Tokat'ta yaşayan 77 yaşındaki Tülay Atila, tatil için gittiği Kütahya’daki çinilerden etkilenerek memleketinde atölye kurdu. Kısa sürede markalaşan Atila, atölyede çalışan kadınlar ile birlikte imal ettikleri çini ürünlerinin yüzde 90’ını yurt dışına gönderiyor.
Tokat’ın Niksar ilçesinde yaşayan 77 yaşındaki Tülay Atila’nın önderliğindeki çini atölyesi, geleneksel Türk çini sanatını modern bir yaklaşımla yaşatıyor. Atila, çocuklarıyla Kütahya'da bulunduğu dönemde çini sanatıyla tanıştı. Kendi tabiriyle cahil cesaretiyle Niksar’da çini atölyesi kuran Atila, ilk zamanlar bilgi ve tecrübesizlikten dolayı zor günler yaşadı. İki yıl boyunca öğrenme, araştırma ve denemeyle geçen sürecin ardından Atila, ilçedeki ev hanımlarına iş imkânı sağlayarak, onların sanat becerilerini keşfetmelerine ve geliştirmelerine imkan sağladı. Atölyede çalışan kadınlar, başlangıçta çiniyle ilgili deneyimi olmamasına rağmen ortaya çıkardıkları eserlerle büyük başarı elde etti. Öğrendiği tekniği atölye ve sınıfta diğer kadınlara öğreten Atila, internetten de çini sanatıyla ilgili eğitimlerine devam ediyor. Bir yandan da online dersler alarak sürekli olarak kendini geliştiren Atila, çocuklarının desteğiyle ürünleri başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Japonya ve Yunanistan gibi ülkelere gönderiyor. Atila, ilerlemiş yaşına ve sağlık sorunlarına rağmen yaptığı ürünlerle ismini ölümsüzleştiriyor.
Hızlı bir kararla Niksar ilçesinde çini atölyesi kurduğunu anlatan Tülay Atila, “Kütahya’ya çocuklarımdan dolayı sık sık gittiğimiz için hadi çini yapalım dedik. Ama yapalım ile olmuyormuş. Çok cahilce ve hızlıca işin içine girdik. Tabii bu sefer bu işi bilmediğimizi fark ettim. İki yılım sadece öğrenme, araştırma ve denemeyle geçti. Amaçlarımdan bir tanesi Niksar'da çalışmak isteyen ama imkân bulamayan ev hanımlarına evlerinde veya atölyede bir iş imkânı sağlamaktı. O da çok güzel oldu. Çünkü gelen bayanların hiçbirinin çiniyle alakası yokken herkes sanatını, becerisini ortaya koydu. Umduğumuzdan güzel işler çıktı. Bütün teknikleri öğrendik ve sınıfımızda, okulumuzda, atölyemizde çalışan bayanlara öğrettik. Online ders de olsa alıyorum, bilenlerle konuşuyorum. İnterneti çok kullanıyorum. Yani bu bakımdan çok büyük yardımcı gruplarımız var" dedi.
"Beni bıraksalar gece gündüz iş yaparım"
Çalışmayı çok sevdiğini söyleyen Atila, "Çini seramik gruplarında sorular oluyor, onları okuyoruz. Yüzde 90 yurt dışına gönderiyoruz. O da bir şans benim için. Çünkü çocuklarım orada Türkiye'den götürdükleri hediyelik eşyaları toptan satıyorlardı. En büyük pazar payımız yüzde 90 ile Amerika. Çocuklarım orada toptan veriyorlar, fuarlara katılıyorlar. Japonya'da iki firmaya gönderdik, Yunanistan'a gönderdik, İngiltere'ye gönderdik. Ama çocuklara yaptığımız ürünlerin daha çok olması sebebiyle onların bazı istek ve taleplerini karşılayamadık. Çünkü bizim esas pazarımız Amerika ve çocuklarımız. Japonların dükkânları çok küçük. Küçük küçük ürün siparişi yapıyorlar. Ama yine de gururlanıyorsun yani Niksar'dan Japonya’ya, Amerika'ya gidiyor. Öleceğim ama bu tabak benim adımı her yerde gösterecek. Kim alır, kim kullanır, kime hediye gider bilmiyorum. Ama ileride torunlarım bir yerde tesadüfi adımı görürlerse 'Bu bizim' diyebilirler. Onlar beni mutlu ediyor. Dizimden ameliyat olduğum için merdiveni zor inip çıkıyorum. Gözümden kataraktan ameliyat oldum. Ama bunlar beni hiç engellemiyor. Merdiven olmasa hayatım çok güzel. Bir de pazar günü olmasa çok güzel olacak. Çünkü pazar günü de atölyeler kapalı oluyor. Beni bıraksalar gece gündüz iş yaparım” şeklinde konuştu.
