Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri olduk. Artık Türkiye uydu teknolojilerinde A takımında ilk 11'dedir" dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TÜRKSAT 6A uydusunun fırlatılma hazırlıkları kapsamında Türksat Gölbaşı Kampüsü'nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kacır, Türkiye sathındaki 102 teknoparkta 10 bin 600'den fazla girişimin teknoloji geliştirme yolculuğunu sürdürdüğünü ifade etti.
Bin 600'den fazla arge ve tasarım merkezindeki firmaların inovasyon odaklı projeleri hayata geçirdiğini söyleyen Kacır, "Yatırım, istihdam, üretim, icat ve ihracat rotasında yeni başarı hikayeleri yazıyoruz. Teknolojide paradigma değişimlerine doğru zamanda odaklanarak yüksek teknoloji ve katma değer üreten öncü Türkiye'yi hep birlikte inşa ediyoruz. Bu anlayışın işaret fişeğini savunma sanayinde yaktık. Gerçekleştirdiğimiz ürün, sistem ve alt sistem bazlı yerlileşme çalışmalarıyla sektörde yüzde 20 olan yerlilik oranını yüzde 80'lerin üzerine çıkardık" diye konuştu.
Kacır, Türkiye'nin milli ve özgün savunma sanayi ürünlerinin dünyada savaş paradigmasını ve jeopolitik dengeleri değiştirici unsurları olduğunu dikkati çekerek, "Benzer bir fırsat penceresini şimdi uzay teknolojilerinde görüyoruz. Fırlatma maliyetlerinde son 20 yılda yaşanan hızlı düşüş uzay sektörünün ilerlemesine kapı araladı. Uzayın tarımdan sağlığa, haberleşmeden bilgi teknolojilerine, farklı alanlarda yeni buluşların ve teknolojilerin öncüsü olmasını daha da hızlandırdı. Teknoloji geliştirmede ve yüksek teknoloji üretiminde küresel ölçekte iddia sahibi bir ülke olarak ülkemizin uzayın sunduğu fırsat yararlanmasını ve hak ve menfaatlerimizi korumayı bir tercihten öte zorunluluk addediyoruz. Bu anlayışla uzay bilimi ve teknolojilerinde insan kaynağı, tasarım ve mühendislik kabiliyetleri açısından ülkemizi adım adım ileriye taşıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Geçtiğimiz yıl uzaya fırlattığımız metre altı çözünürlüklü milli gözlem uydumuz İMECE ile artık dünyanın her yerinden hiçbir kısıt olmadan görüntü alabiliyoruz. Haberleşme uydularımızın kapsama alanını yaklaşık 5 milyar nüfusun yaşadığı coğrafyaya eriştirecek TÜRKSAT 6A projesiyle de haberleşme uydularının üretimi ve geliştirilmesinde elde ettiğimiz kazanımlardan bugüne kadar yurt dışından temin ettiğimiz ve görüntüleme uydularına nazaran daha sofistike teknolojileri bünyesinde barındıran haberleşme uydularının üretiminde en ileri düzeyde yararlandık."
Kacır, tüm aşamalarını yerli olarak gerçekleştirdikleri proje sürecinde 23 farklı çeşitte 85 ekipmanı yerli olarak ürettiklerini hatırlatarak, "Yüzde 80'in üzerinde bir yerlilik oranını yakaladık. Sistem entegrasyonu sonrasında gerçekleştirilen 396 çevresel ve fonksiyonel testle uydumuzun uzay şartlarını ve fırlatma koşullarına uygunluğunu doğruladık. Tüm bu kabiliyetlere sahip kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri olduk. Artık Türkiye uydu teknolojilerinde A takımında ilk 11'dedir" dedi.
4 Haziran'da uydunun fırlatma alanına nakliyesini gerçekleştirdiklerini vurgulayan Kacır, "O günden bu yana arkadaşlarımız fırlatma öncesi kontrol testlerini yakıp dolum faaliyetlerini ve fırlatma aracıyla entegrasyon çalışmalarını tamamladılar. TÜBİTAK Uzay, TUSAŞ, ASELSAN ve TÜRKSAT ekiplerinin başarılı ortak çalışmasıyla bugünlere gelen projede kritik bir eşiğe birazdan hep birlikte şahitlik edeceğiz. Bu fırlatma bir ilki daha gerçekleştireceğiz. Uydumuzun yörünge yerleşme operasyonu ilk kez bizim mühendislerimiz tarafından yürütülecek. Bu, bize daha iddialı projeler için önemli bir tecrübe kazandıracak. TÜRKSAT 6A'nın fırlatma sonrasında görev yapacağı, dünyadan 35 bin 786 kilometre uzaklıktaki yer sabit yörüngeye salimen varmasını temenni ediyorum" diye konuştu.
