Her nesil, kendisinden önceki edebiyatın zenginliğinden yoksun büyüyor. Bunun nedeni, dilin sürekli zayıflaması. Bu durum, kültürel mirasımız için bir felaket.
İngiltere’de bir deniz gezisinde kaptanla yaptığım konuşmayı hatırlıyorum. Shakespeare’i okuyup anlamaya devam edip etmediklerini sordum. O da bana, Shakespeare’i okumayan ve anlamayan birine aydın gözüyle bakılamayacağını söyledi. Hatta üniversiteye gitmek üzere olan kızına Shakespeare İngilizcesini öğrenmesi için özel ders aldırdığını anlattı. Bu, 400 yıl önce yaşamış bir edebiyatçının eserlerinin hâlâ öğrenildiğini gösteriyor.
Biz ise bırakın 400 yılı, 40 yıl önce yaşamış bir edebiyatçımızın eserlerini bile çocuklarımıza okutamıyoruz. Çünkü dilimiz güç kaybediyor, köklerinden koparılıyor. Öztürkçe uğruna bin yıllık kelimeler tasfiye ediliyor, bu yüzden genç nesiller geçmiş edebiyatımızdan habersiz büyüyor.
Geçmişle bağımızı koparmamak için dilimizi zenginleştiren tüm kelimelere ve edebiyatımıza sahip çıkmalıyız.
Haber MerkeziDil ve Edebiyat Geçmişle Bağımızı Koparmayalım#bizimsivasgazetesi #edebiyat #geçmişten pic.twitter.com/dWHl7PoUcq
— Bizim Sivas Gazetesi (@bizimsivascomtr) November 22, 2024