sunulduğu üzere Aziz Vlas meselesi tarihsel açıdan, inanç turizmi açısından, sanat tarihi ve arkeolojik bulgular açısından, anıt mezar çevre düzenlemesindeki tasarım uygulama ayrıntıları açısından değerlendirilmiştir:
Bu değerlenmenin sonucunda hem "Aziz Vlas Mezarı Çevre Düzenleme Projesi' meselesinin hem de alanının tesciline ilişkin durumun daha kapsamlı ve ayrıntılı çalışmalarla yeniden ele alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Ezcümle, projenin iptalinin sağlanması ve tapudaki şerhin kaldırılması sürecinden sonra yeniden alanda bulunan arkeolojik bulguların ortaya çıkarılması ve görünür hâle getirilmesi için gerekli çalışmalar tamamlanacak, ilgili kurula sunulacaktır.
Saygılarımızla...6 Eylül 2024 Haber Merkezi
Aziz Vlas'ın Gerçek Bir Şahsiyet Olması ve Etnik Kimliği Meselesi:
Ermenilerin Sivas ve çevresinde yoğunlaşması Van Ermenilerinin Kral Senekerim önderliğinde şehrimize geldikleri 1021 yılından sonradır. 1064-1065 yılında Ani ve Kars, Sultan Alparslan'ın kontrolüne geçmiş; burada Bizans İmparatorluğuna hizmet eden Ermeni aristokratlar batıya göç etmeye başlamış, Malazgirt zaferinden sonra bu göç hızlanmıştır. Ermeniler bu dönemde Sivas-Antakya arasındaki bölgeye yayılmışlardır.
Sivas 1877 adlı kitapta Bogos Natanyan Sivas'taki Ermeni topluluğunun Ani-Kars ve Vaspuragan-Van kökenli olduklarını belirterek tarihî bilgiyi teyit eder. Bundan önce Sivas'ta Ermenilerin bulunduğuna dair Aristakes, Mateos, Moses, Horanetsi gibi tarihçilerde veya başka kaynaklarda sağlıklı bilgilere rastlanmaz. Dolayısıyla Vlas'ın dinî, ruhani veya siyasi önderleri sıfatıyla Sivas'taki Ermeni topluluğunun başında bulunması söz konusu edilemez. Aziz Vlasla ilgili Danişmentli, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de herhangi bir ize rastlanmış değildir.
Aziz Vlas'ın Hristiyanlığı ve Azizliği Meselesi:
Hz. İsa'nın davetine icabet eden Vlas'ın yaşadığı dönemde henüz konsüllerin toplanmadığı ve Hristiyanlığın bugünkü manada kurumsallaşmadığı göz önünde tutulduğunda onu kitap ehli bir muvahhit olarak kabul etmek gerekir ki bu çerçevede Müslümanların Vlas'ı kendilerinden biri gibi görmeleri ve tazim etmeleri gerekirdi. Tıpkı Ashab-ı Kehf gibi...Ermenilerin beşinci yüzyılda Hristiyanlığı benimsediği kabul edilir. Dolayısıyla Ermenilerin Hristiyan olmadan çok uzun yıllar önce Hristiyanlığa ait bir dinî statü almış şahsiyetinden bahsedilemez.
Ermeni Rahip Boğos Natanyan şehrimize dair gözlemlerini anlattığı Sivas 1877 adlı kitapta Aziz Vlas'tan ve mezarından tek satırlık bir bilgiyle dahi bahsetmez. Buna karşılık ondan çok önce Sivas'a gelen ve 1833'te ölen Gugas İnciciyan'ın Vlas'a ait bir mezar yeri göstermesi büyük bir çelişki olarak dikkat çekmektedir.
