Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Tanıtım Programı’na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Eğitim, öğretim konusunu günübirlik siyasi tartışmaların çekişme alanından uzak tutalım, yıpratmayalım istiyoruz" dedi.
Ataşehir Ahmet Keleşoğlu Fen Lisesi’nde Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Tanıtım Programı’na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli eğitim Bakanı Yusuf Tekin katıldı.
Bu sözümüze bugüne kadar hep sadık kaldık. Her yıl bütçeden aslan payını eğitime ayırdığımız gibi bu yıl da geleneği bozmayarak yaklaşık 1 trilyon 620 milyar lirayı eğitime tahsis ettik. Eğitimde fırsat eşitliğini kuvvetlendirmek için çok kapsamlı adımlar attık. Sadece 1 yılda 19 milyon 600 bin öğretim materyalinin baskı ve dağıtımı yapıldı. 2003 yılından bu yana 372 bin 995 adet yeni derslik yapımını tamamlayarak eğitim camiamızın hizmetine sunduk. OECD ortalamasını önemli ölçüde yakalamış bulunuyoruz. 5 yaş okullaşma oranını yüzde 95'e çıkardık. Cumhuriyet tarihinin en fazla öğretmen ataması yapan hükümetiyiz. Mayıs ayında 45 bin öğretmeni öğrencilerle buluşturduk. 4 bin 366 engelli öğretmenin atama işlemlerini tamamladık. Atayacağımız 20 bin yeni öğretmenle eğitim ordumuzu daha da güçlendireceğiz. Söz verdiğimiz üzere öğretmenlerinin ek göstergelerini 3600'e çıkardık. 4+4+4 sistemiyle eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkardık. Meslek okullarına üvey evlat uygulamasına son verdik.
Her gün yeni buluşlar, yeni yöntemler ortaya çıkıyor. Teknoloji devrimi karşısında kendini yenilemeyenler geriye gitmekten kendilerini kurtaramazlar. Değişim ve yenilenme eğitimin ruhunda özünde zaten var. Yeni bilgiler ortaya çıktıkça ihtiyaçlar yenilendikçe eğitimin de buna uyarlanması beklenir. Burada mühim olan yenilenmeyle birlikte köklerden kopmamaktır. Eğitimin alt yapısı gibi temel değerlerinde sorunlar vardı. Bizi yansıtan bir eğitim modelimiz maalesef olmadı. Eğitim sistemimiz ezberciliğe dayanıyordu. Sanata, spora, kültüre, edebiyata hak ettiği değeri vermeyen sorgulamayı teşvik etmeyen bir eğitim sistemiyle uzun yıllar idare ettik. Yasakçılık ve tek tipleştirme bu dönemin özelliğiydi. Başörtüsü sadece üniversitede değil kamuda bile yasaktı. Birileri bu ülkede yasakların kalkmasını istemedi. Müfredatın zenginleşmesini istemediler. Göbeğini kaşıyan adam diyerek aşağıladıkları insanların çocuklarının kendileriyle eşit imkana sahip olmasını istemediler. Türkiye'de gerçek manada bir sınıfsal değişikliğin gerçekleşmemesi için her şeyi yaptılar.
İHA
Ataşehir Ahmet Keleşoğlu Fen Lisesi’nde Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Tanıtım Programı’na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli eğitim Bakanı Yusuf Tekin katıldı.
“1 trilyon 620 milyar lirayı eğitime tahsis ettik”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Modelimizin hazırlanmasında emeği ve katkısı olan herkese şükranlarımı sunuyorum. Yeni modelimizin detaylarına geçmeden önce bazı temel gerçekleri ifade etmek istiyorum. Bundan 21 yıl evvel aziz milletimizin iradesini temsilen Türkiye'ye hizmet yolculuğuna başladığımızda dört önceliğimizden birinin eğitim olacağını ilan etmiştik.“Birileri bu ülkede yasakların kalkmasını istemedi”
Erdoğan, “Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi kurulmasıyla ilgili kanunun hazırlıklarını tamamladık. İnşallah yakında Meclisimizde görüşmeleri başlayacak. Bu sene seçimlik dersler havuzunu biraz daha genişlettik. Nezaket, görgü kuralları ve Türk toplumsal yapısında aile gibi konuları ilave ettik. Aile konusu bizim için hayati öneme sahiptir. Çocuklar küresel kültürün dayatmalarına maruz kalıyor. Bunların en başında da cinsiyetsizleştirme projeleri vardır. Çizgi filmlerden sinema yapımlarına kadar pek çok alanda evlatlarımız bu projelerle sık sık karşılaşıyor.Her gün yeni buluşlar, yeni yöntemler ortaya çıkıyor. Teknoloji devrimi karşısında kendini yenilemeyenler geriye gitmekten kendilerini kurtaramazlar. Değişim ve yenilenme eğitimin ruhunda özünde zaten var. Yeni bilgiler ortaya çıktıkça ihtiyaçlar yenilendikçe eğitimin de buna uyarlanması beklenir. Burada mühim olan yenilenmeyle birlikte köklerden kopmamaktır. Eğitimin alt yapısı gibi temel değerlerinde sorunlar vardı. Bizi yansıtan bir eğitim modelimiz maalesef olmadı. Eğitim sistemimiz ezberciliğe dayanıyordu. Sanata, spora, kültüre, edebiyata hak ettiği değeri vermeyen sorgulamayı teşvik etmeyen bir eğitim sistemiyle uzun yıllar idare ettik. Yasakçılık ve tek tipleştirme bu dönemin özelliğiydi. Başörtüsü sadece üniversitede değil kamuda bile yasaktı. Birileri bu ülkede yasakların kalkmasını istemedi. Müfredatın zenginleşmesini istemediler. Göbeğini kaşıyan adam diyerek aşağıladıkları insanların çocuklarının kendileriyle eşit imkana sahip olmasını istemediler. Türkiye'de gerçek manada bir sınıfsal değişikliğin gerçekleşmemesi için her şeyi yaptılar.