Ahşap Oymacılığı: Geçmişten Günümüze Sivas'ta Bir Sanatın Hikayesi 

İnsanlığın İlk Sanatlarından Biri: ahşap Oymacılığı 

Oymacılık, sadece süsleme sanatı değil, aynı zamanda insanlığın en eski sanatlarından biridir. Tarih öncesi dönemlere ait kaya ve mağara resimleri bile birer oyma sanatı olarak kabul edilebilir. Zamanla taş, mermer, fildişi gibi farklı malzemeler de kullanılsa da, ahşap oymacılığı en yaygın ve özel olanıdır. 
Osmanlı'da Nakkaş Ustaları 
Osmanlı İmparatorluğu döneminde bu sanatın ustalarına "nakkâş", "nahhât", "kendekâr" ve "kalemkâr" gibi isimler verilmiştir. Bu ustalar, sarayları, camileri ve diğer önemli yapıları ahşap oymacılığı ile süslemişlerdir. Geometrik desenler, bitki motifleri, kaligrafi ve hat sanatı gibi unsurlar kullanılarak eserlere estetik ve anlam katılmıştır. 

Yüzey, Üç Boyutlu ve Dekupe: Oymacılığın Çeşitleri 

Oymacılık, kullanılan malzemeye ve işleme tekniğine göre farklı kategorilere ayrılır. Yüzey oymacılığı, en yaygın kullanılan türdür ve sert malzeme üzerine farklı derinliklerde motifler işlenerek yapılır. Üç boyutlu oymacılıkta ise ahşaptan kabartma veya heykel formunda eserler üretilir. Dekupe oymacılıkta ise testere ve diğer aletlerle ahşap kesilerek çeşitli şekiller oluşturulur.
 
Sivas'ta Ahşap Oymacılığı: Geçmişten Günümüze 

Sivas'ta ahşap oymacılığı, el sanatları arasında önemli bir yere sahiptir. Geçmişte camiler, medreseler ve evler bu sanatla süslenirken, günümüzde daha çok hediyelik eşya ve süs eşyası yapımında kullanılmaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte her alanda olduğu gibi ahşap oymacılığında da daralma yaşansa da, bu geleneksel sanatı yaşatmaya çalışan ustalar hala mevcuttur. 
Ahşap oymacılığı, sadece bir el sanatı olmanın ötesinde, kültürel mirasımızın da önemli bir parçasıdır. Sivas'ta yaşayan bu sanatın ustaları, geçmişten gelen bu geleneği eserleriyle yaşatmaya devam etmektedirler. 
 

Musa Demir