Halk arasında felç olarak da bilinen inmenin, beyni besleyen damarlarda tıkanıklık veya yırtılma sonucu geliştiğini söyleyen Prof. Dr. Kayım Yıldız beyin damarlarının tıkanması ya da kan akımının azalmasının, beyin dokusuna yeterli oksijen ve besin maddelerinin temin edilememesine, bunun sonucunda beyin hücrelerinin ölümüne yol açtığını anlattı. Damarların tıkanmasının en yaygın nedenlerinin kan damarlarındaki yağlı birikimler yani ateroskleroz ve çeşitli kalp hastalıklarından kaynaklanan emboliler olduğunu ifade eden Dr. Kayım Yıldız, “İnme, tüm dünyada kalp hastalıkları ve kanserden sonra üçüncü sırada gelen ölüm nedenidir. Her dört kişiden biri hayatının bir döneminde inme geçirmektedir. Her yıl 10 milyonun üzerinde insan inme geçirmekte ve bunların yaklaşık 6 milyonu inme nedeniyle hayatını kaybetmektedir. İnme riski ilerleyen yaşla birlikte artmaktadır ancak 50 yaşın altındaki genç nüfusta da inme gelişebilmektedir. Ölümle sonlanabilmenin yanı sıra inme, yarattığı beyin fonksiyonları kaybı nedeniyle engelliliğin en başta gelen nedenlerindendir. İnme geçiren hastalar zihinsel işlevlerde kayıp, konuşma ve anlama güçlüğü, kol ve bacaklarda güç kaybı, yürüme güçlüğü, yatağa bağımlı olma gibi uzun dönem engellilik yaratan sorunlarla karşı karşıya kalırlar.” dedi.
En sık karşılaşılan inme belirtilerinin yüzde kayma, konuşma ve anlama bozukluğu, kol veya bacakta güç ve his kaybı, bilinç ve denge bozukluğu, yutma bozukluğu, görme kaybı, çift görme ve ani gelişen şiddetli baş ağrısı olduğunu kaydeden Kayım Yıldız, “Bu belirtilerden biri bile fark edildiğinde vakit kaybetmeden 112 aranmalıdır. Evde hastaya herhangi bir ilaç veya yiyecek verilmemelidir. Halk arasında yaygın biçimde inanılanın aksine hastanın başını soğuk suyla yıkamanın herhangi bir yararı yoktur. İnme hastasının tedavisi 112 ambulanslarında başlar, 112 görevlileri inme hastasının en hızlı tedavi edilebileceği merkeze transferini ve gidilen merkezin hazırlıklı olmasını sağlar. İnme belirtileri bir süre devam edip düzelse bile hastanın 112 ambulansı ile hastaneye nakli önemli ve gereklidir.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Kayım Yıldız, inme tedavisinde zamanın son derece önemli olduğunu vurgulayarak “Tedavide amaç tıkalı damarın açılması ve beyine kan akımının sağlanmasıdır. Bunun için ilk 4,5 saatte damar yolundan trombolitik denen pıhtı çözücü ilaç verilebilir. İlk 6 saatte ve uygun hastalarda ilk 24 saate kadar damardan girilerek anjyo yöntemiyle tıkalı damarın açılması mümkündür. Bu yöntemde atardamar içerisine girilerek pıhtı çıkarılır. Her ne kadar bu tedavilerin uygulanabileceği bir zaman üst sınırı olsa da ne kadar erken uygulanırlarsa başarı şansları o kadar yükselir.” ifadelerini kullandı.
Dr. Kayım Yıldız, “İnme geçiren hastalar hastanelerdeki inme üniteleri ve nörolojik yoğun bakım ünitelerinde izlenerek inmenin nedenini saptamak için beyin ve boyun damarları, kalp incelenir, hipertansiyon, diyabet, kolesterol yüksekliği ve başka nedenler açısından hasta değerlendirilir. Vakit kaybetmeden fizik tedavi uygulamasına başlanır ve engelliliğin azaltılması amaçlanır. İnmenin tekrarlamaması için uygun tedaviler belirlenir” dedi.
İnme tedavisindeki yüz güldürücü gelişmelerle birlikte inmeden korunmanın esas olduğunun akılda tutulması gerektiğini ifade eden Dr. Kayım Yıldız, tüm inmelerin %90’ının basit önlemlerle engellenebilir olduğunu belirterek “Hipertansiyon en önemli önlenebilir inme nedenidir, kan basıncının 120/80 altında tutulması hedeflenmelidir. Diyabet, yüksek kolesterol düzeyi, kalp ritim anormallikleri uygun biçimde tedavi edilmeli ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenmelidir. Tütün ve alkol ürünleri ve hareketsiz yaşamdan uzak durulmalıdır. Meyve, sebze, deniz ürünleri, baklagiller, kuruyemişler ve sağlıklı yağ tüketimiyle karakterize Akdeniz tipi beslenme tercih edilmelidir.” cümlelerine yer verdi.
Bülten Haber