Mehmetçik, düşmanı denizden bir adım bile geçirtmemeye yemin etmişti. Ana-dolu bozkırının o güne kadar deniz görmemiş çocukları, sanki kırk yıldır denizlerde savaşıp da pişmiş kişilere özgü beceriyle düşman gemilerine geçiş hakkı tanımamıştı.
Seyit Onbaşı, 276 kiloluk top mermisini yalnız başına kaldırıp namluya sürerek ateşlemiş, İngiliz Zırhlısı Ocean’ı (Oşın’ı) batırmıştı.
Rahmetli arkadaşım Hüseyin Çelikcan şöyle demişti:
“Dağ doğurdu su kabardı Boğaz’da,
Bismillah deyince Seyit Onbaşı.
Nur serpildi Seddülbahir üstüne
Bismillah deyince Seyit Onbaşı.
Yaprak dala, dal gövdeye dayandı,
Çiçeklerin rengi ala boyandı,
Siperde ilâhi ışıklar yandı,
Bismillah deyince Seyit Onbaşı.
Allah Allah sesi geldi derinden
Belli ki Mehmet geçti serinden;
Kuş yuvadan kalktı, martı yerinden
Bismillah deyince Seyit Onbaşı.
Okka artık başka yerde ağırdı,
Gök yağmuru, ay-yıldızı çağırdı,
Ve bir şehit ateş diye bağırdı,
Bismillah deyince Seyit Onbaşı.
Mermi şimşek olup çıktı namludan,
Dalga sanki kopmuş gibiydi sudan.
Boy attı filizler, büyüdü fidan,
Bismillah deyince Seyit Onbaşı.
Bu savaşta, Bouvet (Buve), Ocean (Oşın), İrrestible (İrreszitibil) muharebe gemileriyle iki muhrip, yedi mayın arama gemisi batmış, yedi zırhlı gemi görev yapamayacak duruma gelmişti.
İngiliz ve Fransızlar, 18 Mart 1915 bozgunundan sonra, boğazın yalnızca deniz kuvvetleriyle geçilemeyeceğini anlamışlardı. Halide Nusret Zorlutuna da öyle diyordu:
“Bir atom bombası burada her taş,
Suları zehirdir, düşman, içilmez!
Sen zarar edersin, dilersen yaklaş:
Geçilmez bu zorlu geçit, geçilmez!
Yabancıya tekin sayılmaz bu yerler
Her çamın dibinde bir şehit bekler!
Rüzgârları söylet, dinle bak ne der:
Geçilmez bu zorlu geçit, geçilmez!
Bu toprak, güneşin doğduğu yerdir,
Düşman! Karşındaki er oğlu erdir.
Bu büyük gerçeğe aklını erdir:
Geçilmez bu zorlu geçit, geçilmez!
Nihayet bu büyük gerçeği düşmanlar da anladı ve bu nedenle bir amfibi hareketin planlamasına girişildi. Bu sırada Türk Başkomutanlığı da Çanakkale bölgesindeki birliklerini yeni kuvvetlerle takviye ederek 5. Orduyu kurmuştu.
Eğer Müttefiklerin Donanması Çanakkale Boğazı’ndan geçmeyi başarsaydı, Gelibolu Seferi yani Çanakkale çıkarması, Çanakkale savaşları, Türk’ün ateşle imtihanı olmayacaktı. İstanbul alınıp boğazlar Ruslara verilecek, böyle bir morale kavuşan Rusya’da Bolşevik ihtilali olmayacaktı. Böylece Ruslar, Anadolu’yu işgale devam edecekler, Kurtuluş savasını gerçekleştiren ordumuz Doğu cephesine de bölünecek ve kurtuluş gerçekleşmeyecekti. İlk anda aklımıza gelenler bunlar. Gerisini daha sonraki bölümlerde ele alacağız.
Deniz yolu ile Çanakkale’nin geçilemeyeceğini anlayan Düşmanların kara kuvvetleri 25 Nisan ve 6 Ağustos 1915 tarihleri arasında Gelibolu Yarımadasına çıkmıştı.
Düşmanın planı neydi? Yanıtını yarın vereceğiz.
KÖŞE YAZILARI
Yayınlanma: 27 Temmuz 2023 - 13:31
ÇANAKKALE VE SEYİT ONBAŞI
Mehmetçik, düşmanı denizden bir adım bile geçirtmemeye yemin etmişti
KÖŞE YAZILARI
27 Temmuz 2023 - 13:31