…. Demek yetmiyor, anlamadınız mı?

Kaç yıl geçti, kaç asır geçecek? Kahrolsun diye başlayan ve kahrolması gereken muhatabın ismini ekleyerek yapılan bağırtının esasında kendimizi tatmin etmekten öte bir şey olmadığını ne zaman anlayacağız?

Hitabetlerin, nutukların, çok ama çok güzel söylemlerin hiçbir şey ifade etmediğini asırlar bize göstermiyor mu?

Ölenlerin üzerinden söylemlerin sen ölünceye kadar hiçbir şey yapmadığını anlamak için ne yapılması gerekliliği artık kendini tamamen ortaya çıkarmadı mı?

Neyi bekliyoruz Allah aşkına?!..

Beklenen ne?

***

Filistin’e girdi domuz sürüsü…

Bağırdılar, bağırdık!..

Sonrasında domuz sürüsü otlak alanlarını genişletti, domizistanı kurdu…

Domizistan sınırlarını genişlettikçe genişletti, yine bağırdık, bağırdık, “kahrolsun!...” dedik…

Gazze’ye hapsedilmiş güllere sirayet etti şimdi bu domuz sürüsü!..

Kinlerini kusuyorlar, güllerimizi koparıyorlar, çakal sürülerini arkasına alarak bağları, bahçeleri, bostanları yerle bir ediyorlar, biz yine kahrolsun diyoruz, tatmin oluyoruz, evlerimize giderek bağırmanın, deşarj olmanın rahatlığını yaşıyor, mışıl mışıl uyumaya kendimizi bıraktık, bırakıyoruz…

Biz uyurken domuz sürüsünün Gazze’ye gece boyunca yağdırdığı bombalar bizi hiç ama hiç rahatsız etmedi, edemez de!...

Nihayetinde bağırdık ya, tepki koyduk ya, yas ilan ettik, yasımıza yaslandık ya, yetmez mi?

Yeter değil mi?

Yine bağıracağız, yine gidip uyuyacağız…

Domuz sürüsü ise gülistanı bu sırada yok edecek, biz mışıl mışıl uyuyacağız, dinlenip yine bağıracağız…

Yezid Mekke’yi mancınıkla yerle bir ederken yanına giderler ve derler, “Allah’tan kork! Sen kutsal olan bu yeri yerle bir ediyorsun! Peygamberin, arkadaşlarının ve senin babanın bu diyarlarını nasıl yok edersin!” dediklerinde Yezid şöyle der: “O’nların dönemindeki müslümanlar olsaydı ben zaten bu işi yapamazdım!”

Beklenen ne derken beklenen bizlerin gerçekte teslim olan, inanan insanlar olup olmadığımız sorgusudur!

Bunu domuz ve çakal sürüleri çok ama çok iyi biliyorlar…

Kuzuların sessizliğinde masumları yok ediyorlar…

Bize ne diyen güruhlar, hala anlamadınız mı Filistin’in Türkiye’nin kapısı olduğunu?

Gazze’nin Türkiye’nin çatısı olduğunu…

Filistin’in, Gazze’nin elden gitmesiyle birlikte Türkiye’nin düşeceği ateş çukurunu görmeyen gözler, yasınıza yaslanın, keyfinizi bozmayın, ta ki domuz sürüsü bizim bostana dayanana kadar!...

Bakalım bu güruhlar ne söyleyecek?

Bakalım bağıranlar bu sefer kime bağıracak?

Sahi, güzel hitabetlerin, söylemlerin, edebiyatların gücü nereye kadar?

Karşınızda ki hayvanlar güruhu bu edebiyatlardan ne anlar?

Bilin bakalım?