Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Adnan Ekinci, ilk defa Medicana Sivas Hastanesinde endoskopik otoskleroz (orta kulak kemikcik kireçlenmesi) ameliyatı uygulandığını ifade ederek, “Otoskleroz hastalığı, orta kulak kemikciklerinden olan üzengi kemiğinin iç kulakla birleştiği yerde kireçlenme nedeniyle hareket kabiliyetini ve işitmenin azalması hastalığıdır. 44 yaşındaki bayan hastamızda yaptığımız kulak muayenesi, işitme testi ve çekilen bilgisayarlı tomografisinde de her iki kulakta otoskleroz tanısı koyduk. Hastanın her iki kulağında 70 desibel işitme kaybı tespit edildi. Hastaya 1 yıl önce sol kulağına klasik yöntemle otoskleroz cerrahisi uyguladık ve sonuç olarak sol kulağı işitmesi tama yakın düzelerek sağlığına kavuştu. 10 yıl aradan sonra sağ kulağına endoskopik yöntemle otoskleroz ameliyatı uyguladık. Hastamız diğer ameliyatına göre kısa zamanda iyileşerek işitmesinde düzelme sağlanmıştır” dedi.
Hastalığın tedavisi ertelemek işitme kaybını ilerletiyor
Ekinci, bu hastalığın tedavisini ertelemek iştime kaybını ilerlettiğini belirterek, “Endoskopik kulak ameliyatları son zamanlarda popüler hale gelen ve hastaya ameliyat kesisi yapılmadan ameliyatın kulak içinden kamera yöntemiyle gerçekleştirilmesidir. Kulak zarı delikleri, orta kulak kulakçıkları kireçlenmesi hastalığı (otoskleroz ), kulak tüpü takılması ve orta kulak enfeksiyonları temizlenmesi ameliyatları endoskopik yöntemle yapılabilir. Özellikle açık ameliyatlardan korkan hastalar kulak zarı deliği onarımı ve otoskleroz cerrahisini ertelemekte ve hastalığın ve işitme kaybının daha ileri seviyelerine gelmesine yol açmaktadır” diye konuştu. “Hastalar diğer ameliyat yöntemine göre daha az ağrı duymakta”
Ekinci, hastalar diğer ameliyat yöntemine göre daha az ağrı duymakta ve daha kısa sürede iyileşme görülmekte olduğunu söyleyerek, “Kulak ameliyatları genelde kulak arkasından veya kulak önünden yapılan geniş kesilerle uygulanmaktadır. Ameliyat sonrasında kulak önünde ve arkasında bu kesi yerlerinin dikiş materyalleriyle kapatılması nedeniyle hastada rahatsız edici iz kalabilmektedir. Hastalar ameliyat sonrasında yaklaşık 7-10 gün kulağına günlük sargı ve pansuman yaptırmak zorunda kalmaktadırlar. Endoskopik kulak cerrahisinde ise; kulak kanalı içinden herhangi bir kesi yapmadan endoskopik kamera ile orta kulağa girilerek kulak zarı ve işitme düzeltilmesi ameliyatı yapılabilmektedir. Kulakta dışarıdan herhangi bir büyük kesi yapılmadığı için iyileşme daha kısa sürede olmakta ve herhangi bir iz kalması da söz konusu olmamaktadır. Bu yöntemle hastalar diğer ameliyat yöntemine göre daha az ağrı duymakta ve daha kısa sürede iyileşme görülmektedir” şeklinde konuştu.
“Deneyim gerektiren hassas bir ameliyattır”
Ekinci, endoskopik otoskleroz ameliyatının deneyim gerektiren hassas bir ameliyatın olduğunu söyleyerek, “Ayrıca endoskopik kulak cerrahisinin doktora da teknik bazı avantajlar sağlar. Açılı endoskoplar kullanarak mikroskopun görmediği, ulaşamadığı yerlere ulaşmak mümkün olmaktadır. Aynı zamanda endoskop bize daha yakın daha geniş görüntüler sağlayarak onarma işlemini daha kolay yapmamızı sağlar. Endoskopik Otoskleroz cerrahisi son zamanlarda gelişmişi kliniklerde popüler hale gelen ileri derece incelik ve deneyim gerektiren hassas bir ameliyatlardır. Deneyimli ellerde işitme açısından son derece yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilmektedir” ifadelerini kullandı.(İHA)
Ekinci, bu hastalığın tedavisini ertelemek iştime kaybını ilerlettiğini belirterek, “Endoskopik kulak ameliyatları son zamanlarda popüler hale gelen ve hastaya ameliyat kesisi yapılmadan ameliyatın kulak içinden kamera yöntemiyle gerçekleştirilmesidir. Kulak zarı delikleri, orta kulak kulakçıkları kireçlenmesi hastalığı (otoskleroz ), kulak tüpü takılması ve orta kulak enfeksiyonları temizlenmesi ameliyatları endoskopik yöntemle yapılabilir. Özellikle açık ameliyatlardan korkan hastalar kulak zarı deliği onarımı ve otoskleroz cerrahisini ertelemekte ve hastalığın ve işitme kaybının daha ileri seviyelerine gelmesine yol açmaktadır” diye konuştu. “Hastalar diğer ameliyat yöntemine göre daha az ağrı duymakta”
Ekinci, hastalar diğer ameliyat yöntemine göre daha az ağrı duymakta ve daha kısa sürede iyileşme görülmekte olduğunu söyleyerek, “Kulak ameliyatları genelde kulak arkasından veya kulak önünden yapılan geniş kesilerle uygulanmaktadır. Ameliyat sonrasında kulak önünde ve arkasında bu kesi yerlerinin dikiş materyalleriyle kapatılması nedeniyle hastada rahatsız edici iz kalabilmektedir. Hastalar ameliyat sonrasında yaklaşık 7-10 gün kulağına günlük sargı ve pansuman yaptırmak zorunda kalmaktadırlar. Endoskopik kulak cerrahisinde ise; kulak kanalı içinden herhangi bir kesi yapmadan endoskopik kamera ile orta kulağa girilerek kulak zarı ve işitme düzeltilmesi ameliyatı yapılabilmektedir. Kulakta dışarıdan herhangi bir büyük kesi yapılmadığı için iyileşme daha kısa sürede olmakta ve herhangi bir iz kalması da söz konusu olmamaktadır. Bu yöntemle hastalar diğer ameliyat yöntemine göre daha az ağrı duymakta ve daha kısa sürede iyileşme görülmektedir” şeklinde konuştu.
Ekinci, endoskopik otoskleroz ameliyatının deneyim gerektiren hassas bir ameliyatın olduğunu söyleyerek, “Ayrıca endoskopik kulak cerrahisinin doktora da teknik bazı avantajlar sağlar. Açılı endoskoplar kullanarak mikroskopun görmediği, ulaşamadığı yerlere ulaşmak mümkün olmaktadır. Aynı zamanda endoskop bize daha yakın daha geniş görüntüler sağlayarak onarma işlemini daha kolay yapmamızı sağlar. Endoskopik Otoskleroz cerrahisi son zamanlarda gelişmişi kliniklerde popüler hale gelen ileri derece incelik ve deneyim gerektiren hassas bir ameliyatlardır. Deneyimli ellerde işitme açısından son derece yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilmektedir” ifadelerini kullandı.(İHA)