Aziz Vlas'ı Gündeme Taşıyan Öncül Kaynakların Değerlendirilmesi
Katolik Ermeni Arman Çuhacıyan tarafından yazılan “Uluslararası Üne Sahip Sivaslı Aziz Vlas" isimli kitabın yayınlanması, konuyu şehrin gündemine sokmuştur. Arman Çuhacıyan, kitabının hazırlanmasında Amerikalı bilim adamı İves Caleb Bach tarafından hazırlanan, ancak yayınlanmamış olan çalışmadan yararlandığını belirtmiştir. Çuhacıyan Aziz Vlas'ın kökenine duyduğu ilgiyi bu yazıda açıkça göstermiştir. Çuhacıyan'ın Ermeni kökenli olması Aziz Vlas'ın köklerini Küçük Ermenistan olarak bilinen coğrafyaya bağlama motivasyonunun gerekçesini ortaya koyar.Aziz Vlas'ın Mezar Yeri
Mezarının olduğu iddiasıyla Sivas'ta Gökmedrese'nin karşısında yapılan anıt, mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve Sivas Belediyesine ait müşterek parsellerde yer almaktadır. Bu alan ve çevresi, aslında Vlas'ın döneminde yerleşime açık bir yer olmayıp Gökmedrese'nin inşasıyla birlikte 13.yüzyılda oluşan ve yalnızca Müslüman ahalinin yaşadığı bir mahalledir. Bu durumda Aziz Vlas'ın yaşadığı MS 300'lü yıllar ile 1271 yılı arasında 900 yıldan fazla bir zaman dilimi bulunmaktadır. Bu bölgede yapılan kazılardaki (07.01.2021 ve 20.09.2022) buluntuların Selçuklu dönemine ait olması, bu yerleşim yerinin Aziz Vlas'ın yaşadığı söylenen dönem ile örtüşmediğini de göstermektedir.Sivas'a gelen seyyahların eserlerinde Ermeniler hakkında detaylı bilgiler olmasına rağmen Aziz Vlas ismine sadece bir yerde rastlanır.1600-1900 yılları arasında Sivas'a gelen seyyahlardan Makarius (rahip-1660), Polonyalı Simeon(1612), Eugene Bore (rahip-1738), Henry Tozer (rahip-1778), Ferdinand Brockes (rahip-1900) gibi seyyahlar Aziz Vlas'tan bahsetmemişlerdir. Sadece Marco Polo Seyahatnamesinde Türklerin yaşadıkları yerlerden bahsederken Konya, Kayseri ve Aziz Vlas'ın şehadete erdiği Sivas bulunur diyor. Osmanlı arşivlerinde de Ermeniler hakkında her türlü bilgiye rastlanabilir, ama Aziz Vlas'a değinilmez.
Osmanlı döneminde 1831-1842 yılında yapılan Sivas'ın ilk nüfus sayımında Ermeni ve Rumlar da sayılmıştır. Bunlar arasında bir tane bile Vlas ismi çıkmamıştır. Aziz Vlas bu vatandaşlarımız için çok muteber ve aziz bir kişi ise neden Sivas'ta bu isimde bir kişi dahi bulunmamaktadır? Ermeniler nezdinde kutsal kabul edilen Vlas ismine 1833 yılında Osmanlı arşivindeki Sivas Gayrimüslüm nüfus defterleri ve 1844 Temettuat defterleri incelendiğinde, toplam 7.477 Gayrimüslüm nüfus içinde Vlas adına hiç rastlanmamıştır.
Aziz Vlas'ın Kültleştirmesi - Algı Yaratma ve Yönetimi
Aslında konuyu en çetrefilli hale getiren mesele Vlas'ın kültleştirme sürecindeki bağıntılardır. Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde 2022 yılında hazırlanan "Sivaslı Aziz Vlas Kültü” başlıklı yüksek lisans tezi burada verilmesi gereken örneklerin başında gelebilir; ancak onun öncesinde yerel otorite ve Sivas'ta bazı nüfuzlu kişilerin bu noktadaki öncü açıklama ve tutumları yabana atılmamalıdır. Aziz Vlas'ın mitleştirilmesi ve sonrasında imgesel bağıntılarla şehrin kültürel hafızasında öznel bir konuma getirilme çabası doğrudan "Aziz Vlas" mitinin önce teorik inşasını, sonrasında da görünür bir anıtla ele alınma sürecini beslemiştir.Merhum şehir kültür tarihçisi Kadir Üredi'nin konuya ilişkin yorumu önemli ipuçları sunar: "Mahallemde mezarın güneyinde yer alan yola bitişik apartmanın orta katında oturan bir hanımla yaklaşık 15-20 dakika süren bir görüşme yaptım görüştüğüm hanımın Göz Evliyasının türbedarlarından olduğunu; hasta yatağında olduğu için fazla konuşamadıklarını belirttikten sonra kadın bana: "Ailemiz yedi göbek bu türbeye bakmaktadır. Burayı abdestli namazlı insanlar ziyaret eder. Dua eder, dilek diler. Bahsettiğiniz ismi (Aziz Vlas) hiç duymadım, dedi."
