Futbol çağımızın en popüler spor dallarından ve milyonlarca insanın takip ettiği güzel bir oyun.
Peki, neymi futbol?
Toprak veya çim zeminde iki takımın onbirer oyuncu ile oynadığı bir spor. Tabi ki bu takımların arasında oynanırken, bir de topa ihtiyaç vardır.
Dikgörtgen bir sahanın, her iki kısa kenarında birer kalenin yer aldığı bir zeminde oynanır.
Futbolda oyuncuların temel amacı, meşin yuvarlığı rakip takımın kalesine göndermek.
Meşin yuvarlağı rakip kaleye göndermek için eller ve forma pozu boyundan kolla topla oynamamak lazım.
Bunların dışındı vücudun diğer uzuvlarıyla topu karşı takımın kalesine sokmaya gol atmak denir.
İstisnai olarak her iki takımın kalesini koruyan kaleciler, ceza alanı olarak adlandırılan, kendileri için belirlenmiş alanların sınırları dâhilinde topa elle müdahale edebilirler.
Meşin yuvarlağın sahanın uzun kenarların dışarıya çıkmasına taç denir.
Sahanın kısa kenarlarından dışarı çıkması durumunda ise köşe aut yada korner denir.
Burada topun hangi takımdan çıktığının önemi büyüktür.
Hücum eden takımın futbolcusu son müdahaleyi yaptıysa korner, defans yapan takımın oyuncusu topa en son dokunduysa korner olur.
Birinde aut atışıyla oyun başlarken, bir diğerinde köşe vuru ile oyun başlar.
Maçın süresi ise 90 dakika olarak belirlenmiştir.
Bu doksan dakika half taime adı verilen ara ile ikiye bölünmektedir.
Verilen bu 15 dakikalık arada futbolcuların dinlenmesi amaçlanmıştır.
Yani 45’er dakikalık 2 devre halinde oynanmaktadır, futbol...
Karşılaşmanın süresi içerisinde daha fazla gol atmayı başaran takım maçı kazanır ve galip sayılır.
Gollerin eşit olması yada her iki takımın gol atamaması halinde ise maç beraberlikle sonuçlanmış olur.
Bu durum bazı kupa organizasyonlarında değiştirilmiştir. Özellikle kupa organizasyonlarında berberlik halinde maçların 15’er dakikalık iki uzatma daha oynanmasının yanı sıra direk penaltı atışlarına da gidilmektedir.
Bir diğer sonucu belirleyen uygulama ise “Altın gol” idi.
Altın gol uygulaması biliyorsunuz uzatma dakikaların bir takımın golü bulması halinde maçı kazanmış sayılması idi.
Buna hepinizin hatırlayacağı bir örnek verecek olursam; 2002 Dünya Kupası çeyrek finalinde, Senegal karşısında uzatma devresinin 94. dakikasında yaptığı tek vuruşla, ülkemize yarı finali getiren İlhan Mansız'ın attığı unutulmaz altın golü verebilirim.
Evet futbol, her ne kadar gün içerisinde kazanın çıkması hedeflenen bir oyun olarak karşımıza çıkıyor.
Herkesin ve her kesimin ilgisinin olduğu bu oyunun da bazı kuralları vardır.
Günümüzde futbol 17 temel kuraldan oluşan bir oyun haline gelmiştir.
Bu kuralların bazıları oyun alanı ve oynayacak futbolcuların ekipmanları ile ilgilidir.
Diğer kurallar ise oyun esnasın her iki takımın oyuncularının uyması gereken kurallardır.
Kuralları uygulamak için ise sahada hakem bulunmaktadır.
Futbolda adaleti hakemler sağlar, anlayacağınız.
Kural ihlali yapılan durumlar, eğer bir futbolcu rakip arkadaşına yapmış ise, ihlalin şekline yada şiddetine göre sarı veya kırmızı kartla cezalandırılır. Böyle bir ceza almamak için “oyunu kuralına göre oynamak” doğru olandır.
Öyle değil mi?
Futbol, izlemesi kadar oynaması da zevklidir aslında.
Futbol, son yıllarda hayatımızın vazgeçilmesi haline gelmiştir.
Bu ne kadar doğrudur, siz karar verin!
Kalın sağlıcakla...