"Bu tarihi misyonun ardından milli uzay programımız doğrultusunda uydu geliştirme alanında kamuda bulunan kapasiteyi tek çatı altında toplayarak küresel rekabet gücüne sahip milli uydu markamızı oluşturacağız. Bugüne kadar uydu geliştirme ve üretimi sürecinde elde ettiğimiz teknolojik yetkinliklerin ekonomik değere dönüşmesini hızlandıracağız. Arge üretim kabiliyetlerimizden yeni uydu projelerimizde ve Ay programımızda en üst düzeyde istifade edeceğiz. Ülkemizin uzaydaki vizyonu ve iddiasını ortaya koyan Milli Uzay Programımız doğrultusunda güçlü ve bağımsız bir Türkiye'nin yerini uzayda da tahkim edeceğiz."
Türk astronot ve bilim misyonu kapsamında ilk Türk astronot Alper Gezeravcı'nın uzay istasyonunda 13 bilimsel deneyi gerçekleştirdiğini hatırlatan Kacır, diğer Türk astronot Tuna Cihangir Atasever'in de geçen ay 7 bilimsel deneyimi icra ettiği bir yörünge altı araştırma uçuşunu tamamladığını vurguladı.
Kacır, Ankara'da kurulacak uzay teknoloji geliştirme bölgesiyle, teknoloji girişimciliğinde Avrupa'nın yıldızı haline gelmiş ülkemizden uzay alanında yeni teknoloji girişimlerinin çıkmasını tetikleyeceklerini belirterek, "Ay programımız çerçevesinde kendi mühendislerimiz ve bilim insanlarımız tarafından tasarlanan ve üretilen milli imkanlarla geliştirilmiş etki sistemine sahip bir uzay aracıyla Ay'a erişeceğiz. Uluslararası iş birlikleriyle kuracağımız uzay limanıyla ülkemizin uzaya bağımsız erişimini temin edeceğiz. Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali Teknofest'te düzenlediğimiz gökyüzü şenlikleriyle, eğitim ve girişimci destek programlarıyla, uzay bilimi ve teknolojilerinde Türkiye'nin en kıymetli hazinesi insan kaynağımıza yatırım yapmayı hız kesmeden sürdüreceğiz. Türkiye Yüzyılı'nda küresel uzay ekonomisinden pay alan, uzayın sunduğu fırsatlardan en üst düzeyde yararlanan uzay bilimi ve teknolojilerinde varlığını güçlü şekilde ispat eden bir Türkiye'yi hep birlikte yükselteceğiz" ifadelerini kullandı. İHA
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TÜRKSAT 6A uydusunun fırlatılma hazırlıkları kapsamında Türksat Gölbaşı Kampüsü'nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kacır, Türkiye sathındaki 102 teknoparkta 10 bin 600'den fazla girişimin teknoloji geliştirme yolculuğunu sürdürdüğünü ifade etti.
Bin 600'den fazla arge ve tasarım merkezindeki firmaların inovasyon odaklı projeleri hayata geçirdiğini söyleyen Kacır, "Yatırım, istihdam, üretim, icat ve ihracat rotasında yeni başarı hikayeleri yazıyoruz. Teknolojide paradigma değişimlerine doğru zamanda odaklanarak yüksek teknoloji ve katma değer üreten öncü Türkiye'yi hep birlikte inşa ediyoruz. Bu anlayışın işaret fişeğini savunma sanayinde yaktık. Gerçekleştirdiğimiz ürün, sistem ve alt sistem bazlı yerlileşme çalışmalarıyla sektörde yüzde 20 olan yerlilik oranını yüzde 80'lerin üzerine çıkardık" diye konuştu.
Kacır, Türkiye'nin milli ve özgün savunma sanayi ürünlerinin dünyada savaş paradigmasını ve jeopolitik dengeleri değiştirici unsurları olduğunu dikkati çekerek, "Benzer bir fırsat penceresini şimdi uzay teknolojilerinde görüyoruz. Fırlatma maliyetlerinde son 20 yılda yaşanan hızlı düşüş uzay sektörünün ilerlemesine kapı araladı. Uzayın tarımdan sağlığa, haberleşmeden bilgi teknolojilerine, farklı alanlarda yeni buluşların ve teknolojilerin öncüsü olmasını daha da hızlandırdı. Teknoloji geliştirmede ve yüksek teknoloji üretiminde küresel ölçekte iddia sahibi bir ülke olarak ülkemizin uzayın sunduğu fırsat yararlanmasını ve hak ve menfaatlerimizi korumayı bir tercihten öte zorunluluk addediyoruz. Bu anlayışla uzay bilimi ve teknolojilerinde insan kaynağı, tasarım ve mühendislik kabiliyetleri açısından ülkemizi adım adım ileriye taşıyoruz" ifadelerini kullandı.
"23 farklı çeşitte toplam 84 ekipmanı yerli olarak üreterek yüzde 80'in üzerinde bir yerlilik oranını yakaladık"
Uzay alanındaki yetkinliklerin büyük ölçekte toplandığı uydu teknolojilerinde gerçekleştirdikleri yatırımlarla Türkiye'yi kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen ve test edebilen bir seviyeye ulaştırdıklarını kaydeden Kacır, sözlerine şöyle devam etti:"Geçtiğimiz yıl uzaya fırlattığımız metre altı çözünürlüklü milli gözlem uydumuz İMECE ile artık dünyanın her yerinden hiçbir kısıt olmadan görüntü alabiliyoruz. Haberleşme uydularımızın kapsama alanını yaklaşık 5 milyar nüfusun yaşadığı coğrafyaya eriştirecek TÜRKSAT 6A projesiyle de haberleşme uydularının üretimi ve geliştirilmesinde elde ettiğimiz kazanımlardan bugüne kadar yurt dışından temin ettiğimiz ve görüntüleme uydularına nazaran daha sofistike teknolojileri bünyesinde barındıran haberleşme uydularının üretiminde en ileri düzeyde yararlandık."
