“İletişim Çağında, İletişimsizlik”
İnsanoğlu, yaratılış gereği yalnızlığa muhalif; sosyalleşmeye ise muhtaçtır. Bu fıtri özellikten dolayı insanlar; duygularını, düşüncelerini, hayallerini, bilgi birikimlerini karşılıklı olarak birbirlerine aktarmak suretiyle iletişim denilen eylemi fırsat buldukça yapmak zorundadırlar. İletişim; kişinin kendisini karşı tarafa anlatmasıdır. Bu eylemde ise asıl önemli olan kişiler arası “doğru iletişimi” yakalayabilmek olmalıdır.
Doğru iletişimin ilk şartı istisnasız etkili dinlemeyle başlar. Dinleme olayı olmadan kişiler, idrak etme aşamasına ulaşamayacakları için herhangi bir konu ya da olay üzerine fikir alış-verişinde bulunmanın taraflar açısından bir faydası da olmayacaktır. Dinleme davranışını sabırla sergileyebilme, insanoğlu için büyük bir erdemdir. Çünkü dinleme davranışı ile kişi, karşı tarafa olan saygısını ve nezdindeki değerini sergilemiş olur. Günümüzde iletişimsizlik, insanlar arasında meydana gelen birçok problemin temel nedeni olarak gösterilmekte ve bu durum, içinde yaşanılan çağ ile tam bir çelişki arz etmektedir. Bir anlamda insanlık adına “iletişim çağında iletişimsizliği yaşamakta” diyebiliriz. Evet, bugün insanlar iletişimlerinde muhataplarını dinleme zahmetine girmek istememektedirler. Çünkü herkes kendi düşüncesini haklı bulmaktadır. Bu durum da kişiler arası etkili bir iletişimin oluşumunu engellemektedir. Yapılan araştırmalarda kopuk olan ya da sağlıksız gelişen, alakasız ilerleyen iletişimlerde ön etken olarak tarafların birbirlerini dinler gibi gözüküp, gerçekten dinlemedikleri, bundan dolayı da anlama olaylarının gerçekleşmediği gösterilmiştir. Bu tarz bir iletişimde taraflar bir an önce kendi fikirlerini ifade etmenin derdindedirler. Öyle ki kimi insan dinleme sırası kendisine gelse dahi karşısındakinin sözlerini dinlemek yerine; karşı tarafa bir sonraki aktaracaklarını beyin süzgecinden geçirerek, kuracağı cümleleri tasarlamaktadır. Bundan dolayı taraflar, mevzu bahis konularında ya da yaşanmışlıklarında haksız olabilme veya “doğru”nun karşı düşüncede bulunabilme ihtimallerini akıllarının ucundan dahi geçirme fırsatı bulamamaktadırlar. Bu durum bizlere kişiler arası iletişimde insanlardaki “duygudaşlık” (eş duyu-empati) eksikliğini göstermektedir.
Doğru iletişimin olmazsa olmaz şartlarından bir diğeri ise doğru ve etkili bir konuşmadır. Konuşma esnasında kullanılan kelimeler kişi tarafından doğru telaffuz edilmeli, dikkatli seçilmelidir. Yine karşı tarafa aktarılacak düşüncelerde kişi kendisini açık ve anlaşılır bir dille ve yakışır bir üslupla ifade etmelidir. Etkili bir iletişimde karşı tarafta oluşabilecek olumlu bir intiba doğru iletişimi yakalama noktasında oldukça önemli olacaktır. Çünkü oluşacak o ilk izlenim kişide iyi bir etki bıraktığı takdirde iletişim de aynı doğrultuda devam edecektir.
Doğru iletişimde kullandığımız dil, pozitif yani yapıcı bir dil olmalıdır. Özellikle olumsuz düşünce ve duygulara yol açabilen, insanları geren; baskıcı, kesin, katı, suçlayıcı ve yargılayıcı bir dil yerine; olumlu düşünce ve davranışları besleyen, kapsayıcı ve yumuşak bir dil kullanılmalıdır. İletişimde pozitif bir dilin tercih edilmesi ve bu durumun zamanla alışkanlık haline getirilmesi inanın hem insanın kendisini hem de başkalarını oldukça mutlu edecektir. “Devamı Haftaya”
KÖŞE YAZILARI
Yayınlanma: 02 Ekim 2023 - 12:52
DOĞRU İLETİŞİM
“İletişim Çağında, İletişimsizlik” İnsanoğlu, yaratılış gereği yalnızlığa muhalif; sosyalleşmeye ise muhtaçtır
KÖŞE YAZILARI
02 Ekim 2023 - 12:52