Bu kadar şiddetli ve bilimin açıklamakta yetersiz kaldığı depremler olup da depremden önce yayımlandığı iddia edilen deprem videoları paylaşılınca, “deprem komploları” da komplo olmaktan çıkmaya, zihinlerde “acaba ışıklarını yakmaya” neden oldu. Bu nedenle; yaşananları “komplo” olarak ya da “komplo değil, hakikat” şeklinde açıklayacak teknik alan bilgisine sahip olmadığım için daha çok kendi yaşadıklarım üzerinden bir değerlendirme yapmayı uygun buluyorum. Hatırlarsanız, sözüm ona özgürlükler kıtası(!) Avrupa’nın kuzeyinde Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’i yakma yarışına giren, ateş ehli nasipsizler gündemi meşgul ediyordu. Büyükelçiliklerimiz önünde kitabımız yakılıyor, Türkiye şiddetli tepki vermeye zorlanıyor, nereye varacağını tahmin etmek istemediğimiz hadiselere kapılar aralanmaya çalışılıyordu. Hemen sonrasında, Haçlı İttifakı, uyduruk güvenlik gerekçeleriyle büyükelçiliklerini kapattılar. Büyükelçilikler kapatılıp, vatandaşlarına “Türkiye’ye gitmeyin” uyarıları yapılınca; yine, taşeron örgütler aracılığıyla memleketimde bombalar patlatılacak, nice masumların kanı akıtılacak diye düşünerek eyvah! dedim. Bombalar patlatılmadı belki ama beş yüz atom bombası büyüklüğünden çok daha fazla etkiye sahip, asrın felaketi patlamış oldu. Yani Türkiye’ye gitmeyin uyarılarının hemen arkasından asrın felaketi depremleri yaşadık. Öyle bir zelzele ki; gücü ve yıkım etkisi açısından dünyadaki en büyük depremlerden biri olarak açıklandı. Depremden yaklaşık üç hafta önce 7,4 ölçeğinde deprem olacak diye yemin eden ve Serkan Karabacak adlı Fetöcü olduğu iddia edilen şahsın iddialarını ve Frank Hoogerbeets adlı bir Hollandalının “er ya da geç bu bölgede (Türkiye’nin güneyi ve ortası, Ürdün, Suriye, Lübnan) 7,5 büyüklüğünde bir deprem olacak” diye depremden üç gün önce 3 Şubat tarihinde yazmasını depremin “yapay” olduğuna dair söylemlerin delillerinden bazıları olarak dillendirenler çok oldu. “Bu Bariz Yapay” başlıklı deprem konulu video haber yayımlayarak, “büyük sıfırlama” ile 4.sanayi devrimine işlerlik kazandırmak ve “akıllı şehirlere” geçilebilmesi için eskilerin yıkılması gerektiğini iddia edenler, HAARP Teknolojisi ile sismik hareketlenmeler, iklimlendirme ve elektro manyetik dalgalar ile müdahaleler yapılabildiği iddiası, ABD donanma gemisinin 500 mürettebat ile İstanbul’a gelip, Dolmabahçe’ye demir atması ve bu geminin ne zaman etrafımızda olsa büyük olaylar yaşıyor olmamız, “Tek Dünya Devleti” anlayışının Türkiye karargâhını kullanmak istemesi iddiası, deprem bahanesiyle işgal planı iddiaları v.s… Tüm bunlar ve burada bahsedilmeyen çok daha fazlası hepimizi yordu ve hatta gerdi. Bir de bunların üzerine Türkiye’den bilim adamlarının açıklamaları şüpheleri iyice arttırdı. Deprem Uzmanı Prof. Dr. Ö. Ahmet Erca’ın basına yansıyan açıklamasında, peş peşe meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki bağımsız deprem ve Kağıthane depremi hakkında "buna irkitilmiş deprem denir” diyerek daha önce böyle bir deprem oluşmadığını ve bu durumun olağanüstü bir durum olduğunu belirtmesi, ateistliği ile meşhur Prof.Dr. Celal Şengör’ün de “mevcut bir fayın, dışarıdan müdahale ile harekete geçirilebileceğini” söylemesi yapay deprem söylemlerini güçlendirdi. Depremin kendisi kadar da artçı depremlerin olmasının bilimsel olarak açıklanamaması da sunî deprem açıklamalarını güçlendiriyordu. Gazeteci Sabır Meşhur; Elektromanyetik dalgalarla insan zihnine müdahale edilebildiğine, Mars’a gitmeden Mars’taki suyun bile keşfedilebildiğine göre deprem de yapılabilir diyor, belirli frekanslardaki sesin insanı öldürebildiği gibi, Haarp Sistemi’nin de bu şekilde çalıştığını, bir şeyin teorik olarak ihtimali olduğu sürece pratikte de ihtimali olduğunu belirtiyordu… Hakikaten, batın açılmadan çeşitli teşhis ve tedaviler yapılabilmesi, röntgen teknolojisi ve böbrek tedavilerinin vücudun dışından müdahaleler ile gerçekleştirilebilmesi bu teknolojinin çok daha ileri boyutta kullanılarak yapay depremlerin tetiklenebileceği şeklindeki endişelerimizi arttırdı. Nasipse devam ederiz. Es-selam.
KÖŞE YAZILARI
Yayınlanma: 27 Temmuz 2023 - 13:27
DEPREM KOMPLOLARI(!)
Bu kadar şiddetli ve bilimin açıklamakta yetersiz kaldığı depremler olup da depremden önce yayımlandığı iddia edilen deprem videoları paylaşılınca, “deprem komploları” da komplo olmaktan çıkmaya, zihi
KÖŞE YAZILARI
27 Temmuz 2023 - 13:27