Türk dili ve kültürünün önemli yapıtaşlarından olan sözlü kültüre dair araştırmalar, kültür ve dilin inceliklerinin kayda geçirilmesi bakımından oldukça önemlidir. “Atalar Ne Dedi Ben Ne Anladım” eseri, Sivas, Zara, Kaplan köyü yöresine odaklanan bir sözlü kültür derleme çalışması. Kitapta atasözleri ve deyimlerin yapısı ve derleme yöntemi hakkındaki Giriş’in ardından 600’ü aşkın “atasözü”, 2000’i aşkın “deyim”, 100’ü aşkın “bilmece”, onlarca “mani”, 200’ü aşkın “ikileme” ve 1500’ü aşkın “kelime” açıklamalarıyla birlikte yer alıyor. Yerel ağızla verilen örnek cümlelerle ve deyimlerin doğuş hikâyeleriyle zenginleşen eser, kapsamlı bir sözlü kültür hafızasını kayıt altına alıyor. Türk dili, halk kültürü ve toplumsal tarih alanında çalışanların ve bu konulara ilgi duyanların duyarsız kalamayacağı bir çalışma.
Kitabın yazarı Yunus Özel, tüm mütevazılığıyla gazetemizi ziyaret ederek 50 yılı aşkındır üzerinde titizlikle çalıştığı “Atalar Ne Dedi Ben Ne Anladım” eserini anlattı, feyz aldık, sizi de feyzlendirmek istedik.
BİRİNCİLİKLE BAŞLADI
Yazar Yunus Özel kitabının oluşumuna ilham veren olayı şöyle anlattı; “İstanbul Öğretmen Okulu’nun son sınıfında okuduğum 1968 yılında, Kültür Edebiyat ve Yayın kolunun düzenlediği folklor inceleme yarışmasında aldığım birincilik, beni bu yolun başına, Türk halkiyat deryasının kıyısına getirip bıraktı. O gün bugün, bu deryadan zaman zaman avuç dolusu, genellikle de tek tek inci mercan çıkarıyorum. Umut kesilmiş batıklara, öyküleri unutulmuş kırık parçalara ulaşıyorum. Yarım yüzyıldır süren derleme çabama yetecek manevi gücü, koşulduğum kağnının tekerini döndürecek kuvveti işte o birincilik verdi bana.
Yarışmanın açıldığı günlerde, ayağımdaki bir yaralanmadan dolayı okul doktoru, dokuz yıllık yatılı okul hayatımın en uzun istirahatını vermişti. Üç gün ayağımın üzerine basmamam gerekiyordu. Revirde geçirdiğim bu süreyle, yarışmaya hazırlanmama yetecek zaman yağıma gelmişti.
Kaplan Köyünde söylenen atasözü, deyim ve bilmecelerden aklımda kalanları, kulaklarımda yankılananları yazarak başvurdum yarışmaya. Kırk atasözü, otuz deyim ve dokuz bilmeceden oluşan bu çalışma, bana birincilikten çok daha önemli bir kazanım sağlamış, doğup büyüdüğüm ve ilkokulu bitirene kadar hiç ayrılmadığım, bugüne dek de hiç kopmadığım Kaplan Köyünün folklor hazinelerine pencere aralamıştı.”
Ve tüm çalışmaların başlangıcı olan dönüm noktası ardından Yunus Özel çalışmalarının kendisine verdiği şevki şöyle dillendiriyor:
“(…) köy hayatının bütün katmanlarına yayılıyor; inci mercan toplama evde barkta, yaylada kışlada, tarlada tapanda, pınarda yunakta, otlakta sulakta, bağda bostanda, yazıda yabanda, düğünde dernekte, sözde sohbette, kavgada çekişte… hâsılı kelam, insanın ses verdiği her yerde devam edecekti.”
Derlediklerini olgunlaşmış meyvelere benzetiyor Yunus hocam, pusula kağıtlarının, dosya kağıtlarının, not defterlerinin, cep defterlerinin dolduğunu, keseden kasaya, parça bölük kağıtlardan büyük defterlere derlemeleri taşıdığını belirterek, “Dağarcıklı Defter 6 Şubat 2005’te dolacak, izleyen on beş yılda derlediklerim, kendi renklendirdiğim karton kapakla özelleşen ikinci defterin iki yüz sayfasını dolduracak” dedi.
KİTAP SEVDASI
Bu çalışmalarının Türkçe Öğretmeni Mehmet Aydın’a ihbar edildiğini, öğretmeninin Türk Dil Kurumu’na gitme teklifini ‘sarı liraları’ reddederek derlemelerin başka yerde yayınlamasını önlediğine dikkat çekerek, “Başından beri kafamda daha parlak düşünceler vardı çünkü. Kitap yazmak, derlemelerin hepsini o kitapta toplamak… Kendilerinden derleme yaptığım yüzlerce insandan, bunları ne yapacağımı soranlara da hep aynı şeyi söylemiş, bir bakıma söz vermiştim onlara” sözleriyle sırf bu söz için emekliliği beklediğini ifade etti.
Daktilo ile yaptığı çalışmalarda yaşadığı zorlukları dile getirdi Yunus Özel ve ardından 2000 yılında çalıştığı özel okul olanaklarıyla edindiği dizüstü bilgisayar ile yaşadığı devrimi şöyle özetledi; “Daktilodan sonra bilgisayara geçmek; en güzel şiir ve romanların, en derin ilmi kitapların kalemle yazıldığı gerçeğini saklı tutmak şartıyla, bir devrim sayılırdı. Sil, kes, yapıştır; cümle arasına, satır arasına, hatta paragraf ve sayfa aralarına gir; yeni derlemeleri eskilerle hem de abc sırasına uygun olarak birleştir. Bütün bu ayrıntıları sayıp dökmemin nedeni sürekli büyüyüp gelişen, yeni derlemelerin eklenmesi sırasında biçim değişikliğine uğrayan, adeta canlı bir yapısal bütünlük; eklenen her yeni taşın duvarla kaynaşmasına tanık olunan canlı bir örüntü (organizma) ile karşı karşıya olduğumuzu dile getirebilmektir.”
Ve bu canlı organizma şimdi kitaplaştı, tüm güzelliği, tüm zenginliği ve ihtişamıyla karşımızda. Dile kolay; 600’ü aşkın “atasözü”, 2000’i aşkın “deyim”, 100’ü aşkın “bilmece”, onlarca “mani”, 200’ü aşkın “ikileme” ve 1500’ü aşkın “kelime” açıklamalarıyla birlikte capcanlı kitap artık başucumuzda…
Bu sırra ermek dileğiyle, teşekkürler Yunus Özel hocam, halkbilgisine kattığınız bu güzel çalışmanızdan dolayı…
GÜNCEL
Yayınlanma: 29 Ekim 2023 - 13:19
Atalar Ne Dedi Ben Ne Anladım
Türk dili ve kültürünün önemli yapıtaşlarından olan sözlü kültüre dair araştırmalar, kültür ve dilin inceliklerinin kayda geçirilmesi bakımından oldukça önemlidir
GÜNCEL
29 Ekim 2023 - 13:19