Küçük yaşlarda saat mesleğini kuşanan, edindiği zanaatkarlıkla en başta huzuru yakaladığını ifade eden 48 yaşındaki saatçi Ömer Yaman, saatçilik mesleğine olan tutkusunu mesleğinin kendisine kattığı sabır ve huzura bağladı.
"Saatçilik mesleğine tabiri caiz ise tüm ömrümü verdim" diyerek sözlerine başlayan Ömer Yaman, ufak tefek başka işlerle ilgilendiğini ama kısa bir süreli olduğunu ifade ederek, "Çoçuk yaşta çırak olarak başlamışdım, kalfalık, ustalık derken bu meslekten evimi geçindirdim, hayatımı kazandım" dedi.
Dingin bir hayat ve huzur
Mesleğine olan tutkusunu anlatan Yaman, "Seviyormuyum işimi, evet hemde fazlasıyla. Dingin ve huzurlu bir zanaat. Şahsen oldukca sabırlı olduğumu söylerler, yapı itibari ile öyle olsa da sabrımı mesleğimede borçluyum diyebilirim" şeklinde konuştu.
Ustaların dha yetişmediğini belirten saat ustası Yaman, "Üzüldüğüm tek şey Sivas'ta ben ve benim yaş grubumdan sonra usta yetişmedi. Benim iki oğlum var, onlarada öğretemedim. Gençler için yorucu, detaycı bir meslek" dedi.
Mesleğim hayat arkadaşıma kavuşturdu
Evlenirken eşinin dedesinin, "Sen saatçi olduğun için sana torunumu verdim, saat yapan bir zanaatkar akıllı ve sabırlı olur. O yüzden de iyi bir eş olursun" dediğini belirten ve bunu hatırladıkca gülümsediğini söyleyen Ömer Yaman, "Yani gençlere bir gönderme yapayım buradan" dedi.
Son olarak ticari yönüne değinen Yaman sözlerini şöyle tamamladı:
"Kötü bir meslek değil. Buradan bana Ustalık yapan, bu mesleği öğreten Ustama teşekkür ediyorum. Meslek hayatımdaki en büyük kırmızı çizgim dürüst olmak. Ticaret zanaatla, güvenle birleşmeli bence."
Musa Demir