Bir güne sığar mı bunca hikay
Hikayemiz birbirinden farklı lakin hepimizin bir yanı çocuk, bir yanı kadın, bir yanı anne.
Rengarenk sanki kimi bir mormenekşe, kimisi de beyaz bir papatya. Olgunlaştırma enstitüsünün düzenlediği ''Sosyal hayatta kadın olmak'' adlı panelde konuşmacılardan biriydim. Çok değerli isimlerle aynı sahneyi paylaşmak ayrıca güzeldi.
Davetliler gençler olunca ayrı bir heyecan ayrı bir coşku...
Geleceğin hanımefendilerine vaktim yettiğince bir şeyler söylemeye çalıştım. Bu konuşmanın bir kısmını, sizlerle paylaşmak isterim. Şu an 15, 16 yaşlarındaki Gülşah beni dinlemiş olsa ona ne söylemek isterdim?
"Gelecekten korkma, yaşam yaşanmışlıklarla güzel. Fakat zamanın kıymetini bil, çok hızlı bir yolcu gibi yanımızdan ilerliyor ve sırtınızı sıvazlayan bir aileniz varsa çok şanslısınız, zorlasan da hayat hayal ettiğiniz her şeyi size verecek. Şu görmüş olduğunuz elim hepinizin sırtını sıvazlıyor. Hepiniz çok değerlisiniz.
Tüm Çocukluğum şöyle geçti sanki karşımda seyirciler var ve ben onlara hitap ediyorum, benim oyunum buydu ve işim oldu. İmamı Gazali hz. buyurur ki; ''Ben doğduğumda İmamı Gazeliydim. Vakti geldiğinde insanlar beni tanıdı.'' İhtiyacınız olan her şey mayanızda var, siz yeter ki silkelenin.
Ben sosyal bir çocuktum ve bunun hep yararını gördüm, o yüzden diyorum ki insan insana yurttur, insan insana şifadır, insan insana vatandır. Yeter ki sınırlarınızı çizin. Şöyle çocukluğumun sokaklarını sizinle bir kez daha gezmek istiyorum.
Benim 5 kardeşim var hepsinin ablası benim. Ev sobalıydı annemin çiçekleri çoktu kardeşlerim oyun oynadığı sıralarda, toprakları kimi zaman halıya dökülürdü. Ekseriyetle ben süpürürdüm ve biliyor musunuz sizin yaşlarınızdayken ben çiçekleri hiç sevmedim. Çünkü kafamı kaldırıp saksıdaki çiçeklere hiç bakmadım. Ben çiçeği halıdaki toprak sandım. Ama yıllar sonra kafa kaldırdığımdaki manzara çok güzeldi, ben çiçekleri çok seviyorum artık. Geçenlerde şubata inat pembe çiçekleri için menekşeme teşekkür ettim. Dün tomurcuktaki orkidemi sevdim. Kafanızı kaldırmazsanız hiçbir şeyi göremezsiniz. Gökyüzüne bakın, ben her gün güneşi uğurluyorum, sanki bir boyacı edası ile gökyüzü boyanıyor. Gidişi bile muhteşem.
Yıldızlara bakın her gece bizim için gökyüzünde yerini alıyor, lütfen fark edin. Yaşam fark ettiklerimiz ile güzel. Olgunlaştırma enstitüsü nezdinde, kıymetli hocam Aysel ŞENLEN hocama tekrar teşekkür eder, iyi ki, iyi ki pırıl pırıl yüreklerle bizi buluşturdular. Bir sonraki yazıda buluşmak duası ile.
Hikayemiz birbirinden farklı lakin hepimizin bir yanı çocuk, bir yanı kadın, bir yanı anne.
Rengarenk sanki kimi bir mormenekşe, kimisi de beyaz bir papatya. Olgunlaştırma enstitüsünün düzenlediği ''Sosyal hayatta kadın olmak'' adlı panelde konuşmacılardan biriydim. Çok değerli isimlerle aynı sahneyi paylaşmak ayrıca güzeldi.
Davetliler gençler olunca ayrı bir heyecan ayrı bir coşku...
Geleceğin hanımefendilerine vaktim yettiğince bir şeyler söylemeye çalıştım. Bu konuşmanın bir kısmını, sizlerle paylaşmak isterim. Şu an 15, 16 yaşlarındaki Gülşah beni dinlemiş olsa ona ne söylemek isterdim?
"Gelecekten korkma, yaşam yaşanmışlıklarla güzel. Fakat zamanın kıymetini bil, çok hızlı bir yolcu gibi yanımızdan ilerliyor ve sırtınızı sıvazlayan bir aileniz varsa çok şanslısınız, zorlasan da hayat hayal ettiğiniz her şeyi size verecek. Şu görmüş olduğunuz elim hepinizin sırtını sıvazlıyor. Hepiniz çok değerlisiniz.
Tüm Çocukluğum şöyle geçti sanki karşımda seyirciler var ve ben onlara hitap ediyorum, benim oyunum buydu ve işim oldu. İmamı Gazali hz. buyurur ki; ''Ben doğduğumda İmamı Gazeliydim. Vakti geldiğinde insanlar beni tanıdı.'' İhtiyacınız olan her şey mayanızda var, siz yeter ki silkelenin.
Ben sosyal bir çocuktum ve bunun hep yararını gördüm, o yüzden diyorum ki insan insana yurttur, insan insana şifadır, insan insana vatandır. Yeter ki sınırlarınızı çizin. Şöyle çocukluğumun sokaklarını sizinle bir kez daha gezmek istiyorum.
Benim 5 kardeşim var hepsinin ablası benim. Ev sobalıydı annemin çiçekleri çoktu kardeşlerim oyun oynadığı sıralarda, toprakları kimi zaman halıya dökülürdü. Ekseriyetle ben süpürürdüm ve biliyor musunuz sizin yaşlarınızdayken ben çiçekleri hiç sevmedim. Çünkü kafamı kaldırıp saksıdaki çiçeklere hiç bakmadım. Ben çiçeği halıdaki toprak sandım. Ama yıllar sonra kafa kaldırdığımdaki manzara çok güzeldi, ben çiçekleri çok seviyorum artık. Geçenlerde şubata inat pembe çiçekleri için menekşeme teşekkür ettim. Dün tomurcuktaki orkidemi sevdim. Kafanızı kaldırmazsanız hiçbir şeyi göremezsiniz. Gökyüzüne bakın, ben her gün güneşi uğurluyorum, sanki bir boyacı edası ile gökyüzü boyanıyor. Gidişi bile muhteşem.
Yıldızlara bakın her gece bizim için gökyüzünde yerini alıyor, lütfen fark edin. Yaşam fark ettiklerimiz ile güzel. Olgunlaştırma enstitüsü nezdinde, kıymetli hocam Aysel ŞENLEN hocama tekrar teşekkür eder, iyi ki, iyi ki pırıl pırıl yüreklerle bizi buluşturdular. Bir sonraki yazıda buluşmak duası ile.