“Çini sanatıyla 4 yıl önce tanıştım”
Çini sanatıyla 4 sene önce tanıştığını söyleyen Mehtap Baran ise, “Ben ahşap boyamaya gitmeyi istemiyordum. İlla tabak diye tutturdum. Açılınca Tülay ablaya iş için başvurduk. 6 ay öğrenemedim, öğrenemedim derken sıkıntılı bir sürecim de vardı. Sağ olsun Tülay abla da sabretti, 'Seninle devam edelim' dedi. Pandemi döneminde çıkışımız oldu ama sonra girdik, 4 senedir devam ediyoruz” diye konuştu. İHA
Tokat’ın Niksar ilçesinde yaşayan 77 yaşındaki Tülay Atila’nın önderliğindeki çini atölyesi, geleneksel Türk çini sanatını modern bir yaklaşımla yaşatıyor. Atila, çocuklarıyla Kütahya'da bulunduğu dönemde çini sanatıyla tanıştı. Kendi tabiriyle cahil cesaretiyle Niksar’da çini atölyesi kuran Atila, ilk zamanlar bilgi ve tecrübesizlikten dolayı zor günler yaşadı. İki yıl boyunca öğrenme, araştırma ve denemeyle geçen sürecin ardından Atila, ilçedeki ev hanımlarına iş imkânı sağlayarak, onların sanat becerilerini keşfetmelerine ve geliştirmelerine imkan sağladı. Atölyede çalışan kadınlar, başlangıçta çiniyle ilgili deneyimi olmamasına rağmen ortaya çıkardıkları eserlerle büyük başarı elde etti. Öğrendiği tekniği atölye ve sınıfta diğer kadınlara öğreten Atila, internetten de çini sanatıyla ilgili eğitimlerine devam ediyor. Bir yandan da online dersler alarak sürekli olarak kendini geliştiren Atila, çocuklarının desteğiyle ürünleri başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Japonya ve Yunanistan gibi ülkelere gönderiyor. Atila, ilerlemiş yaşına ve sağlık sorunlarına rağmen yaptığı ürünlerle ismini ölümsüzleştiriyor.
Hızlı bir kararla Niksar ilçesinde çini atölyesi kurduğunu anlatan Tülay Atila, “Kütahya’ya çocuklarımdan dolayı sık sık gittiğimiz için hadi çini yapalım dedik. Ama yapalım ile olmuyormuş. Çok cahilce ve hızlıca işin içine girdik. Tabii bu sefer bu işi bilmediğimizi fark ettim. İki yılım sadece öğrenme, araştırma ve denemeyle geçti. Amaçlarımdan bir tanesi Niksar'da çalışmak isteyen ama imkân bulamayan ev hanımlarına evlerinde veya atölyede bir iş imkânı sağlamaktı. O da çok güzel oldu. Çünkü gelen bayanların hiçbirinin çiniyle alakası yokken herkes sanatını, becerisini ortaya koydu. Umduğumuzdan güzel işler çıktı. Bütün teknikleri öğrendik ve sınıfımızda, okulumuzda, atölyemizde çalışan bayanlara öğrettik. Online ders de olsa alıyorum, bilenlerle konuşuyorum. İnterneti çok kullanıyorum. Yani bu bakımdan çok büyük yardımcı gruplarımız var" dedi.
"Beni bıraksalar gece gündüz iş yaparım"
Çalışmayı çok sevdiğini söyleyen Atila, "Çini seramik gruplarında sorular oluyor, onları okuyoruz. Yüzde 90 yurt dışına gönderiyoruz. O da bir şans benim için. Çünkü çocuklarım orada Türkiye'den götürdükleri hediyelik eşyaları toptan satıyorlardı. En büyük pazar payımız yüzde 90 ile Amerika. Çocuklarım orada toptan veriyorlar, fuarlara katılıyorlar. Japonya'da iki firmaya gönderdik, Yunanistan'a gönderdik, İngiltere'ye gönderdik. Ama çocuklara yaptığımız ürünlerin daha çok olması sebebiyle onların bazı istek ve taleplerini karşılayamadık. Çünkü bizim esas pazarımız Amerika ve çocuklarımız. Japonların dükkânları çok küçük. Küçük küçük ürün siparişi yapıyorlar. Ama yine de gururlanıyorsun yani Niksar'dan Japonya’ya, Amerika'ya gidiyor. Öleceğim ama bu tabak benim adımı her yerde gösterecek. Kim alır, kim kullanır, kime hediye gider bilmiyorum. Ama ileride torunlarım bir yerde tesadüfi adımı görürlerse 'Bu bizim' diyebilirler. Onlar beni mutlu ediyor. Dizimden ameliyat olduğum için merdiveni zor inip çıkıyorum. Gözümden kataraktan ameliyat oldum. Ama bunlar beni hiç engellemiyor. Merdiven olmasa hayatım çok güzel. Bir de pazar günü olmasa çok güzel olacak. Çünkü pazar günü de atölyeler kapalı oluyor. Beni bıraksalar gece gündüz iş yaparım” şeklinde konuştu.
“Çini sanatıyla 4 yıl önce tanıştım”
Çini sanatıyla 4 sene önce tanıştığını söyleyen Mehtap Baran ise, “Ben ahşap boyamaya gitmeyi istemiyordum. İlla tabak diye tutturdum. Açılınca Tülay ablaya iş için başvurduk. 6 ay öğrenemedim, öğrenemedim derken sıkıntılı bir sürecim de vardı. Sağ olsun Tülay abla da sabretti, 'Seninle devam edelim' dedi. Pandemi döneminde çıkışımız oldu ama sonra girdik, 4 senedir devam ediyoruz” diye konuştu. İHA