Vali, Salih Ayhan Şanlı Urfa’ya gitti.
Mevcut nüfusumuz bir eksildi.
Yeni vali Yılmaz Şahin Sivas’a geldi.
Görev değişimi gerçekleşti mi bilmiyorum ama olmadıysa da böyle olur.
Sivas nüfusu anında dengelendi.
Millete, devlete zeval gelmesin, çark fasılasız dönmektedir.
Valiler, +1’dir ama buradaki “1”in devletin temsilcisi olması münasebetiyle nüfus içindeki özgül ağırlığı çok yüksektir. Temsil, buralarda çok zaman alıcı bir şeydir; çünkü bir valiyle resim çektirdiğinde onu aile albümüne koyan insanlarız. Eşine dostuna göstererek hava atan eşrafımız ziyadedir. Söze “Vali beye dedim ki…” ile başlayan ve ağır abi pozu kesen nice zevat tanıdım.
Devletlûya yakın durmak töremizce iyi görülmez ve çok kıymetli olan zamanlarından çalar. Ama halkımız da valilerini pek sever. Her şehirde ileri bir rol oynayan aceze ittifakı herkese nasip olmayacak bir donanıma maliktir ve her cihetten sızar. “Aceze ittifakı” Merhum Ziya Paşa tarafından vukufiyetle dile getirilmiş, altı çizilmesi gereken bir sosyolojik kavramdır. Mülkiyeliler bu işlerde talimlidir; mezkûr ittifakı ve benzerlerini idare etmenin yolunu âlâ bilmektedir. Lüzumsuz işler için dahi randevu talebinde bulunan hatırlılara da zaman ayırmak lazım. Hafazanallah propaganda kabiliyetlerine diyecek yoktur; hoş tutmak icap eder.
Temsil hakikaten zor iştir azizim ve zaman alıcıdır. Kimseyi memnun edememek de vardır işin ucunda. Gençtim ve bana da çetin bir temsil görevi verilmişti. Devletin bir vakitler en üst makamında oturan şahsiyetine ve bir ağır hariciye mensubuna mihmandarlık etmiştim. On dakika içinde samimi olduk, akabinde hatıralar üstüne konuşmaya başladık. Bana yakın tarih olan vakalar, onlar için hatırası. Sonradan gelip, ağır misafirlerle beni kahvaltı masasında eski dostlar gibi gülüşürken gören şehir ricali acayip şaşırmıştı. Kimi bir pot kırarım diye korkmuş, kiminin de hoşuna girmişti; hasetlenenler bile olmuştu. Benim için temsilî bir vazifeydi; fotoğraf bile çektirmek aklıma gelmemişti. Çektirseydim aile albümüne koyar, arada bir hava atardım.
Sivas kolay idare edilen bir şehirdir. Yeni valimizin bunu bilmesinde faide mülahaza ederiz. Çark ise; dişlisiyle, yağcısıyla zaten hazırdır. “Akıllı yönetici, kadrolarına istikamet veren kişidir!” demiş, bir yönetişim uzmanı. Gerçi, uzmanların her dediği bu zamanda hüccet olmaz ama bazen doğru söyledikleri de olur. Beşeri malzememiz mevcut olandır; anında yenilenecek bir şey de değildir.
Valilerimiz tam da şehri içten kavrayacak kıvamdayken giderler, çoğunlukla da terfi ederek giderler. Bu durumun bir devlet politikası olması ihtimal dâhilindedir.
Giden de bizim, gelen de…
Gidenimize yol açıklığı, gelenimize kolaylıklar dilerim.