İLK GİDEN 'AVCI' OLDU!.. 

Süper ligde her sezon yaşanan teknik direktör değişikliklerine bu sezonda devam edildi. 

Bu sezon ilk giden Trabzonspor’un teknik direktörü Abdullah Avcı oldu. 

Abdullah Avcı gitti! 

Hemen yerine Şenol Güneş getirildi. 

Trabzonspor bakalım Şenol Güneş ile kendine gelebilecek mi? 

Her ne kadar birçok futbol adamı “teknik direktörün” takıma etkisinin yüzde 20 olduğunu ifade etsede, ben bunu çok az buluyorum. 

Bence teknik direktör takımın yarısıdır. 

Diğer yarısını, futbolcular ve yönetim tarzı oluşturur. 

Bu konuda bir standart yok ama ben öyle düşünüyorum! 

Takımların, teknik direktör değişiklikleri... 

Türk milli takımımız dahil birçok futbol kulübümüzde “Teknik Direktör” değişiklikleri oluyor.  

Takım ve camia ile yıldızı bir türlü barışmayan teknik direktörle yolların ayrılması kaçınılmaz oluyor. 

Bunu normal olarak karşılayabiliriz! 

Benim anlamakta güçlük çektiğim nokta ise, nedense bu teknik direktör değişiklikleri hep aynı isimler arasında oluyor.  

Türk futbolunda “teknik direktör döngüsü” yaşanıyor, diyebiliriz. 

Ülkemizde bir kulüpten hoca ayrıldığı yaşandığı zaman, genellikle hep aynı “grup” teknik direktörlerin isimleri zikredilmeye başlanılıyor. 

Mesela, Abdullah Avcı gitti. Hemen ardından Şenol Güneş ve Fatih Tekke isimleri ortaya atıldı. 

Bir üçüncü isim duyamazsınız! 

Yoksa bu durum ülkemizde tecrübeli ve başarılı teknik direktörlerin yeteri kadar olmamasından mı kaynaklanıyor?  

Milli takıma ne zaman teknik direktör aramaya başlasak Fatih Terim, Şenol Güneş ve Abdullah Avcı’nın isimleri çıkar ortaya…  

Sivasspor’umuzda Rıza Çalımbay, Fenerbahçe’de İsmail Kartal ve Galatasaray’da kaç defa gelip gittiğini unuttuğumuz Fatih Terim gelir akıllara ister istemez.   

Bir futbol takımına teknik direktör arandığı zaman “camianın adamı” kisvesi altında önce çalışmış ve başarılı olmuş isim tercih edilir. 

Camiayı “biliyor” diye lanse edilir. 

Kaç defa gidip geldiğine bakılmaksızın! 

Hatta, daha önce göndermek için ne kadar “tazminat” ödendiği akıllara bile gelmez. 

Üç beş teknik direktör arasında dönüp durur bu keşmekeşlik! 

Bir hafta önce çalıştığı takıma, bir hafta sonra rakip olan teknik direktörler gördük.  

İlginç değil mi? 

Bana sorarsanız, bu durum hiç değişmeyecek gibi! 

Aynı teknik direktörlerin isimleri, aynı antrenörler, benzer yönetimler, pahalı transferler, kovulmalar, plansızlıklar, tazminatlar…   

Bakalım bu “kısır döngüye” kim dur diyecek! 

Kalın sağlıcakla...