Sazı her teline dokunan ellere karşılık bir mızrak gibiydi dillerden dökülen şiirler. Hayatı anlatan, hep isyan eden şiirlerdi o şiirler…
Türkülere eşlik ederdi, şarkılara konuk olurdu, yüreklere dokunurdu…
Biz söylemez, şiirler, şairler söylerdi, içimizde ki yangınları şiirlerle dışarı atardık, yakardı etrafı, yıkardı sistemleri…
“Gençliğimi kimse bilmez
Sakallarımdan çocuk kokusu
Ağzımdan, ay ışığı fışkırır benim
Ceketimi yağmurlara astığımdan beri
Tehlikeli şiir okur
Dünya'ya sataşırım ben” Demişti ya Ahmet Kaya, işte tam da bundan dem vururduk… Necip Fazıl’dan “Aman efendim aman!” derken, ezgilerle de haykırırdık, “Destan”ını da ekleyerek… Süleymanname ile siyasete çatardık… Büyük Doğu Marşı ile yüreklerimizi genişletirdik… Çok tehlikeli şiirler okurduk, fısıl fısıl fısıldardık…
“Minareler Süngümüz!” derdik, her şeyi göze alarak, haykırırdık…
"dağlara tırmandım, cenklerim oldu.
imkansızlığa galebe çaldım ve sınırlara koştum.
insanlarım, sonsuzluğun insanları,
filistin benim evim,
filistin benim alevim,
filistin benim intikamım ve sabrın vatanı" Diyerek Filistin marşını şiirle dile getirirdik… Sonra Esra Elönü’nün dile getirdiği 2012 yılında yazdığı şiir benim tercümanım olmuştu: “Bizi soracak olursanız biz çok iyiyiz… Siz halimizi sordukça Biz hatırımızı şaha kaldırırız… Büyüklerin ellerinden Küçüklerin gözlerinden
Suriye’nin toprağından
Bosna’nın bayrağından
Ebu Zer’in yalnızlığından
Bilal-i Habeşi’nin ilk ezanından
Tarık bin Ziyad’ın kılıcından
Filistinli Cafer’in haykırışından
Gazze’nin gözyaşından öpüyor…
Bizi soracak olursanız biz çok iyiyiz…”
Evet ey Gazze, evet ey Filistin!...
Bir zamanlar bizde “Bana ne Amerika’dan!” diyen bir adam vardı, “Bir dakika!” hiç demedi O…
Ve tehlikeli şiirler okuyoruz…
Bizi soracaklara cevabımız:
Biz çok ama çoook iyiyiz…
Sakallarımdan çocuk kokusu
Ağzımdan, ay ışığı fışkırır benim
Ceketimi yağmurlara astığımdan beri
Tehlikeli şiir okur
Dünya'ya sataşırım ben” Demişti ya Ahmet Kaya, işte tam da bundan dem vururduk… Necip Fazıl’dan “Aman efendim aman!” derken, ezgilerle de haykırırdık, “Destan”ını da ekleyerek… Süleymanname ile siyasete çatardık… Büyük Doğu Marşı ile yüreklerimizi genişletirdik… Çok tehlikeli şiirler okurduk, fısıl fısıl fısıldardık…
imkansızlığa galebe çaldım ve sınırlara koştum.
insanlarım, sonsuzluğun insanları,
filistin benim evim,
filistin benim alevim,
filistin benim intikamım ve sabrın vatanı" Diyerek Filistin marşını şiirle dile getirirdik… Sonra Esra Elönü’nün dile getirdiği 2012 yılında yazdığı şiir benim tercümanım olmuştu: “Bizi soracak olursanız biz çok iyiyiz… Siz halimizi sordukça Biz hatırımızı şaha kaldırırız… Büyüklerin ellerinden Küçüklerin gözlerinden