Peki, bu noktada şu soru akla gelir:
Şehir halkı tarafından bugüne kadar "Göz Evliyası" olarak bilinen ve geçmiş kuşakların hafızasından devrolup gelen bu yapı tescil edilirken neden "Göz Evliyası" olarak isimlendirilmemiş? Ya da asırlardır sürüp gelen "Göz Evliyası" ismi hangi gerekçeyle ortadan kaldırılmış ve tescilli yapı adına hangi gerekçeyle "Aziz Vlas Mezarı ve Yapı Kalıntıları" adı verilmiştir?
Daha açık ifadeyle; "Göz ve Boğaz Evliyası" meselesinden Aziz Vlas'a nasıl gelinmiştir, buna ilişkin birkaç tarihsel noktaya vurgu yapmak gerekecektir: 2008 yılında görevde bulunan merhum Valimizin Sivaslıların asırlardır Göz Evliyası olarak bildikleri ve inandıkları mezarın yanında "Burasının Aziz Vlas Mezarı olduğu" konusunda Anadolu Ajansına bilgi vermesi önemli bir kırılma noktası olmuştur.
Yine Aziz Vlas anı mekânı projesine dönüştürülme gayretlerine de değinmek gerekecektir ki, 2019 yılındaki bir gelişmenin özellikle altını çizmek gerekmektedir: Belediyemizin Aziz Vlas Projesi Gelişim Süreci Raporunda şu saptama yapılmıştır:
"Dönemin Sivas Valisi ve Belediye Başkanı ve Sivas'ın ileri gelenleri tarafından 2021 yılında ilk çalışmalar (kazı çalışmaları) başlatılmıştır.'
Burada Sivas'ın ileri gelenleri kimlerdir? Şehrin ileri gelenlerden olmalarını sağlayan statüleri, bilgileri, birikimleri nedir?
Konunun efsaneleştirilmesiyle ilgili birçok örnek vardır. Burada yine bir örnek vermek gerekirse; Aziz Vlas'ın Sivas Müzesi envanter defterinde: "Göz Evliyasından getirilen taş" kaydına rağmen bazı kişiler bir mezar göğüs taşının Aziz Vlas'a ait lahit olduğunu iddia ederek hiçbir bilimsel temele dayanmaksızın bu görüşleri savunmuşlar ve sosyal medyada uzun süre maksatlı olarak konu gündemde tutulmaya çalışılmıştır. Bu türden paylaşımlarının sürekliliğiyle mesele ete kemiğe büründürülmeye çalışılmıştır. Bu propagandaların bir sonucu olarak, Aziz Vlas'ın mezarının Gök Medrese karşısında olduğu şeklinde bilimsel hiçbir dayanağı olmayan söylemler pekiştirilmiştir. Böylece şehirde özellikle de yeni kuşakları etkileyecek türden bir algı oluşturulmaya çalışılmıştır.
Aziz Vlas Mezarının Bulunduğu Alanla İlgili Arşiv Belgelerindeki Somut Bilgiler Nelerdir?
Gökmedrese'nin 1280 tarihli Sahib Ata tarafından düzenlenen vakfiyesinde, "bu medrese haricinde Darüzziyafe (imaret) yaptırdığı, suyu soğutmak için müteaddid küp, su içmek için bardak ve abdest için ibrik alınmasını şart kıldığı" ifade edilmektedir.
Yine Sivas Müze Müdürlüğünün 01.07.2021 tarihli kazı raporunda da çok sayıda tandır, bir adet su kuyusu, künkler, bir adet pitos (sıvılar ve tahıllar için topraktan yapılan saklama kabı), dairesel planlı silo olduğu düşünülen birimle birlikte çok sayıda kap kaçak parçası bulunduğu ifade edilmektedir.
Vakfiye ile kazı raporunda belirtilen materyaller karşılaştırıldığında, burasının Gökmedrese külliyesinin mütemmim bir cüzi olduğu ve vakfiyede adı geçen Darüzziyafe (imaret) olabileceği düşünülebilir.
Aziz Vlas Mezarının İnanç Turizmi Açısından Değerlendirilmesi:
2022 yılında ülkemize gelen ziyaretçilerin sayısı 51.369.026 kişidir. Bu ziyaretçilerin 17.919 kişisi, 2023 yılında ise 57.077.440 kişiden 20.366 kişisi dini amaçlı gelmiştir, Bu verilere göre dini amaçlı olarak ülkemizi ziyaret edenlerin oranı 3 / 10.000'tür (On binde üç).
