Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz!

Bakmayın siz janjanlı reklamların albenisine… Bayramı tatil eden bol bol reklamlara… Tatildeyiz mi sanırsınız kendinizi!.. Ne tatili yahu, bu bayram, bayram… Eğer adı tatil olsaydı Allah tatil demez miydi? 9 gün tatil denirken yüreğim öfkelenir oldu, ne tatili yahu diyorum hemen, gayrı ihtiyari… Ve bankalar tarafından açılan kredilerin müjdesi… Alın kredi yahu, kurban kesin! Tatile gidin! Harcayın, doyasıya, aksırıncaya kadar tıksırıncaya kadar harcayın!... Önemli değil miktar, yeter ki doya doya harcayın, sonra ödersiniz! İsterseniz 3 ay sonra bile ödemeye başlarsınız!... Reklamları seyrettiniz… Hemen reklamlarda derin dondurucular peydah oluverdi… Yaklaşan kurban kesimi için etlerin derin dondurucularda istifini yüreklendiren reklamlar. Evinizdeki buzdolabı veya derin dondurucu yetmeyebilir mantığından hareketle boy boy indirimli reklamlar ile dondurulan acaba et midir, yoksa yürekler mi? Bir kurban kesildiğinde Peygamber Efendimiz ondan geriye ne kaldığını sormuştu. Hazret-i Âişe vâlidemiz: - Sadece bir kürek kemiği kaldı. dedi. Bunun üzerine Efendimiz:  - Desene (yâ Âişe), bir kürek kemiği hâriç hepsi (yani bütün infâk ettiklerimiz) bizim oldu!”  buyurdular.  Kurban, ne tatildir, ne de derin donduruculara konulacak vicdan… Kurban tevhid olmaktır, tesbih daneleri gibi bir olmak, birleşmek… Kurban buzdolabında değil, fakirlerin sofrasında bölüşülmektir… Bölüşürsek tok oluruz… Bölünürsek yok oluruz… Demiş Yunus Emre… Ne de güzel demiş… Kurban bölüşmeye, tevhide vesile olsun… Kurban derin dondurucularda değil, hiç beklemeden tüm sofralarda olsun… Herkes tok olsun… Herkes tevhide ulaşsın… Bayramımız bayram olsun…