Gramofon denilince akla o geliyor. Arızalı gramofonlar onun ellerinde hayat buluyor. Sivaslı olan Sacit Çavşak’ın İstanbul Kadıköy çarşı içinde işyerini Gramofon ve taş plak sevdalıları arşınlar. Sacit ustanın orijinal 80 tane gramofonu var, 11 binin üzerinde ise taş plağı.
“Fonografı icat eden Thomas Edison ile başlayan süreçtir gramofon, sonrasında Emile Berliner tarafından ilk taş plak yapıldı. Bu müthiş ikili ile bize de bu iki buluşun sevdası düştü” diyerek söze başlıyor Sacit Çavşak. Sivaslı olan Sacit Çavşak’ta bu sevda babadan kalma. “Babamın gramofonu ve taş plakları vardı, dinlerdi, dinlerdik. Bu hastalık değil, hasta iyileşir. Ama bizimkisi sevda, aşk. Babamdan kalma bu sevdayı sürdürüyorum, hem de evlatlarımla ve hatta torunlarımla” dedi.
Marangozlukla başladı
Sacit Çavşak 1958 Sivas Alibaba Mahallesi doğumlu. Alparslan İlkokulu’ndan sonra sanayide marangoz ustası Minas Çakmaktaş’ın yanında çırak olarak başladı, marangozluk mesleğini öğrendi. “Allah rahmet eylesin, onun öğrettiği ile ekmeğimi kazandım, hala da yiyorum, duacıyım. Oğlu Amerika’da, Şahin Çakmaktaş, sık sık telefonla görüşürüz” diyen Sacit Çavşak, 1980’de Karayolları 16.Bölge Müdürlüğü’ne marangoz ustası olarak işe başladığını, 2004 yılında ise emekli olduğunu, aynı yıl İstanbul’a taşındığını ifade etti.
Gramofon tamirciliği
Çocukluğundan beri babasından gördüğü gramofon tamirciliğini devam ettirdiğini, söküp taktığını ama bunu amatörce yaptığını ifade eden Sacit Çavşak, “İstanbul’da gramofon tamir ustası Mehmet Öztekin ile tanıştım, ondan tamirin inceliklerini yani ustalığını öğrendim. Zaten sanatım var, zaten tamirciliğim vardı. Artık bunu profesyonelce yapmaya başladım, şimdiki Kadıköy çarşı işyerimi açtım” dedi.
Gramofonda sınır tanımayan çeşitler
Artık Türkiye’nin her yerinden gramofon tutkunlarının mekanı Sacit ustanın yanıdır. Sacit usta oğlu İbrahim ile birlikte gramofonlara hayat veriyorlar. Aynı zamanda grmofonlarına da gramofon, taş plaklarına ise taş plaklar ekledi.
Gelen gramofonların çeşitlerinin haddi yok. Evinde gramofonun atası fonograflar, borulu gramofondan, çanta gramofona, salon gramofona, cep gramofonuna kadar 80’i aşkın gramofon, çeşitli sanatçılara ait 11 binden fazla da taş plağa sahip. “Laternan var, tel makara var. Çeşitler karşısında şaşırırsınız. 1904’den başlayan ve 1960 yılı üretimi olan gramofon var. 1960’dan sonra daha gramofon üretilmemiştir” diyerek sözlerine devam eden Sacit usta, en değerli olan gramofonun ise USA Victor 1904 model olduğunu açıkladı.
2 ses kaydını Amerika’da plağa aktarttı
Celal Güzelses, Münir Nurettin Selçuk ve Tamburi Cemil Bey’in tüm taş plak serilerinin kendisinde tamam olduğunu gururla dile getiren Sacit usta, “Benim için büyük bir hedefti, hedefime ulaştım. Hatta Celal Güzelses’in iki taş plağı eksikti, bende ise ses kaydı vardı. Amerika’ya ses kayıtlarını şirkete gönderdim, taş plak olarak bana gönderdiler, böylece Celal Güzelses’in serisini de böyle tamamladım” ifadelerini kullanarak “Bu sanatçılarımızı taş plaklarda hemen hemen her gün dinlerim” dedi.
Bunun dışında pek bilinmeyen gayrimüslim olan Sivaslı Aşık Pesenni’nin kendisinde plağının olduğunu, severek dinlediğini belirten Sacit usta, “Bunun dışında sıkça Erzurumlu Hafız Ahmed’in Harput Mayası, Feryadi Hafız Hakkı’nın Yüce Dağları Duman Kaplamış eserlerini büyük bir zevkle dinlerim” şeklinde konuştu.
İşyerine sanatçıların ve ünlü insanların gelerek gramofonları tamir ettirdiğini, taş plaklarına baktıklarını belirten Sacit usta, isimleri vermedi ama sık sık işyerine gelerek beraber taş plak dinlediği bir sanatçının ismini verdi: İzzet Altınmeşe.
Plaklarım bit pazarına düşmeyecek
Kendisini en fazla rahatlatan hususun babası gibi öldüğünde gözünün arkada kalmayacağını söyleyen Sacit Çavşak, “Gramofonlarım, taş plaklarım bit pazarına düşmeyecek. Benim evlatlarım sahip çıkacak, zaten İbrahim de çok iyi usta oldu. Gramofonsuz, taş plaksız onlar da yaşayamaz, onlar da bu sevdanın içinde. Hatta torunlarım bile. Yanıma gelerek hemen gramofonu göstererek çalmamı istiyorlar. Bu benim için büyük bir mutluluk” dedi.
Bahar Hızar