AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Tatar açıklamalarda bulundu

AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Tatar, depremin birinci yıl dönümünde açıklamalarda bulundu. AFAD’ın Ankara’daki Genel Müdürlüğünde konuşan Tatar, depremin ilk anından itibaren bölgede toplamda 3 milyon 500 bin insanın hava, kara ve deniz yoluyla tahliye edildiğini hatırlattı.

Deprem bölgesinde 700 bin civarında vatandaşın konteyner kentlerde kaldığını belirten Tatar, “AFAD’ın koordinasyonunda bütün kamu kurumları büyük bir seferberlik ile buradaki konteyner kentlerin altyapılarını kurdu. İçerisinde televizyonundan vantilatörüne kadar çamaşırına ve buzdolabına kadar farklı farklı ekipmanların olduğu konteyner kentler var” diye konuştu.

Depremin ardından dünyanın en önemli hasar tespit çalışmalarına başladıklarını anlatan Tatar, yaklaşık 2 milyon 300 bin binanın 12 bin kişi civarında inşaat mühendisi tarafından hasar tespiti yapıldığın belirtti. Bunun yanı sıra Tatar, deprem bölgesindeki enkazların da yüzde 92’sinin kaldırıldığını aktardı.

“Karada oluşmuş en büyük deprem”

7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin 570 kilometre civarında yüzey kırığı meydana getirdiğine dikkati çeken Tatar, “9 saat arayla 7 farklı fay parçasını kırmış dünyanın bir başka ülkesinde örneği olmayan karada oluşmuş en büyük deprem. Ülkenin yüz ölçüsünün yüzde 20’lik bir bölümü. 14 milyon diyoruz ama diğer illerin çeperlerindeki 8 ili de saydığımızda yaklaşık 20 milyon civarında insanın doğrudan etkilendiği psikolojik olarak 85 milyon insanın etkilendiği ve büyük bir travma yaşadığı deprem serisinden bahsediyorum. Bunun yaralarını kaldırmak çok kolay bir iş değil” ifadelerini kullandı.

“Kentsel dönüşüm yasasını doğru anlamamız gerekiyor”

Türkiye’de Marmara bölgesi başta olmak üzere birçok riskli yapı olduğunu dile getiren AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, “Riskli yapıların dönüştürülmesi ve bir an önce dirençli deprem performansı arttırılmış binalar üretmemiz gerekiyor. Bu anlamda da Kentsel Dönüşüm yasasını doğru kullanmamız ve anlamamız gerekiyor. Eğer bir takım uygulamadan yaşanabilecek uygulamalar varsa muhakkak yine devlet çözecektir. Önümüzdeki 5 yıllık süreci çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor” ifadesini kullandı.

İHA