Yozgat’ın merkeze bağlı Çadırardıç köyünde yaşayan Şükrü Şahiner, babadan kalma 49 yıllık taş değirmende tam buğday unu üretimi yaparak değirmencilik kültürünü yaşatıyor.
Çadırardıç köyünde 49 yıl önce babası tarafından kurulan taş değirmende gelişen teknolojiye rağmen geleneksel yöntemlerle tam buğday unu üretimi yapan Şükrü Şahiner, vatandaşlara hizmet vermeyi sürdürüyor. Ekmek teknesinin başından biran dahi olsa ayrılmayan Şahiner, tarladan saf halde gelen temizlenmiş buğdayı değirmende öğüterek tam buğday unu elde ediyor. Hasat mevsimiyle birlikte 4 ay boyunca geleneksel usullerle un öğütülen değirmene Yozgat başta olmak üzere çevre illerdeki vatandaşlar da yoğun ilgi gösteriyor. Vatandaşlar daha sağlıklı olduğu için taş değirmende öğütülen unu tercih ediyor.
"Benden sonra burası kapanır"
Babasının yanında 10 yaşındayken değirmende un öğütmeyi öğrenen Şükrü Şahiner, “1974 yılında bu değirmeni babam yaptırdı. Bu değirmende biz un öğütüyoruz, değirmen kara taşla çalışıyor. Öğüttüğümüz unu şeker hastaları çok fazla kullanıyor, kepekli un olarak alıyorlar ve kullanıyorlar. Bu un diğer unlardan daha sağlıklı. Vatandaşlar da onun için tercih ediyor. Biz de baba mesleğini devam ettiriyoruz. Çorum’dan Yozgat’tan ilçelerden un öğütmek için geliyorlar. Benden sonra kimse devam ettiremeyecek çocuklarım da Ankara’ya göçtü, bizden sonra burası kapanır” dedi. "Sağlık için tercih ediyoruz"
Çorum’un Sungurlu ilçesine bağlı Balkaya köyünden gelen İsa Gözalan ise her yıl taş değirmende un öğüttüklerini söyleyerek, “Annem için buğday unu çektirmek amacıyla Çadırardıç köyüne geldim, bu un diğerlerinden farklı, yapay değil tam buğday unu. Sağlık açısından kullanıyoruz. Bu değirmenler, çok fazla kalmadı, her sene buraya gelip buğdayımızı öğütüyoruz” şeklinde konuştu.
"Tamamen doğal"
Çorum’un Sungurlu ilçesine bağlı Bunalan köyü Muhtarı Ahmet Sağlam da, “Bu değirmen taş değirmenidir. Taşla buğday öğütülüyor ve tamamen doğal. Fabrikalarda üretilen unla yapılan ekmekleri çok fazla tercih etmiyoruz. Biz buraya her yıl harman zamanı geliriz. 200 çinik buğdayımızı öğütür, un elde ederiz. Bu da bize bir yıl yeter, yıllık unumuzu burada öğütüp götürüyoruz” ifadelerine yer verdi.
Babasının yanında 10 yaşındayken değirmende un öğütmeyi öğrenen Şükrü Şahiner, “1974 yılında bu değirmeni babam yaptırdı. Bu değirmende biz un öğütüyoruz, değirmen kara taşla çalışıyor. Öğüttüğümüz unu şeker hastaları çok fazla kullanıyor, kepekli un olarak alıyorlar ve kullanıyorlar. Bu un diğer unlardan daha sağlıklı. Vatandaşlar da onun için tercih ediyor. Biz de baba mesleğini devam ettiriyoruz. Çorum’dan Yozgat’tan ilçelerden un öğütmek için geliyorlar. Benden sonra kimse devam ettiremeyecek çocuklarım da Ankara’ya göçtü, bizden sonra burası kapanır” dedi. "Sağlık için tercih ediyoruz"
Çorum’un Sungurlu ilçesine bağlı Balkaya köyünden gelen İsa Gözalan ise her yıl taş değirmende un öğüttüklerini söyleyerek, “Annem için buğday unu çektirmek amacıyla Çadırardıç köyüne geldim, bu un diğerlerinden farklı, yapay değil tam buğday unu. Sağlık açısından kullanıyoruz. Bu değirmenler, çok fazla kalmadı, her sene buraya gelip buğdayımızı öğütüyoruz” şeklinde konuştu.
Çorum’un Sungurlu ilçesine bağlı Bunalan köyü Muhtarı Ahmet Sağlam da, “Bu değirmen taş değirmenidir. Taşla buğday öğütülüyor ve tamamen doğal. Fabrikalarda üretilen unla yapılan ekmekleri çok fazla tercih etmiyoruz. Biz buraya her yıl harman zamanı geliriz. 200 çinik buğdayımızı öğütür, un elde ederiz. Bu da bize bir yıl yeter, yıllık unumuzu burada öğütüp götürüyoruz” ifadelerine yer verdi.