Aziz Vlas'ın mezarının Sivas'ta bulunması olasılığı kültürel bir zenginlik olarak kabul edilebilir. Aziz Vlas mezarı ihdas etmek turizm ürün çeşitliğini artırmaya matuf bir niyet taşısa da, Sivas ekonomisine geniş çaplı katkı sağlayabileceği uzak ihtimaldir.
Aziz Vlas Mezar Yeri, Kazı Buluntuları ve Çevre Düzenlemesi Projesinin Değerlendirilmesi
Projede kazı sonucu ortaya çıkan mekânsal ve yapısal unsurlar açıkta sergilenerek bir gezinti alanı oluşturulmuş, ayrıca alanda Gök Medrese'yi karşılayacak şekilde 7 mermer sütunlu bir anıt kurgulanarak önüne temsili şekilde lahite benzer şekilde bir mermer sanduka yerleştirilmiştir. Bu mezar sandukası kazı öncesi alanda yer alan temsili mezar yönünden, yani kıbleden farklı olarak konumlandırılmıştır. Yine yedi sütunlu anıtı karşılayacak şekilde bir tören alanı düzenlenerek amfi ve muhdes bir yapı da tasarıma dâhil edilmiştir.
Yapılan peyzaj çalışmaları göstermiştir ki alanda sadece sembolleri önceleyen bir tasarım yaklaşımı sergilenmiştir. "Aziz Vlas Mezarı Çevre Düzenleme Projesi'yle Türk kültürüne ilişkin nesneler (mekânsal-yapısal) yok sayılarak Aziz Vlas Anı Parkı gibi bir hale büründürülmüştür. Aziz Vlas'a ait nesnel bir materyale ulaşmaksızın kurgulanan yeni tasarım, Selçuklu çağından başlayarak Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine kadar devam eden kültürel sürekliliği kesintiye uğratmaktadır.
Buradaki arkeolojik çalışmalar bilimsel metotlara göre yürütülmüş, çıkan materyallerin yapı ve malzeme incelenmesi yapılmış mıdır? Bu incelemeyle ilgili laboratuvar analiz ve verileri var mıdır? Bulunan malzemelerin niteliği, duvar örgüsü ve diğer yapısal özellikler arkeologlar, sanat tarihçiler tarafından incelenmiş ve söz konusu tarihi şahsiyetle bir ilgisinin olduğu ispatlanmış mıdır? Bu yapının hangi döneme ait olduğu ilmi verilerle ortaya konulmuş mudur? Bunların cevabı boşluktadır.
Tescil Meselesi
Diğer bir konuda projenin hayata geçirildiği alanın mekânsal kimliği ve alanın Aziz Vlas mezar yeri adıyla ele alınan tescili durumudur. Mezkûr alandaki "Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne, Sivas Belediyesi'ne ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş'ye ait parsellerin tapusunun şerh ve beyanlar hanesine "Bir bölümü I. Grup korunması gerekli taşınmaz kültür varlığının korunma alanında kalmaktadır." şerhi konulmuştur. Tapu Kayıtlarına işlenen bu Şerhler doğrultusunda, Sivas Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından 08.12. 2022 tarih ve 7731 sayılı kararı ve 58.00.840 dosya numarası ile söz konusu parseller üzerine Aziz Vlas Mezarı ve Yapı Kalıntıları şerhi düşülmüştür.Özetle sunulduğu üzere Aziz Vlas meselesi tarihsel açıdan, inanç turizmi açısından, sanat tarihi ve arkeolojik bulgular açısından, anıt mezar çevre düzenlemesindeki tasarım uygulama ayrıntıları açısından değerlendirilmiştir:
Bu değerlenmenin sonucunda hem "Aziz Vlas Mezarı Çevre Düzenleme Projesi' meselesinin hem de alanının tesciline ilişkin durumun daha kapsamlı ve ayrıntılı çalışmalarla yeniden ele alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Ezcümle, projenin iptalinin sağlanması ve tapudaki şerhin kaldırılması sürecinden sonra yeniden alanda bulunan arkeolojik bulguların ortaya çıkarılması ve görünür hâle getirilmesi için gerekli çalışmalar tamamlanacak, ilgili kurula sunulacaktır.
Saygılarımızla...6 Eylül 2024 Haber Merkezi