Kacır, tüm aşamalarını yerli olarak gerçekleştirdikleri proje sürecinde 23 farklı çeşitte 85 ekipmanı yerli olarak ürettiklerini hatırlatarak, "Yüzde 80'in üzerinde bir yerlilik oranını yakaladık. Sistem entegrasyonu sonrasında gerçekleştirilen 396 çevresel ve fonksiyonel testle uydumuzun uzay şartlarını ve fırlatma koşullarına uygunluğunu doğruladık. Tüm bu kabiliyetlere sahip kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri olduk. Artık Türkiye uydu teknolojilerinde A takımında ilk 11'dedir" dedi.
4 Haziran'da uydunun fırlatma alanına nakliyesini gerçekleştirdiklerini vurgulayan Kacır, "O günden bu yana arkadaşlarımız fırlatma öncesi kontrol testlerini yakıp dolum faaliyetlerini ve fırlatma aracıyla entegrasyon çalışmalarını tamamladılar. TÜBİTAK Uzay, TUSAŞ, ASELSAN ve TÜRKSAT ekiplerinin başarılı ortak çalışmasıyla bugünlere gelen projede kritik bir eşiğe birazdan hep birlikte şahitlik edeceğiz. Bu fırlatma bir ilki daha gerçekleştireceğiz. Uydumuzun yörünge yerleşme operasyonu ilk kez bizim mühendislerimiz tarafından yürütülecek. Bu, bize daha iddialı projeler için önemli bir tecrübe kazandıracak. TÜRKSAT 6A'nın fırlatma sonrasında görev yapacağı, dünyadan 35 bin 786 kilometre uzaklıktaki yer sabit yörüngeye salimen varmasını temenni ediyorum" diye konuştu.
"Küresel rekabet gücüne sahip milli uydu markamızı oluşturacağız"
Kacır, Türkiye'nin uzay alanında çalışma yürüten farklı kurum ve firmaların bünyesindeki kabiliyetlerini bir araya getirdiklerini ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:"Bu tarihi misyonun ardından milli uzay programımız doğrultusunda uydu geliştirme alanında kamuda bulunan kapasiteyi tek çatı altında toplayarak küresel rekabet gücüne sahip milli uydu markamızı oluşturacağız. Bugüne kadar uydu geliştirme ve üretimi sürecinde elde ettiğimiz teknolojik yetkinliklerin ekonomik değere dönüşmesini hızlandıracağız. Arge üretim kabiliyetlerimizden yeni uydu projelerimizde ve Ay programımızda en üst düzeyde istifade edeceğiz. Ülkemizin uzaydaki vizyonu ve iddiasını ortaya koyan Milli Uzay Programımız doğrultusunda güçlü ve bağımsız bir Türkiye'nin yerini uzayda da tahkim edeceğiz."
Türk astronot ve bilim misyonu kapsamında ilk Türk astronot Alper Gezeravcı'nın uzay istasyonunda 13 bilimsel deneyi gerçekleştirdiğini hatırlatan Kacır, diğer Türk astronot Tuna Cihangir Atasever'in de geçen ay 7 bilimsel deneyimi icra ettiği bir yörünge altı araştırma uçuşunu tamamladığını vurguladı.
Kacır, Ankara'da kurulacak uzay teknoloji geliştirme bölgesiyle, teknoloji girişimciliğinde Avrupa'nın yıldızı haline gelmiş ülkemizden uzay alanında yeni teknoloji girişimlerinin çıkmasını tetikleyeceklerini belirterek, "Ay programımız çerçevesinde kendi mühendislerimiz ve bilim insanlarımız tarafından tasarlanan ve üretilen milli imkanlarla geliştirilmiş etki sistemine sahip bir uzay aracıyla Ay'a erişeceğiz. Uluslararası iş birlikleriyle kuracağımız uzay limanıyla ülkemizin uzaya bağımsız erişimini temin edeceğiz. Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali Teknofest'te düzenlediğimiz gökyüzü şenlikleriyle, eğitim ve girişimci destek programlarıyla, uzay bilimi ve teknolojilerinde Türkiye'nin en kıymetli hazinesi insan kaynağımıza yatırım yapmayı hız kesmeden sürdüreceğiz. Türkiye Yüzyılı'nda küresel uzay ekonomisinden pay alan, uzayın sunduğu fırsatlardan en üst düzeyde yararlanan uzay bilimi ve teknolojilerinde varlığını güçlü şekilde ispat eden bir Türkiye'yi hep birlikte yükselteceğiz" ifadelerini kullandı. İHA