Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Başkanı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mansur Doğan, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Doğan, “İşitme; beş duyumuzdan biri olup sesin kulak tarafından alınması ve beyinde bu dalgaların anlamlandırılması sürecidir. Kulak hem işitmede hem de denge de oldukça etkili bir organdır. İşitme duyusu daha anne karnında iken bebek 6 aylık olduğun da başlar. Biz insanların iletişimde kullandığımız en önemli araç konuşmadır. Konuşmayı öğrenmek için yapabileceğimiz en önemli şey sesleri duymaktır. Konuşma işitme ile başlar, önce sesleri duyarız tanımlarını öğreniriz, sonra bu öğrendiklerimizi kelimelere dökerek konuşmaya başlarız. İşitme kaybınız varsa konuşmanızı geliştirme şansınız olmayacaktır. İşitme kaybı tanısı ne kadar erken konursa ve tedavisi ne kadar erken sağlanırsa bireyin zeka ve sosyal gelişimi o kadar iyi olacaktır.” dedi.
Konuşmasının devamında Doç. Dr. Doğan, “İşitme kaybının erken tanısı önemlidir. Çünkü çocuğun işitme kaybı zeka gelişimini, okul başarısını ve sosyal iletişimini etkiler. İşitme kaybı çocuğun içine kapanık olmasına, anlamadığı ve derdini anlatamadığı için daha hırçın olmasına, konuşma bozukluklarına, okul başarısının düşmesine neden olur. Yenidoğan işitme tarama testi ülkemizde 2014 yılından itibaren başladı. Bebek doğar doğmaz tüm Türkiye’de olduğu gibi bizim hastanemizde de yenidoğan taraması yapılmakta bu saye de işitme kayıplı bebekler erkenden tespit edilerek tedavileri erkenden yapılmaktadır” şeklinde konuştu.
İşitme engelliliğinin en sık görülen engellilik durumlarından biri olduğunu vurgulayan DOĞAN, dünya da 32 milyondan fazla, ülkemizde 2 milyonu aşkın kişinin işitme engelli olduğunu kaydetti.
Doç. Dr. Doğan konuşmasının sonunda, “İşitme kaybını sadece çocukların yaşadığı bir problem olarak görmemek gerekir. 65 yaşını geçen bireylerin yaklaşık üçte birinde de yaşa bağlı işitme problemleri ortaya çıkmaktadır. Sadece yaşlılar da değil aynı zaman da yüksek sese uzun süre maruz kalan işçiler de, dış kulak yolunu tamamen kapatan kulaklıklarla uzun süreli yüksek sese maruz kalan genç bireyler de, bir takım hastalıklara bağlı olarak ta işitme kayıpları izlenmektedir. Kısacası işitme kaybı her yaşta karşımıza çıkabilmektedir. Bu nedenle işitme kaybı hisseden bireylerin en kısa süre de bir Kulak Burun Boğaz hekimine başvurmaları erken tanı ve tedavi açısından önemlidir.” cümlelerine yer verdi.
Bahar Hızar